Akşam namazından sonra da dershanede  mevcut arkadaşlarımız ve Meşveret Heyeti üyeleriyle, bu dört günlük programın, artısı –eksisiyle genel anlamda bir değerlendirmesini yapıp notlarımızı aldık. Bu değerlendirmelerin ileriki zamanlar için çok önemli olduğu tecrübeyle sabittir. Mutlaka yapılması gerekli notlar alınmalıdır. Geleceği kaybetmemek, doğru Nurculuk yapmak, dünyevîlik ve zındıka komitelerine karşı tedbirli olmak açısından bu önemlidir. Kime nasıl ve ne şekilde ayakta kalınacağını hesaplayarak hareket etmek hayatî önem arz ediyor.

Bu dört günlük programdan genelde herkesin memnun olup istifade ettiği beyan edildi. Biz de memnuniyetimizi belirttik. İnşallah bu tür programları aksatmadan bütün yurt sathına yaygınlaştırmasının uygun olacağı ve bunu devam ettirmenin gereği ve faydası üzerinde durduk.

En kısa zamanda daha farklı programlarda buluşmak üzere, bana refakat eden değerli eğitimci kardeşim Selahaddin ile o gece Antalya’ya döndük.

Netice olarak: Bu mukaddes dâvânın âciz bir ferdi olarak gerçekten büyük bir aşk ve şevkle hanemize döndük. Hiçbir dünyevî, şahsî, siyasî hedef ve amacı olmayan böyle bir gönül dâvâsı içerisinde olmak mutlulukların en güzeli olsa gerektir.

Ruhun coşkusu, kalplerin tatmin olması, hislerin heyecanı, gönüllerdeki huzur ve saadet vücuda sıhhat, aileye huzur, vatana ve millete artı değer, ümmete manevî güç katmaya devam ediyor ve edecek.

Bu mukaddes dâvâyı tesis eden muazzez Üstadımıza, saffı evvel merhum ve masum Ağabeylerimize, sonraki ikinci üçüncü kuşaklara, şu an da Türkiye ve dünyanın her yerinde iman hizmetine gönül veren herkese devamlı duâlar edip duâlarını bekliyoruz.

Bu istikametli yolda hizmetlere devam eden herkese sonsuz teşekkürler ediyor bu güzelliklerin artarak, ihlâsla devam etmesini diliyoruz.

İslâm âleminin ve ülkenin gerçekten zorluklarla boğuştuğu bir zeminde ve zamanda hiç sarsılmadan Risale-i Nur dâvâsına gönül vererek, onu devam ettirmek, gazeteleri Yeni Asya başta olmak bütün neşriyatlarına sahip çıkıp devam ettirmek için her türlü fedakârlığı yapanları alkışlıyoruz. 

Daha ötesi “Şahs-ı Manevî” ve aidiyet duygusuyla bunu devam ettirmeyi hedefleyen hasları, aboneleri, okuyucuları, yazarları her türlü takdire lâyık görüp tebrikler ediyoruz.

Karadeniz insanının her konudaki: Sehavet, cömertlik, ihsan ve ikramları, sıcaklıkları, gayret ve himmetleri bu cemaat ve şahs-ı manevî için hem şimdi, hem de ilerisi için bize büyük ümit ve şevk veriyor. Trabzon tarihiyle, ekonomisiyle, sağlam imanlı insanlarıyla, dâvâ adamlarıyla, ekmeğiyle, hamsisi, sporu ve daha nice değerleri ile meşhur olan güzide bir şehir. Bu ilimizdeki Yeni Asya Meslek ve Meşrebini il ve çevrenin özelliklerini de dikkate alarak sergileyen, sahiplenen, destekleyen, çabalayan, himmet ve gayet eden hareketli ve cevval Yeni Asya Bölge ve İl Temsilciliği’ni, Risale-i Nur Enstitüsü’nü, bütün kadın erkek, yetişkin, genç, çocuk, esnaf, talebe, cemaate mensup herkesin sağlıkla, ihlâsla hizmetlerine devam etmelerini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Bu fedakâr insanların bizlere gösterdikleri bu yakınlık samimiyet ilgi alâka ve sıcaklıktan dolayı emeği geçen katkıda bulunan; abilere, ablalara, kardeşlere, bacılara; bütün kahramanlara selâm olsun. Allah ebeden razı olsun. Burada yıllardan beri devam eden talebe hizmetleri yetişkinlerle gençler arasındaki mütecanis birliktelik gerçekten güzel örnekler.

Bir konuyu da zikretmeden geçemeyeceğim. O da şudur: İlk meclisin kahraman mebuslarından Ali Şükrü Bey’in menfur bir suikasta kurban edilerek şehid edilmesi hâlâ tarihimizde bir karanlık leke olarak duruyor. Trabzon’un en hâkim noktasındaki Boztepe’de Ali Şükrü Bey’in bulunan kabrini Cuma günü ziyaret edip Fatihalarımızı okuduk. Bu büyük şehide Allah’tan rahmet diliyoruz. Hizmetleri ve hatıralarının elbet bir gün ya bu dünyada ya öbür dünyada açıklıkla ortaya çıkacağına olan ümidimizi muhafaza ederek daha bu gibi acı tabloların yaşamamasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Nice güzel ve samimî buluşmaları birlikte, gönül huzuruyla yaygınlaştırarak devam ettirmek niyaz ve temennilerimle.