"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suat Öz ve Hülya Odabaşı’na binler rahmet

Osman ZENGİN
15 Temmuz 2016, Cuma
12 Temmuz 2016 tarihinde, Facebook’ a bakarken bir kardeşimizin paylaşımı ile karşılaştım.

Tokat Turhal’dan Suat Öz’ün vefat ettiğini bildiriyordu. Acaba bu bizim talebelik zamanımızdaki okul arkadaşlarımızdan Suat mıydı, diye tereddüt ettim. Zira onunla neredeyse 40 senedir görüşemiyorduk. Merakımı izale için, kardeşimizi aradım ve sordum. Gerçekten de, Turhal’ın kahraman hizmetkârlarından olan Suat kardeşimiz, kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Çok üzülmüş ve yine maziye doğru yönümüzü çevirerek, hatıraları yakalamaya çalışmıştık. 

70’li seneler, Türkiye’nin en garib seneleriydi. Talebelik zamanımız olan o günlerde, anarşi zirvede… Hemen her grup, her teşekkül anarşi girdabına karışmış vaziyette. Bir tek anarşiye karışmayan Nur Talebeleri var. Cemiyetin, bir nevi temel taşı mesabesinde olan bu cemaatin, o tavrından dolayı cemiyet bir nebze de olsa nefes alıyordu. 

O senelerde, şu andaki Ankara Gazi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde okuyoruz. Bizim camiadan, birçok da arkadaşımız var.  Çeşitli yerlerde ikamet etseler de, okulumuzun adıyla yapılan sohbetlerde bir araya gelip, hâlleşiyoruz.

Okula gidiş gelişlerde birçoğumuz tek başımıza değil, bir arkadaşımızla beraber hareket ediyoruz. Benim, bir ve beraber olduğum M. Lütfi Taşçı kardeşim, sanki yapışık kardeşimdi. Nitekim bizi öyle isimlendiren arkadaşlarımız da vardı. 

İşte, bu ikili arkadaş gruplarından ve “yapışık kardeş” gibi olanlardan biri de, Tokat Turhal’lı; Suat Öz ve Ali Demirtuğ kardeşlerimizdi. İkisi de; okula da  ikamet ettikleri evlerine de aynı şekilde sessizce gelir giderlerdi. Hizmet ile alâkalı her şeyde varlardı. Sessiz, efendi ve iyi birer dâvâ adamıydılar. Suat’ın o mübarek hâli, gülüşü, tavrı, sessizliği gözümün önüne geliverdi. Sohbetlerde ve okulda konuşur, sohbet eder, şakalaşırdık.

Mezun olup araya seneler girince pek görüşememiştik. En son icra edilen Kocatepe Mevlidi’nde, Ali kardeşimizle ayaküstü bir görüşmüştük, ama Suat ile görüşememiştik. Ortaokul zamanlarından beri okul ve sınıf arkadaşları olduklarından, mezun olup memleketlerine gittikten sonra, biri mimar, biri de inşaat mühendisi olduklarından, beraber bir inşaat şirketi kurmuşlardı.

Suat kardeşimle, dünya yüzüyle bir daha görüşememiştik, ama yarın mahşerde, inşâallah, görüşürüz. Rabbim sana rahmet eylesin, mekânın Cennet olsun. Camiamıza ve akrabalarına sabırlar ve taziyetlerimi sunarım.  

Hülya Odabaşı…

Salı günü, talebelik arkadaşlarımdan, Suat Öz’ün, kalp krizi neticesi vefat haberi bizi sarsmışken, bir gün sonrası akşamüzeri, yine Ankara’dan talebelik senelerinden arkadaşımız, ağabeyimiz Dr. Şaban Odabaşı’nın hanımı, diş hekimi Hülya Odabaşı’nın vefat ettiği haberini alınca şok olduk. Yine talebelik arkadaşlarımızdan, Bursa’da ikamet eden Dr. Orhan Kaşlıoğlu’nu arayıp sorduğumda, haberi olmadığını,  benden duyduğunu söyleyip, çok şaşırmıştı. “Daha birkaç gün önce Şaban’ı arayıp, bayramını tebrik etmiştim” dedi.

Ben de en son, yakın zamanda vefat eden babasının tâziyesi için, telefon açıp konuşmuştum. Hemen telefonla kendisini arayıp malûmat almak istedim, ama telefon çok çalmasına rağmen cevap alamadım. Daha sonraki vakitlerde gelen haberle, Kütahya civarında trafik kazası geçirdiklerini ve Hülya Hanımın orada vefat edip, Şaban Ağabey’in yaralı olarak hastahaneye kaldırıldığının haberini aldık.

70’li senelerde beraber olduğumuz Şaban Ağabey ile mezuniyet sonrası, Ankara’dan ayrıldıktan 5-6 sene sonra, İstanbul’da ikamet ettiklerini, gazetedeki ilânlarından bildiğimden, oraya gittiğimde arayıp bulmuştum. Vatan Caddesinde bir muayene açmışlar, Şaban Ağabey röntgen mütehassısı olduğundan kendi branşında, Hülya Hanım da diş hekimi olarak mesleklerini icra ediyorlardı. Hülya Hanım, Ankara’da çok ehl-i hizmet olduğundan, benim kız kardeşimin de ablasıydı. Onu sordu, anlattım. Orada Şaban Ağabey ile eski günleri yâd etmiştik.

Evet, Hülya Ablamıza rahmetler diliyoruz, makamı cennet olsun inşâallah. Şaban Ağabeyimize de Rabbimden şifalar diliyor, taziyetlerimi sunuyorum. 

Okunma Sayısı: 11509
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    15.7.2016 18:08:29

    Bu misafir haneye gelen nice nebiler,evliyalar ve hak dostları gelip gittiler,Hepsine dualar ediyor ve rabbimiz onlardan razı olsun diyoruz.Merhum SUAT AĞABEY i ağabeyimizin yazısından tanıdık,ablamızı ise yakınlarımız vesilesiyle tanır,cemaatimizin diş problemleri konusunda cömert,yardımcı olan ve her an yardımlarına elini uzatmaktan geri kalmayan biri olarak işittim ve rabbim her ikisininde mekanlarını cennet eylesin.Kabirleri pürnuuur olsun.

  • demokrat

    15.7.2016 09:26:34

    saydığınız isimleri şahsen tanımasam da,yıllardır yazı ve hizmetleriyle aynı aileden oldukları biliyor ve Allah'dan rahmet ve kalanlara sabır ve şifa diliyorum.

  • Ali Cizrelioğlu

    15.7.2016 09:02:34

    Allah rahmet eylesin bu iki Nur yoldaşı insana.

  • sedat

    15.7.2016 04:09:04

    Allah rahmet eylesin o abi ve ablamıza. Nur ağacının yaprakları tek tek dökülüyor. Osman abimizden de Allah razı olsun. Unutmuyor, hatırlatıyor. Dua ve fatihalar okunmasına vesile oluyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı