Ayrılık gününe geldik çattık. Bugün son günümüz. Her ayrılık gibi bu da zor olacak. Çünkü rahmetten ayrılmak kolay değil.
Ama eksikli kusurlu da olsa ibadetlerle Rabbimize dualarımızı, niyazlarımızı, ibadetimizi, kulluğumuzu, münacatımızı, tövbemizi inşallah ulaştırmaya çalıştık. Bir rahmet mevsimiydi. Aramızda fazla oyalanmadı. Çabuk geçti. İnşallah hüsn-ü şahedetle geçti diye umuyoruz.
Unutmayalım
İbadetlerin her biri bizim için fıtrî biçimde tövbe hükmüne geçiyor. Namaz da öyle, oruç da öyle, zekât ve sadakalarımız da öyle. İnşallah bu ayki ibadetlerimiz de bizi tasfiye süzgecine aldı, günahlardan arındırdı.
Yine de son defa amelimize bir bakalım. Üzerimizde kul hakkı var mı? Tövbe etmemiz gereken günahımız var mı? Helalleşmemiz gereken birisi var mı? Rahmet bizi kucaklarken, mağfiret günahlarımızı tamamen imha etmek için üzerimizde dönerken, Cehennem’den azat günlerine gelmişken… Her elini açana mağfiret ve Cehennem’den azat müjdesi verilmişken… Allah’a dönmekten, günahımızı sadece Allah’a itiraf etmekten, gözyaşı dökmekten, bağışlanmanın bir yoluna bakmaktan imtina etmeyelim.
Unutmayalım, bu gün ve gecelerde Cehennem’den azat olanlar Cehennem’e inşallah girmeyecekler. Tövbe etmek mi zordur, Cehennem’e girmek mi; düşünün! Elbette Cehennem’e girmek diyeceksiniz. Tövbe eden Cehennem’den inşallah azat olacağına göre, bu umutla ellerimizi açalım. Allah kulunu bağışlamayı sever.

Fitrelerimizi Unutmayalım
Fitre oruç ibadetimizi tamamlayan bir ibadettir. İbn-i Abbas (ra) der ki: “Resulullah Efendimiz (asm), fitreyi oruç tutanı kusurlardan arındırsın ve fakirlere yiyecek bir lokma olsun diye emretmiştir.”1
Abdülkâdir Geylânî Hazretleri der ki: “Fitre vermek, oruçlu için bir temizleyicidir… Oruçlunun eksiklerini tamamlar; sevabını ikmal eder. Tıpkı işlenen günahlara tevbe-istiğfar gibi, yanlış kılınan namaz için yapılan sehiv secdesi gibi…”
Fıtır sadakası Hanefî mezhebinde vacip, diğer üç mezhepte farz hükmündedir. Verilme zamanı bayram namazına kadardır.2 Bu sene 70 tl dir. Dileyen fazla verebilir.
O halde henüz vermediysek, fitrelerimizi bayram namazından önce etrafımızdaki muhtaç kişileri bulup vermemiz inşallah makbul olacaktır.
Fidyelerimizi Unutmayalım
Fidye Ramazan ayında hastalık nedeniyle oruç tutamayanların yapması gereken bir ibadettir. Hastalık sebebiyle tutulamayan her bir günlük orucun fidyesi bir fitre kadardır. Otuz gün tutulamamışsa otuz fidyedir. Bazı günler tutulamamışsa, tutulamayan günlerin fidyesi verilir. Tutulan günlerin fidyesi verilmez.
Fidye ayetle sabittir: “Fazla ihtiyarlık veya ağır hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya gücü yetmeyenlerin, bir yoksul doyuracak kadar fidye vermesi üzerlerine bir vecibedir...”3
Demek bu fidye ruhsatından oruç tutamayan ve sonrasında da tutmaları umulmayan hastalar ve yaşlılar faydalanabilirler. Ancak fidye veren kimse iyileşir ve oruç tutabilecek bir kudrete ulaşırsa, orucunu tutması gerektiği unutulmamalıdır. Bu durumda verdiği fidye sadaka sayılır.
Barış Hayırdır
Yarın bayram. Kırgın olduğumuz kimseler varsa kendimizi aşalım ve barışalım. Barışmakta hayır vardır. Dargınlıkta hayır yoktur. Dargınlık, düşmanlıkları körüklemekten ve artırmaktan başka bir işe yaramaz. Haklıyım diyorsak bile, çok kırıldım affedemiyorum diyorsak bile, ilk hareketi ben gösterirsem beni haksız sayarlar diyorsak bile barışalım. Hatta ilk hareketi biz gösterelim. Varsın desinler. Allah bizi haksız saymaz.
Dargınlıkta gerekçemiz ne olursa olsun; şu içinden geçtiğimiz mübarek ve ağır günlerden daha önemli değildir. Evhama girmeyelim. Kur’ân “barış hayırdır”4 diyor. Nefsimizi değil, Kur’ân’ı haklı çıkaralım inşallah.5
Dipnotlar:
1- Müsned, II, 277; V, 432
2- İbn-i Mâce, Zekât, 21
3- Bakara Suresi: 184
4- Nisa Suresi: 128
5- Bediüzzaman, Mektubat, s. 314