Yanında sadece gönlündekiler olacak. Dönüp dönüp geriye bakacaksın. Sadece hayalin dokunacak geçmişe. O gün senin için her şey bitecek. Sen ve dünyan el ele verip ötelere gideceksiniz. Sevdikleriniz el sallayacak ardınızdan. Ve hatıralar bir gökkuşağı gibi semanız olacak üstünüzde. Onun altından geçip Cennete uçmak isteyenler olacak. İşte o gün, bir taraftan biterken her şey, diğer taraftan yeniden başlayacak.

O gün ağlamak yok. O gün sıkıcı hatıra olmayacak. O gün, kayıtları dünyada iken tutulan anılar konuşacak ve o gün, büyük günü olacak insanın.

İşte o gün, kelebekler uçacak renk renk. O gün, sevmek galip gelecek düşmanlığa. O gün, insanın sımsıcak gözyaşları damlayacak taa yüreğinden. Ve o gün, o yaşlar yakıcı ateşi söndürecek.

Biliyorum kimse anlamayacak o gün seni. Herkes kendi derdinde olacak. Anne, karnındaki bebeği unutacak. Telâş, hakim davranış olacak. Alnın üzerinde derin dert çizgileri bir bir konuşacak. Baba, şöyle bir bakış atıp geçip gidecek yanı başından. Hayırlı komşu, ‘gel, gel’ diyecek, ‘yine bana komşu ol’ diyecek.

Ne çok değerli olacak tanıdık bir sima görmek. Ne çok aranacak serin bir gölge. Yakıcı sıcak günde, soğuk bir su içer gibi dostlarla karşılaşacak insan. Ve kazanan ve kazandıran o gün, kardeşlik olacak. Sadece kardeşlik olacak değerli olan. Allah için kardeşlik.

Dostça, sıcak bir kucaklama, müsafaha alacak bizi Cennete.

O gün, saniyeler seneler olarak çıkacak karşımıza.

O’nun rızası, her davranışın üzerinde makbul olma mührü olacak.

Ve O’nun sevdiği, sevilen olacak. O sevgili şefaat edecek kendini sevenlere. Bir güneş gibi aydınlanacak livaül hamd sancağı. Serin ve selâmetli gölge. Güzel olan, o günün herkes için varolması, tam bir adalet-i İlâhî. 

İşte o gün, işte o gün yeniden başlayacak her şey, hiç bitmemek üzere…