"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanlığı imhaya karşı, millî demokrasiler ve semavî dinler ittifakı…

Şükrü BULUT
14 Haziran 2021, Pazartesi
Kıyamet öncesindeki toptan ölüm veya neslimizin ani tükenmesinden bahis ediyoruz.

Zoologlara göre yeryüzünde insanlardan çok daha kalabalık yaşadıkları halde, bir sebep tahtında aniden soyları tükenen çok hayvan varmış. Botanikçiler de devasa ağaç ve bitkilerin hikâyelerinden bahis ediyorlar. Şayet insanlık “KENDİSİNİ İMHAYI” projelendiren ve söz konusu projeyi gerçekleştirmek üzere zamanın ilim ve teknolojisini kullanmaya başlamışsa, bu demektir ki insanlığın akıbeti de nesli tükenmiş hayvan ve ağaçlardan farklı olmayacak. Buradaki mukayesenin mantıklı olmadığını düşünebilirsiniz. İnsanın nev olarak kendi kendisini yok etmesini mübalâğa olarak da kabul edebilirsiniz.

Bediüzzaman en büyük cinayetin Allah’ı isim, sıfat ve fiilleriyle inkâr olduğunu eserlerinde yazıyor. Yani bu cinayeti işleyenlere “inkâr-ı ulûhiyetçiler” deniliyor. Tanrı tanımazlık ifadesinin, yanında çok masum kaldığı söz konusu “İnkâr-ı Ulûhiyetçiler” Allah’ı inkâr ile kalmıyorlar. Hâkim oldukları alanlarda tanrılıklarını ilân ediyorlar. Ve dolayısıyla Allah ile mücadeleye girişerek, ”yaratıcılıklarını” isbat etmeye çalışırken, Yaratıcının şu kâinata koyduğu kanunları değiştirmeye yelteniyorlar. Kevni veya Yaratılış kanunlarını değiştirmeye çalışırlarken; mikroplardan balinaya, virüsten insana, atom altı partiküllerden gezegenlere kadar müdahale peşindeler. Veya kendilerince “yeni bir yaratılış”… Semavî dinlerin “Yaratılış itikadından” uzakça yaşamışlar için o kadar mantıklı sebepler buluyorlar ki… Aç insanları doyurmak üzere bitkilerde verimi arttırmak, ebedî yaşama arzusuna müptelâ insanlara bir yarım asır daha ömür, zahmetsiz ve çalışmadan kazanmak isteyen insanlara kolaylaştırılmış bir hayat gibi, her insana cazip gelecek binlerce vaat. Allah’ı tanıyamamış, dünya zevklerine düşkün, ölümden korkan ve akıbeti düşünemeyen milyonlarca insanı “sürüler halinde” peşine katabileceğiniz bu yolu, siz garipseyebilirsiniz.

Kanunları değiştirmek istiyorlar. Çalışmanın kanunlarını, çoğalmanın kanunlarını, sosyalleşmenin kanunlarını ve zevkin kanunlarını değiştirmek istiyorlar. Başarabilirler mi? Bu güne kadar, yaratılış kanunlarının tersine gidilerek alınmış müsbet bir netice var mı? Mevcut fenlerin sunduğu teknoloji ile yapılan müdahalelerin hangisi, fıtrî ve orijinal halini yakalayabilmiş? Bütün bu müdahalelerden en çok zarar gören, yine merkezdeki “İNSAN” değil mi? Bu haylaz, ahlâksız, vicdansız, zevzek, maskara, şarlatan, cerbezeci ve zalim insan bozmalarının atölye ve laboratuvarlarında meydana getirdikleri projelerden hangisi, söz konusu fenlerin uzmanlarınca kabul gördü ki… Hiçbirisi. Fakat inkâr-ı ulûhiyet çiler “Tanrıtanımaz“ dininde bir araya gelmişler ve adeta Firavun, Nemrut ve Deccal huşusuyla bu projelerini dünyada gerçekleştirmek için her türlü fedakârlık ve gayreti gösteriyorlar. Yeni bir dinin ritüellerini dünyaya tebliğ heyecan ve mukavemetiyle binlerce projeye milyarlarca dolar sarf ediyorlar.

Hayalî şeyler anlatmadığımızı biliyorsunuz. Dünyamızda ve hatta etrafımızda cereyan edenleri anlatmaya çalışıyoruz. Bitkilerin, hayvanların ve nihayet insanların yaratılışına yapılan müdahalelerden, Çin laboratuvarlarındaki yapay bebeklerden, Afrika’da, müdahale sonucunda bire elli veren buğdaylardan, seralardaki ilâçlı su bidonlarıyla yetiştirilen sebzelerden bahsediyoruz. Dolly’nin hikâyesini, bundan böyle sperm bankalarından alınacak yeni bebeklerin istikbalini ve bundan böyle yalnızca “ZEVK İÇİN” bir araya gelecek -fark etmez cinsleri- insanların geleceğini konuşuyoruz. Çekirdek ailenin ve bu aileye bağlı olarak “sosyal hayatın” baştan sona yeni dizaynını konuşanlar elbette biz değiliz. Yaratıcıyı inkâr ile kalmayıp, kendilerince “YARATILIŞ KANUNLARI” geliştirirken günümüz insanının ilmini, servetini ve imkânını kullanan “TAHRİBATÇILARDAN” bahis ediyoruz.

Bu mevzuları, dünün düşünce klâsizminden kurtulmadan anlayamayız. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, artık düşman veya problemlerden bahsederken, devlet ve milletleri konuşmayacağız. Global düzeyde onlarca devletlerin bütçesinden fazla sermayeyi kontrollerine almış “TAHRİPKÂR CEREYAN”dan bahsetmeliyiz. Rus devlet başkanı, uyarısını yapmıştı. Bu küresel dehşetli çetenin karşısına herhangi bir millî devletin tek başına çıkması, kesin mağlûbiyettir. Biriktirdikleri sermayeyi gayr-ı meşrû yollarla öyle çoğaltıyorlar ki… Ahir zamanın tahribatlarını bu para ile yapıyorlar, millî demokrasilere bu para ile müdahale ediyorlar ve “AVCI KÖPEKLERİ” vaziyetindeki elemanlarını bu imkânlarla devşiriyorlar. Projelerinde nefsin, enaniyetin, gururun, tahribin, her türlü gayr-ı meşrû zevkin merkeze yerleştirilmesiyle, okyanusları çalkalayan dev tsunamilere dönüşüyor, hücumları. Ve en ilginci de; söz konusu küresel cinayetlerini, ilmin son gelişmelerinden elde edilen bilgiler ışığındaki fen ve sosyal deney laboratuvarlarındaki milyonlarca iyi yetiştirilmiş uzmanlar ile icra ediyorlar.

Mütemadiyen dillendirdiğimiz bu dünya çapındaki felâkete karşı ancak iki yol ile gidileceğini de tekrarlıyoruz. Önce milletlerin ulaştıkları “Millî Demokrasilerin” güçlendirilerek ülkelerin demok- ratik paktlar halinde bir araya getirilmeleri… Diğer yol ise; yaratılış kanunlarına inanan, temel ahlâkı hayatlarında esas almış ve insaniyetin kaybolmaması için mücadele veren Hıristiyan-Müslüman ittifakı… İbrahimî dinlerin ittifakı da diyebileceğimiz bu hareketin mensupları, bu mücadeleye “BEKA MESELESİ” nazarıyla bakacaklarından, geriye adım atmaları zor olacaktır. Yani, milletler birlik ve beraberliğe ulaşmayıp demokrasiye geçemezlerse, bu canavarın pençeleri arasında zelil ve sefilce hayatlarını devam ettireceklerdir. Semavî dinlere gelince; -bilhassa Hıristiyan ve Müslümanlar- İttifak’a gitmedikleri takdirde, bu YENİ DİNİN Çingiz ve deccalca saldırılarıyla hep mağlûp kalacaklardır.

Okunma Sayısı: 1692
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Haydar

    18.6.2021 09:35:54

    Allah razı olsun hocam. Çok güzel kaleme alınmış. İnsanlığı ve özellikle biz müslümanları uyarıcı konuları sade dille anlatmışsınız

  • Ali yılmazcan

    15.6.2021 19:09:58

    Bu makale bana,Üstad Bediüzzamanın İstikbalde Kur'anın kalpleri feth edeceğini izah ve isbat etme sadedinde neden (ERKEN BİR KIYAMET KOPMAZSA ) kaydını koyduğunu anlamamıza yardımcı oldu, Teşekkürler

  • Muhammed Said

    15.6.2021 12:21:46

    Din-i hakkı arayan ve dinsizlerin tazyikıyla bunalan beşer elbette ittifaka mecbur olacak olacak, belki akın akın İslam’a dehalet edecek. Üstadımızın dediği gibi, “ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada, İslam’ın sadası olacaktır.” Biz bu sözüne de diğer sözlerine de “beli” Üstadım diyoruz.

  • Serap

    14.6.2021 17:45:31

    İnsandan daha canavar ve tahripkar bir mahlukun olmadığı fikrine buradan ulaşabiliriz.

  • Osman

    14.6.2021 17:15:58

    Yazı güzel olmuş tebrik ederim

  • Haşim Özkan

    14.6.2021 16:48:20

    Rabbim akıbetimizi hayreylesin inşallah.Biz liyakat kesbetmesek de Rabbimizin vadi var .İnşallah İstikbal islamın olacak ve kıyamet kafirlerin başına kopacak.Ümidimiz böyle.

  • Kerem

    14.6.2021 14:53:40

    Yaratıcıyı tanımamak ve onun gibi olmaya kalkışmak... İşte Marksizst felsefesinin çıkış noktası. Yaratıcıyı inkar etmeden çalışmaya başlamak istemiyorlar.

  • Hıdır Yıldırım

    14.6.2021 11:39:31

    Asrımızın insanları zaman kaybetmeden "Milli Demokrasilerin"güçlendirilmesi, Hıristiyan ve Müslümanların ittifakını sağlayacak formüller üzerinde çalışmalıdırlar. Aksi takdirde bu cereyanların pençesinden kurtulamayacaklardır. Avrupa'dan bu şer cereyanlarının net bir fotoğrafını çekmişsiniz. Tebrik ediyoruz.

  • zeliha

    14.6.2021 11:34:25

    İçinde bulunduğumuz dehşetli halleri anlamadan İslamın nurunu hissetmeyeceğiz belki de. insi ve cinni şeytanların şerrinden, habis ruhların şerrinden Allah'a sığınıyoruz.Uyumuş uyuşmuş nefislerimiz bu çarpışmalarla mı uyanacak acaba? Allah razı olsun tehlikeyi bu kadar net anlaşılır ifade etmenizde, onlarla mücadele yolunu gösteren risale-i nurları elimize ulaştıran cemaatimizden de. Üstadımın inkarı uluhiyetle mücadelesinin dehşet boyutlarını hissettiren bir yazı. neden hiç uyumadan onlarla manen çarpışmış şimdi biraz daha anlıyoruz. Ayetül kübrayı okurken bir de bu gözle okumak mı lazım?

  • İsmail Ertan

    14.6.2021 11:31:32

    Dünyamızın beka sorununu göremeyenleri Allah ıslah etsin.

  • Mehmet Demir

    14.6.2021 11:23:19

    Harika bir yazı, Kaleminize sağlık hocam

  • Kerem

    14.6.2021 11:12:47

    Çok önemli bir konuyu işlemişsiniz. İhatası ve anlaşılması basit olmayan bu konuları bize anlatmadaki sabrınızı tebrik ediyorum. Fakat taşlar oturuyor.

  • Salih

    14.6.2021 10:04:39

    Yakın zamana kadar Milli kelimesini, dinsizler ve bilhassa Atatürkçüler kirletmişlerdi. Halbuki Üstadımız cemiyet-i milliye kelimesini çok kullanıyor. Bizim bize ait ve din düşmanlarınca itibarsızlaştırılmış kelimelerimizi temizleyerek yüksek yerlerine koymamızın zamanı geldiğini bu yazıdan öğrendim. Allah razı olsun.

  • Hüseyin

    14.6.2021 09:56:17

    Şükrü hocamın temas ettiği konular altını çizdiği gerçekler hayatımızı ve geleceğimizi nasıl tehlikeler beklediğini küresel güçlerin yaradılış kanunlarına nasıl meydan olduklarını küre-i arzın ve bütün canlı formların güney kutbundan kuzey kutbuna  kadar karanlık deneylere musilaja virüse kansere açlığa yoksulluğa adaletsizliğe rahmetsizliğe maruz bıraktığını ve daha birçok can acıtıcı endişe verici olgu ve olayları nazar-ı dikkatimize sunuyor ...Anlatılanlar kurgu değil gerçektir. Ademoğlu namı diğer homosapiens eko sistemi beslenme zincirini hayat döngüsünü canlı formları nebatatı hayvanatı toprağı havayı suyu koruyacağına halife i ruyi zemin değil de  zalimi ruyi zemin gibi davranıyor..

  • Sertaç Lüser

    14.6.2021 07:16:35

    El aman, el aman,.. Ya kendi işimizi kendimiz çözeceğiz yada çözecek birlikteliğe sahip olacağız. Dışarıdan devşirdiğimiz her akıl, söz ve hayat tarzı tamire değil tahribe sürüklemekte. Beka meselesine gelince din için ayrı siyaset için ayrı fakat siyaset şu an dindarı da yutmuş,tükürülmeyi bekliyor.

  • Halil İbrahim Karahan

    14.6.2021 06:58:58

    Tebrikler abi. Allah'ım Razı olsun.

  • Niyazi Nur

    14.6.2021 01:02:14

    Risale-i Nur’un bunun için çizdiği yol haritası aslında… İslam diyarlarının pratikte meşrutî idarelere geçmeleri, müteakiben (teşkil ettirecekleri) aktif ve etkin bir Birlik (ittihad-ı islam manasının da bir çeşit tahakkukuyla) bir sonraki adım olan müslüman-hristiyan ittifakının tahakkuku için de hayatî rol oynayacaktır. Yani aslında belki üç safhadan oluşan tek yol olarak görmeli, iki ayrı yol olarak bakmak yerine.

  • Sezai MUMCU

    14.6.2021 00:37:01

    Demek dessas Ingiliz Kur'ani sadece Müslümanlardan almanin yetmeyecegine kanaat getirdi. Nitekim 55 Müslüman ülkeden sadece Türkiye ve Malezya demokratik (S. Demirel'in görüsü). Türkiye de Ezan yerine Türkce sarki okutmasi 19 sene uygulandi Medreseler Zaviyeler kapatildigi icin Kur'an ögretilemediam Türkiye NURCULARIN MÜCADELESI SAYESINDE dessas Ingilizin Gladstone planiyla IFLAS etmedi. FITNE ve FESAT Milletin MERKEZINI Payitahtinin göbeginde ÖZERKLIK ihsan eden dessas Ingiliz'in tarafi belli zaten ABD nin o millete tüm ihsanlari dessas Ingilizin ABD ye EMIRLERI yüzünden! Ingiliz'in Cebeli Tarik ve Kibrista NE B.K isi var? FITNE ve FESADA GARANTÖRLÜK ETMEK ICIN! Türkiye'de bir futbol finali bile oynanacak olsa ilk itiraz eden dessas Ingilizdir ve mani olur. MENFI IKINCI AVRUPANIN LIDERI DESSAS INGILIZDIR! FITNE ve FESAT nerede basgösterirse göstersin onun payi her devletten büyüktür. Allah onlara ZEVAL versin Amin Amin Amin!

  • İ. Seyda

    14.6.2021 00:23:22

    LÜTFEN ARTIK TÜKETMEYİN!!! Küresel bir yıkım bize "küresel bir kıyametin" yakın olduğunu ihsas ettiriyor. Örneğin denizlerimizdeki müsilaj yayılması bunu çok güzel anlatıyor kanaatindeyim. Küçük bir kıyametin habercisi gibi. Global çetelere teslim edilerek yağmalanan, talan edilen vatan toprakları. Küresel tüketim çağının getirdiği çevre tahribatı. Önce içimizdeki uyanış, sonra milletin uyanışı, sonra insanlığın uyanışı gerek. Aksi takdirde kainattan çekilecek "Hakaik-i İslamiye", yakın bir kıyameti davet edecektir.

  • burhan

    14.6.2021 00:19:21

    insanlık bir ara başını kaldırır gibi oluyor ,sonra bir bakmışız ya savaş ya ekonomik kıriz ya salgın konuşuyoruz.insanlık asıl mecrasına bir türlü vardırılmıyor.kahr olsun bu düzenin değirmenine su taşıyan güruhlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı