Her ne kadar kavram olarak yine ehl-i iman eliyle tahrip edilmiş olsa da, cemaat kavramı, bir şahs-ı manevî olarak önümüzdeki zamanların kilit kavramlarından biri olacak.
Hiçbir dünyevî maksat gözetmeden sadece rıza-ı İlâhî amaçlı bu ilişkiler ağı, bu çağı kurtaracak bir formül gibi duruyor.
Aile fertleri olarak dünyada rahat-ı kalple yaşamanın yolu bir şahs-ı maneviye dahil olmaktır. İnsan sosyal bir varlıktır. İnsan maddî ve manevî durumunu paylaşacak arkadaşlara ihtiyaç hisseder. Dünyevî menfaatten uzak, içinde yüksek fedakârlık taşıyan bir şahs-ı manevî de hem maddî teneffüs hali hem de duâlar ile manevî teneffüs hali vardır. Ve bu çok mühim bir şeydir.
Rıza-ı İlâhî temelli sohbetler, özünde şefkat yüklü fedakârlık adımları tam da bu zamanın ihtiyacına en uygun cevaptır. Aynı durum çocuklarımız için de bir gerekliliktir. Anne baba atmosferinin serinliği ve gerekliliği kadar belki daha da mühim bir gereklilik çocuklarımızı bir şahs-ı manevî havuzuna atabilmektir. O şahs-ı manevideki arkadaşlık ilişkileri ile birlikte okuma programları yapmak ve kendi yaş guruplarıyla, cemaati bağ içerisinde sosyal ve psikolojik ilişkilerini temin etmek tam da bu zamana uygun bir gençlik ihtiyacıdır. Çocuklarımızı şahs-ı manevî havuzuna atabilmenin yolu ise öncelikle kendimizin o şahs-ı manevinin içinde olması ile mümkün olacaktır. Kendisi o şahs-ı maneviye dahil olamayanların çocuklarının dahil olması da zordur.
Ebeveynler tarafından o şahs-ı manevideki kardeşlerin, çocukların yanında eleştirilmesi, o şahs-ı manevinin itibar kaybına sebep olur. Onun çocuklar üzerindeki tesiri azalmış, o manevî kuruma olan hüsn-ü zan zedelenmiş olur. Yani çocuklarımız üzerinde olumlu tesirler yapabilecek bir manevî kurumu kendi ellerimizle itibarsızlaştırmış oluruz. Bu baltayı kendi ayağına vurmak gibi bir şeydir.
Günümüzde yapılan okuma programlarında yaşadığımız bir durum ki, sen hiç müdahil olmadan çocuklarımız, şahs-ı manevideki arkadaşları aracılığıyla okuma programlarına dâvet ediliyor ve onlar da sevdikleri arkadaşlarından gelen teklifleri itirazsız, severek kabul ediyorlar. Cemaatin şahs-ı manevisi hem büyükler hem çocuk ve gençler için tam da bu çağın bir sığınağı gibi duruyor.
Ne yapıp edip bu şahs-ı maneviyi güçlendirmek gerekir. Onun güçlenmesi, o havuzdaki şahısların da daha istikametli durabilmesi demektir.