Mü’min ve muvahhid, Müslümana bir hacının zihninde, aklında ve hayalinde Hacc-ı Şerifin farz, vacip, sünnet ve müstehaplarının mana ve hedefleri makes bulmuşsa o hacı bahtiyardır.
Dile kolay, Cenab-ı Hakk’ın bütün kâinatın Hâlıkı ve Rabb-i Rahimi ünvanıyla yaptığı dâvete icabet etmek ve O’nun Mescid-i Haram’da, Arafat’ta, Müzdelife’de ve Mina’da misafiri olmak… O emrettiği ve yalnızca o istediği için; mikat mahallinde ihrama girmek ve umreye niyetlenmek… Ve Umre tavafını ve say’ini Mescid-i Haram’ın o kudsî manevî havası içerisinde yapabilmek… Hac, Umre, Tavaf ve namaz ibadetlerinin şifre ve anahtarlarının saklı olduğu Hacer-ül Esved-i görmek, öpmek ve selâmlamak… Bütün kâinatın yaptığı ve mütemadiyen yapmaya devam ettiği, edeceği ibadet ve taate iştirak manasında Kâbe-i Muazzama’nın etrafında yedi kere dönerek, huşu, huzur ve saadetli bir memnuniyet içerisinde kudsî tavaf ibadetini gerçekleştirebilmek… Adeta Hacer Validemizi ve evlâdı Hz. İsmail (as) Safa-Merve Tepeleri’nin arasından; Zemzem Kuyusu’nun yerindeymiş gibi hissederek, görerek, duyarak Say ibadetini yapmak… Çok çok özel; Mekke-i Mükerreme ve Harem-i Şerif misafirleri olarak lezzetli, zevkli, bereketli tavaf ve say’lerin arkasından şükür namazlarını ikişer rekât olarak eda edebilmek… Yeniden Hac niyetiyle ihrama girmek… Arafat vakfesinde bulunmak… Müzdelife Vakfesi’nde bulunmak… Anasından yeni doğmuş günahsız birer mü’min olarak kendini hissedebilmek… Mina’da nefsini ve ene’sini boylu boyunca yere uzatmak ve çiğnemek için ısrarla ve te’kitli olarak küçük, orta ve büyük şeytanları taşlamak… Son olarak Mescid-i Haram’ı ziyaret ederek, tavaf ve say yapmakla; Cenab-ı Hakk’ın aziz ve kudsî misafiri olarak “HACI” ünvanına sahip olabilmek; ancak belli zamanlarında ve belli emirleri yerine getirebilmekle mümkün olabilir.
Evet, her ibadetli ve farz emirleri yerine getirirken dikkat etmek ve manalarını yaşamaya çalışmak ve muvaffak olabilmek için bir gayret gösterilir. Hacc-ı Şerif için ise özel bir gayret ve çalışma içerisinde olmak; haccı yapabilmek için hususî hazırlanmak muhakkak bir surette elzemdir, zarurîdir ve mecburîdir.
Manalarına ve emirlerini yerine getirme noktalarına vakıf olarak ve haccın manasını bilerek yapılan bir Hac daha güzel ve daha iyi olur. Bu bakımlardan her mü’mine Cenab-ı Hak içi dopdolu, manaların hükmettiği ve bütün emirlerinin ihlâsla, aşkla, şevkle yapılabildiği yerine getirebildiği bir Hacc-ı Şerifler nasip etsin.