Bu soru son zamanlarda camia içinde çokça soruluyor.
Tabi bu sorunun çok değişik boyutları olabilir, ama ben bu yazımda bir noktaya değinmek istiyorum. Öncelikle akran hareketi denen bir şey var. Yani gençlik yaşına gelmiş bir birey kendi yaş gruplarıyla oturup kalkmak, onlarla şakalaşmak, onlarla etkinlikler yapmak, onlarla problemlerine çözüm bulmak ister.
Tabii ki bu etkinliklerin içine ibadetler, dini sohbetler, bu çerçevede okuma programları, bu çerçevede yurt içi-yurt dışı geziler gibi etkinlikleri çeşitlendirmek mümkün. Bu ailesiyle genç programa katılmaz mı, geziye katılmaz mı diye sorabilirsiniz. Ama elbette kendi yaş grubunun birbirini anlaması daha kolaydır. Nasıl ki, büyüklerin bulunduğu bir ortamda, büyükler gençlerin varlığını garip karşılıyorsa; gençlerin bulunduğu bir ortamda da büyüklerin bulunması garipsenir. Burada benim sorumuzla bağlantılı dikkate sunmak istediğim şey, çocuklarımıza, gençlerimize onların hayat bulacağı çocuk grupları, gençlik grupları oluşturabilmek ve buna rehberlik yapabilmektir. Bunu kişi değil, cemaatin mahal meşveretleri köklü çözümler bulmalıdır. Çocuklar çocuklarla, gençler gençlerle sohbetlerde birbirlerini anlamaları daha kolaydır. Çocukların akranlarının arasında bir konuyu anlamaları ve anlatmaları daha kolaydır. Bu akran alt yapısı olunca, zaten sizin çocuğunuza, gencinize haydi derse gidelim deme ihtiyacı bile kalmaz. Çocuğu akranı derse davet eder, genç genci derse götürür veya orada buluşurlar, buluşunca da mutlu olurlar, hatıra yaparlar. Elbette sonraki haftalarda da birbirlerini aramaya başlarlar.
Genç, çocukluk altyapısında böyle bir çekim gücü oluşmuş çevre yoksa, sonraki zamanlarda oralara uğramak daha güç hale gelir. O zaman öncelikli olması gereken, temel hükmündeki, çocuk derslerinin, genç derslerinin, etkinliklerin, hatıra oluşturmanın, orada kabiliyetlerini kullanmalarını sağlamanın zemini oluşturulmalıdır.