Altıncı Esas: Hem anlarsın ki, insan, ipi boğazına sarılıp, istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır. Belki bütün amellerinin suretleri alınıp yazılır ve bütün fiillerinin neticeleri muhasebe için zabtedilir.
Yedinci Esas: Hem anlarsın ki, güz mevsiminde yaz, bahar âleminin güzel mahlûkatının tahribatı idam değil. Belki vazifelerinin tamamıyla terhisatıdır.(HÂŞİYE) Hem yeni baharda gelecek mahlûkata yer boşaltmak için tefrigattır ve yeni vazifedarlar gelip konacak ve vazifedar mevcudatın gelmesine yer hazırlamaktır ve ihzarattır.
Hem zîşuura vazifesini unutturan gafletten ve şükrünü unutturan sarhoşluktan ikazat-ı Sübhaniyedir.
Sekizinci Esas: Hem anlarsın ki, şu fânî âlemin sermedî Sânii için başka ve bâkî bir âlemi var ki, ibadını oraya sevk ve ona teşvik eder.
Dokuzuncu Esas: Hem anlarsın ki, öyle bir Rahman, böyle bir âlemde öyle has ibadına, öyle ikramlar edecek; ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb-i beşere hutur etmiştir. Âmenna.
HÂŞİYE: Evet, rahmetin erzak hazinelerinden olan bir şecerenin uçlarında ve dallarının başlarındaki meyveler, çiçekler, yapraklar, ihtiyâr olup vazifelerinin hitama ermesiyle gitmelidirler; tâ, arkalarından akıp gelenlere kapı kapanmasın. Yoksa, rahmetin vüs’atine ve sair ihvanlarının hizmetine set çekilir. Hem kendileri gençlik zevaliyle hem zelil, hem perişan olurlar.
İşte bahar dahi mahşernüma bir meyvedar ağaçtır, her asırdaki insan âlemi ibretnüma bir şeceredir, arz dahi mahşer-i acâib bir şecere-i kudrettir, hatta dünya dahi meyveleri ahiret pazarına gönderilen bir şecere-i hayretnümadır.
Sözler, s. 97
LÛGATÇE:
hitama ermek: sona ermek.
hutur: hatırlama, aklına doğma.
ibad: kullar.
ihvan: kardeşler.
ihzarat: hazırlıklar, hazırlamalar.
ikazat-ı Sübhaniye: Allah’ın uyarıları.
mahşernüma: mahşeri andıran.
Sâni: her şeyi sanatlı olarak yaratan Allah.
sermedî: daimî, ölümsüz.
şecere: ağaç.
tefrigat: boşaltmalar.
terhisat: görev bitimi; askerlik görevini bitirenleri ordudan ayırma.
vüs’at: genişlik, bolluk.
zabtetmek: kaydetmek, tesbit etmek.
zeval: sona erme.
zîşuur: şuur sahibi.