İnsanlık; asrı, hayatı, olayları, maddi ve mânevi sahaları içine alan önemli değerlendirmelere muhtaç. İnsanlık bir çözüm, yol haritası ve rehberlik arıyor.
Bu konuların bazılarına ışık tutacak fikir ve tespitleri, Risale-i Nur’lardan istifade ettiğimiz kadarıyla birlikte değerlendirmeye bakalım.
* Afakî mücadele ve hadiselerin kalbleri boğmasına,
* Benlik, enâniyet, nefsin oyunuyla kusurunu görmeyen bazı insanların birer küçük Firavun ve Nemrud hükmüne geçmesine,
* Bir kişinin hatasıyla birçok masumun, hak ve hukukları mahveden dehşet ve gaddarlıklara,
* Fırtınalı zamanda sağlam hizmet edilemeyeceğine,
* Gafletin; akıl, his dünyalarını karartması, tarafgirliğin mânevi değerleri dünya ve siyasete alet etmesine,
* Hak, hukuk, vicdan hürriyeti esaslarının, çiğnenmesine,
* Hile, zulüm gibi menfilikler ve günahları netice veren hallerden rahmet istemeye yüzümüz kalmadığı,
* İhtilaller sebebiyle, zulmün dağılıp, genişlemesine,
* İslâmi terbiyenin eksikliğiyle, ibadet ve kulluğun zayıflamasına,
* İslamiyetin nehyine karşı, mütedeyyin insanların dünyevî sebeblere fazla sarılmalarına,
* Kanaatsizlik ve iktisatsızlığın, sefahet, israf, zulüm ve harama sevk etmesine,
* Maddî fikirlerin her alanı istilâ edişi, her şeyin mercii oluşu ve galip gelmesine,
* Menfî milliyetle zulümlerin yaşanmasına,
* Rey-i vahid ve “tek adamlığın” hüküm sürmesine,
* Taassubun, ötekileştirmenin artmasına,
* Tiryakilik, görenek ve itiyadla, hâcat-ı gayr-ı zaruriye, hâcât-ı zaruriye hükmüne geçmesine, rağmen ümit varız. Çünkü:
1. Her asırda dine ve imana tam hizmet eden müceddidler gelmeleri inancıyla “şahs-ı mânevînin” gereği olan ruh; imtizac, tesanüd, yardım, ihlâs ve samimiyetinin idrakini hayata geçirecek dava adamlarını beklemeye devam ediyoruz.
2. Tahribat mânevî olduğu, tamircinin de mânevî olacağına inancımız tamdır.
3. Taklidî olan inancın dayanakları ve kaleleri sarsılmış olduğundan, her mü’minin tek başıyla dehşetli dinsizlik hücumlarına karşı koyacak tahkîki imana ihtiyaç için hizmetlere devam ediyoruz ve edeceğiz.
4. Kendi imanını kurtarmak, başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmanın öneminin farkındalığını sürdürüyoruz.
ve “Sizin kalemleriniz, Risale-i Nur’u matbaaya muhtaç etmeyeceğini, sizin bu cennet bahçelerinin meyveleri gibi tatlı ve güzel hediyenizi Emin getirdi; sabahtaki dâvâyı tam ispat etti.”
“Kuvvetli metanetiniz ve Risale-i Nur’a gelen her hâdise-i elîmenin altında bir inayet ve rahmet bulunduğuna itikadınız, teşciiniz kâfidir, biliyoruz.”
“Sizin pek ciddi sa’y ve gayretiniz hem burada, hem başka yerlerde şevk ve gayreti uyandırıyor.”
“Sizin sebat ve metanetiniz, bana da kuvvetli bir sabır ve tahammülü verdi. Şimdiye kadar fevkalade sebat ve metanet ve tesanüt ve ittifakınız, bu memlekete medâr-ı iftihar olacak ve istikbalini kurtaracak derecededir.”
“Sizler her zamandan ziyade bu fırtınada tesanüdünüzü ve ittihatınızı ve birbirinin kusuruna bakmaması, birbirini tenkit etmemesi, Risale-i Nur’un vazife-i kudsiye-i imaniyesi hesabına mükellef ve muhtaçsınız.”
“Zaman, zemin, Risale-i Nur’un müsbet mesleği, ehl-i bid’a ile değil fiilen, belki fikren ve zihnen dahi meşgul olmaya müsaade etmez.” (KASTAMONU Lahikası)
Cenabı Hak rızasından ayırmasın. (Amin)