"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beşeriyetin yaraları, iman ilâçlarıyla tedavi edilir

Risale-i Nur'dan
14 Eylül 2021, Salı
[Nur Risalelerine çok müştak ve onların mütalâasından intibaha gelen bir doktora yazılan mektuptur.]

Merhaba ey kendi hastalığını teşhis edebilen bahtiyar doktor, samimî ve aziz dostum!

Senin hararetli mektubunun gösterdiği intibah-ı ruhî, şâyan-ı tebriktir.

Biliniz ki, mevcudat içinde en kıymettar, hayattır. Ve vazifeler içinde en kıymettar, hayata hizmettir. Ve hidemat-ı hayatiye içinde en kıymettar, hayat-ı fâniyenin hayat-ı bâkiyeye inkılâb etmesi için sa’y etmektir. Şu hayatın bütün kıymeti ve ehemmiyeti ise, hayat-ı bâkiyeye çekirdek ve mebde’ ve menşe cihetindedir. Yoksa, hayat-ı ebediyeyi zehirleyecek ve bozacak bir tarzda şu hayat-ı fâniyeye hasr-ı nazar etmek, ânî bir şimşeği sermedî bir güneşe tercih etmek gibi bir divaneliktir.

Hakikat nazarında herkesten ziyade hasta olan, maddî ve gafil doktorlardır. Eğer eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden tiryak-misal imanî ilâçları alabilseler, hem kendi hastalıklarını, hem beşeriyetin yaralarını tedavi ederler. İnşaallah, senin şu intibahın, senin yarana bir merhem olacağı gibi, seni dahi doktorların marazına bir ilâç yapar.

Hem bilirsin, me’yus ve ümitsiz bir hastaya manevî bir teselli, bazen bin ilâçtan daha nâfi’dir. Halbuki tabiat bataklığında boğulmuş bir tabip, o bîçare marîzin elîm ye’sine bir zulmet daha katar. İnşaallah, bu intibahın, seni öyle bîçarelere medâr-ı teselli ve nurlu bir tabip yapar.

Bilirsin ki, ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur. Acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, malûmatın içinde ne kadar lüzumsuz, faydasız, ehemmiyetsiz odun yığınları gibi câmid şeyleri bulursun? Çünkü ben teftiş ettim, çok lüzumsuz şeyleri buldum. İşte o fennî malûmatı, o felsefî maarifi faydalı, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lâzımdır. Sen dahi Cenab-ı Hak’tan bir intibah iste ki, senin fikrini Hakîm-i Zülcelâl’in hesabına çevirsin, o odunlara bir ateş verip nurlandırsın. Lüzumsuz maarif-i fenniyen, kıymettar maarif-i İlâhiye hükmüne geçsin.

Zeki dostum,

Kalp çok arzu ederdi, ehl-i fenden, envâr-ı imaniyeye ve esrar-ı Kur’âniyeye iştiyak derecesinde ihtiyacını hissetmek cihetinde Hulûsî Beye benzeyecek adamlar ileri atılsın. Hem madem Sözler senin vicdanınla konuşabilirler; her bir Söz’ü, şahsımdan değil, belki Kur’ân’ın dellâlından sana bir mektuptur ve eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden birer reçetedir farz et. Gaybûbet içinde, hâzırâne bir musâhabe dairesini onlarla aç. Hem arzu ettiğin vakit bana mektup yaz. Ben cevap vermesem de gücenme. Çünkü eskiden beri mektupları pek az yazarım. 

Hatta üç senedir kardeşimin çok mektuplarına karşı bir tek cevap yazdım.

Said Nursî

Tarihçe-i Hayat, Barla Hayatı, s. 227

LÛ­GAT­ÇE:

câmid: Cansız.

eczahane-i kudsiye-i Kur’âniye: Kur’ân’ın kudsî eczahanesi.

envâr-ı imaniye: İman nurları.

esrar-ı Kur’âniye: Kur’ân’ın sırları, Kur’ân’a ait gizlilikler.

gaybûbet: Göz önünde olmayış, hazırda olmayıp başka yerde olma.

hâzırâne: Hazırda bulunurcasına, bizzat birisinin huzurundaymışçasına.

hidemat-ı hayatiye: Hayata yapılan hizmetler, hayat için yapılan hizmet ve vazifeler.

nâfi’: Faydalı.

sa’y etmek: Çalışmak, çabalamak, gayret etmek.

Okunma Sayısı: 2030
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    14.9.2021 10:26:57

    "Bilirsin ki, ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur. Acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, malûmatın içinde ne kadar lüzumsuz, faydasız, ehemmiyetsiz odun yığınları gibi câmid şeyleri bulursun? Çünkü ben teftiş ettim, çok lüzumsuz şeyleri buldum." Bu teftişi bizim de yapmamız gerekiyor. Ne kadar gereksiz malumata sahip olduğumuzu görmek belki ibret almamıza vesile olabilir. Yoksa her saniyemizin hangi istikamet yönünde tükettiğimizin hesabını vereceğimiz günde işimiz yaman olacağı aşikardır. Rabbim yar ve yardımcınız olsun inşaAllah...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı