Zaman, Ahirzaman olduğu için kendi dersinden hûş olup da bir hoş olanlar var.
Adam, devlete hizmet yapıyorum diyor, kendi nefsine yiyor da yiyor!.. Devlete hizmet ettim zannediyor!..
Adam, milletini hiçe sayıyor, sırtı üstüne yerlere yayıyor!.. Kendi kendine hizmet ettim zannediyor.
Adam, Allah diyor, peygamber diyor; onların adına dinî emirleri hiçe sayıyor!.. Bir dindar olarak dine hizmet ettim zannediyor.
Adam, Hak diyor, hukuk diyor!.. Adalet pespaye olmuş yerlerde sürünüyor!.. Ben adaletle hükmettim zannediyor da, zannediyor…
Adam, ilim adına, din adına, hep geri geri adımlar atıyor. Hep ileri gittim diye zannediyor.
Adam, bir karnımın kırk bölümü var hepsinin de ilk adı rüşvettir diyor. Alıyor da alıyor… Böyle almalar hakkımdır zannediyor.
Adam, içtimaiyatı, toplum hayatını iki dudağının arasındadır diye bellemiş. Her istediği hallere çevirerek yönlendirmeyi, hayat bilgisi zannediyor.
Adam, dinden iki harf, çaydan iki yudum almak gibi âlimâne tavırlara giriyor. Ben âlimim zannediyor.
Adam, burada gözü kapalı, kulağı duymaz sadece menfaatlerim var diyor. Ahiret hiç olmayacak, hesap sorulmayacak zannediyor.
Adam, adama benzemeyi adamlıktan saymadığı için, en adam olmayan kadar adam olmayı kendince adam olmak zannediyor…
Adam, alkış tutmayı, pohpohlamayı, riyakârlığı esas marifet kabul etmiş. Bunlardan başka bu dünyada marifet yoktur zannediyor.
Adam, her ağzını açtığında bir hoparlör olduğunu, tenekeden bir kıymeti olduğunu unutuyor. Konuşurum, konuştururum, konuşturmam zannediyor.
Adam, adam olmak için değil de; zannettikleri halleri; adamlık hallerini, adam olmak zannediyor.
Adam, kendini adam zannediyor.