İman, Cihad, Saltanat, Siyaset alanında insanlığa yol haritası, pusula ve rehber. Zor anlarda çözüm! Dar zamanlarda nefes! Mazlumların hakimi! Cahillere ışık! Ulemaya mürşid!

İşte sadece Müslümanlara değil tüm insanlığa hakikat güneşleri olan hakikatlerden bazıları.  

*“Kâinatın hâdisâtını merak ile dinleyerek, karışarak, ruhlarını sersem ve akıllarını geveze edenlere.” yol gösterici. 

*“Akıl ve kalbin ittihat ve imtizâcı ve ruh ve sâir letâifin teâvünü ayağıyla hâreket edelere” bir ulvi ufuk!   

*“Alem-i İslamı tenvir edecek ve kudsî bir dehanın nurları olan bir vazife-i îmâniye, bîçare, zayıf, mağlûp, hadsiz düşmanları ve onu ihanetle, hakaretle çürütmeye çalışan muannid hasımları bulunan bir şahsa yüklenemeyeceği.” Hakperestliğini tespit etmiştir. 

*“Allah’ı düşünmeyen, esbâba perestiş eder, halklara hodfuruşlukla riyâkârâne vaziyet alır.” Tevhid Hakikatini ortaya koymuştur. 

*“Anadolu’ya ayn-ı rahmet” olduğunu” açıkça göstermiştir. 

*“Avukat tutmak isteyen onu elde etmesinin” yeter olduğunu ortaya koymuştur. 

*“Ayak altındaki mazlum adam, zâlimin yüzüne tükürse, kalbini ve ruhunu kurtarır, cesedi bir şehid-i mazlum olur. Evet, tükürün zâlimlerin hayâsız yüzlerine!” mertliğini yaşamış, yaşatmıştır.  

*“Başa gelebilecek sıkıntılar sebebiyle, hizmetten pişmanlık duymamak, vazgeçilmemek.” Sabır ve metanetini yaşayanları hayata kazandırmıştır. 

*“Başka mesleklere düşmanlık değil kendi mesleğine muhabbet etmek.” Hakperestliğini hayata geçirmiştir. 

*“Halis ve hakîki müttakî bir şakirt dahi kırk bin kardeşinin dilleriyle ibadet eder, necata müstehak olur, inşaallah.” Müjdesini yerleştirmiştir. 

*“Bâzı zaman, bir anahtarın bir hazineden ziyâde ehemmiyetli olduğunu, bir anahtarın çok hazineleri açabileceği” hakikati boyutunu kazandırmıştır. 

*“Aldatılmış bâzı hocalar, şeyhler ve zâhirde müttakîlerin çıkartılacağı” dessas oyunlarına dikkat çekmiştir. 

*“Ben kendimi beğenmiyorum, beni beğenenleri de beğenmiyorum.” Hakperestlik itirafını ortaya koymuştur. 

*“Bid’a ile amel eden, kalben taraftar olmamak şartıyla dost olabilir.” tespitini ortaya koymuştur. 

*“Şu asırda, ehl-i dalâlet, ene’ye binmiş, dalâlet vâdilerinde koşuyor. Ehl-i hak bilmecburiye, eneyi terk etmekle hakka hizmet edebilir.” Tehlikesine çözüm getirmiştir.  

*“Bin değil, binler ihtimâlden bir tek ihtimâl-i tehlike korkusuyla bir hazîne-i ebediyeyi elden kaçırmama” İkazıyla sıratı müstakimi hatırlatmıştır.  

*“Bin seneden beri dehşetli rahnelenen kalb-i umûmi ve efkâr-ı âmmeyi ve umûmun, avâm-ı mü’minînin istinadgâhları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeâirler kırılmasıyla, bozulmaya yüz tutan vicdân-ı umûmiyi Kur’ân’ın i’câzıyla, îmânın ilâçlan ile tedâvi” etmiştir. 

*“Bin taraftan hücum eden günahlara karşı bin dil ile mukabele eder.” Hakikatini ortaya koymuştur.  

*"Vahdet ve tevhîdin, vifak ve ittifakın, muhabbet ve uhuvvetin iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak manevî zincirleri” nazara vermiştir.  

*“Bir dirhem şahsî hak yüzünden hizmet-i Kur’âniyeye ve îmâniyeye yüz batman zarar gelmesi ihtimâlinin kavî.” Olduğu hakikatiyle lüzumsuz ihtimallere önem vermemiştir.  

KAYNAKLAR: 

(Hizmet Rehberi, Kastamonu Lâhikası, Şuâlar)