Allah’a, Tevvab (tövbeleri çokça kabul eden), Settar (gizli ve açık işlediğimiz günahlarımızı örten) gibi isimlerini şefaatçi ederek tövbe edeceğiz. Çünkü Allah, “Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan Cennetlerine koysun.”; “Ey Mü’minler! Hepiniz toptan Allah’a tövbe ediniz ki, felâha eresiniz.” gibi âyetleriyle bizleri tövbe etmeye dâvet etmektedir. Bu dâvete icabet ederek Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda âcizliğimizi, çaresizliğimizi, zayıflığımızı izhar edeceğiz. Samimî bir şekilde ellerimizi açıp, O’nun dergâhında içtenlikle kusurlarımızı itiraf edeceğiz. Yaptığımız onca fenalığa, hatalara, günahlara rağmen ümitsizliğe kapılmayacak ve bunlardan pişman olarak Allah’tan af dileyeceğiz. Bir daha bu günahları ve fenalıkları işlememeye azmedeceğiz inşâallah.
Evet, yapılan kötülükten, işlenen günah ve hatalardan kurtulup manevî kirlerden temizlenme yolu tövbedir. Tövbe ile insan, yapmış olduğu günah ve kusurlardan kurtulup, o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur inşâallah.
Nitekim bu hususta Peygamberimiz (asm) “Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir.” buyurmaktadır. Bu yüzden âhiret hayatımızı kurtaracak olan tövbe ni’metini bize bahşeden Allah’a ne kadar hamd etsek azdır.