"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm âleminin bu duruma düşmesinin sebebi

Osman KOYUNCU
02 Ocak 2022, Pazar
Bediüzzaman, “İslâm âleminin tembellik ve fakirlik zindanına düşmesinin sebepleri nedir?” anlamındaki (Münâzarât) soruya verdiği cevaptan anladığımı şöyle özetleyebilirim:

Hayat bir mücadele, şuurlu bir sevkiyat, tekâmülün (gelişmenin) lokomotifidir. Kâinat, cemi ezdad (zıtların çatışması) kanunu üzerine durur. Yani kâinatta zıtlar bir araya gelmeli, bu zıtlar birbirleri ile çarpışmalı ki bir mücadele olsun, bu mücadelenin sonunda da değişim meydana gelsin. Medeniyetlerin temeli, tarihte yapılan savaşlardır. İyilikler ile kötülüklerin çarpışması, gelişmeleri doğurur. Okullarda imtihanlar, yarışmalar yapılıyor ki öğrencilerin kabiliyetleri gelişsin terakki etsinler ilerlesinler. Zıtlardan birini kaldırırsan gelişmeyi durdurursun. Halk arasında, karanlığa söveceğine sen de bir mum yak derler. Fabrikalardaki bütün çarklar aynı dönerse üretim olmaz. Kimisi ters yönde döner, fakat sonunda ürün ortaya çıkar.

Gelişme ve ilerlemede, şevk ve iştiyak hayatın bineğidir. Himmet ve gayretimiz şevki bilip hayatta mücadeleye başladığı zaman, ilk düşman umutsuzluk, şevkin karşısına çıkar, sen kendini ne sanıyorsun, dünyayı sen mi kurtaracaksın gibi şeylerle manevî gücümüzü kırar, bizler de o düşmana karşı, sakın umudunuzu kesmeyin! İlâhî fermanına sığınmalıyız. Hayatta zorluk ve olumsuzluklar yoksa o hayat hayat değildir, yeknesak (monoton) bir hayat ölüm gibidir. Zıtlar ve zorluklar yoksa tekâmül de yoktur, en büyük zorluklarla peygamberler ve evliyalar karşılaşmıştır. Ben hayatta zorluk çekmek istemiyorum diyenlerde gelişme ve ilerleme olmaz. Rahat yaşayacağım diyenlere ya ölüm ya da hastalıklar musallat olur, Peygamberimiz (asm) dünya hayatında rahatlık yoktur der.

Bu durumda Hakk’a hizmetten alıkoyan üstünlük meyli himmetin başına vurur kırar, bizler Allah için olun, hadisi şerifi ile o düşmanın karşısına çıkmalıyız. Sonra insan da acelecilik meyli baş gösterir, himmetin ayağını kaydırır buna karşı sabırlı olun emrine uyulmalı. İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır emrine sığınıp bencilik düşmanına karşı savaşmalıyız. Allah ve ahiret gününe imandan sonra, en fazla üzerinde durulan konu salih ameldir, salih amel kendin için yaptığın ibadetleri (hasenat) içine aldığı gibi daha çok bütün insanlık, çevre, bitki, hayvanlar için yapılanları da içine alır. Sadece kendini düşünen bencil egoist insanlardan Allah hoşlanmaz. Hayvanlar, bitkiler hatta cansızlar bile kendi arasında yardımlaşırken, insan bunun dışında kalmamalıdır.

Sonra insanın nefsi galip gelir, bana ne, başkası düşlünsün, başkaları yapsın der tembellik eder himmetin belini kırar. Bu sefer bizler de, “Tevekkül edenler yalnız Allah’a tevekkül etsinler” emrine uyup, sonra doğru yolda iseniz başkası size zarar veremez ve insan için çalıştığından başka bir kazanç yoktur âyetlerini rehber yapmalıyız. Bu şekilde İslâm âlemi bu tembellik zindanından kurtulur, terakki eder.

Okunma Sayısı: 3086
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    2.1.2022 08:25:01

    S.A. Osman kardeşim, tebrik ederim. Dolu dolu, hiç israf yok. Laf salatası mevcut değil. Sadece paragraf tertibinde fazla muktesit olunmuş. Son paragraf hariç, her bir bir paragraf, aslında birkaç paragrafı barındırıyor. Muhteva, şekle de aksetseydi daha mı iyi olurdu? "Himmet ve gayretimiz şevki bilip" sehvi, gözden kaçmış: "...şevke binip" "cemi ezdad" ifadesi, iyi ki parantezle (zıtların çatışması) şeklinde açıklanmış. "Cem'-i ezdâd" daha güzel olurdu sanırım. Paranteze ihtiyaç bile kalmazdı belki. Tekrar tebrik ediyorum bu dolu dolu yazınız için.Üstadımızın ifadesiyle "et, şeker hülâsası" gibi olmuş mâşâallah!. Bâki selam ve muhabbetler. Fî emânillah!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı