"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocukta namazın önemi

Süleyman KÖSMENE
24 Ocak 2023, Salı
Mehmet Bey: “Üstad hazretleri Emirdağ Lahikasında 10 yaşındaki çocuklar için “şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var” demektedir. Burada şiddetten ne anlaşılır? Bu sözü açar mısınız?”

Namaz Yaşı Neden Erken Başlıyor?

Namaz yaşı aslında, biyolojik ergenlik de denilen akil ve baliğ yaşıdır. Bu yaş bazen on beşin biraz altından başlayıp, 18’e kadar çıkabilen, kişiye göre değişken bir esnekliğe sahiptir. Genel çerçevede 15 yaş olarak bilinir.  

Namaz yaşı, diğer bir tarifle, namaz kılmayan Müslüman’a her kılmadığı namaz için günah yazıldığı yaştır. Kılınmayan namazlar zimmete yazılır. Kişi kılmadığı namazların kazasını, hemen takip eden günlerde yapmakla mükelleftir.

Fakat gelin görün ki, namaza başlama yaşı olarak Peygamber Efendimiz (asm) yedi yaşı ve nihayet on yaşı telaffuz ediyor. Bunda farklı nükteler ve müjdeler olduğu açıktır. Anlamaya çalışalım.      

Şefkatli Tokatlar

Çocuğun, henüz ergenliğe adım bile atmadığı yedi yaşında namazı öğrenmesi, on yaşında kılmıyorsa gerekirse dövülmesi ne demektir?  

On yaşında namaz kılmadığında gerekirse dövülmesi emredilen çocuğa, aslında bu erken yaşta kılmadığı namazın borcu yazılmıyor. Oysa namaz kılmadığında gerekirse dövülmesi emrediliyor! Bunda çok latif sırların olduğu muhakkaktır. 

Çocuk ahirette bu latif sırlara vakıf olduğunda, bu erken yaşlarda yediği şefkatli tokattan memnun bile olacaktır. Çünkü bu emir Allah’ın emridir. Bu ciddiyet Allah’ın emirlerine karşı ciddiyettir. Bu şefkat Allah’ın yüksek merhametinin şefkatidir. Çocuk iliklerine kadar bunu bazen belki tokatla hissedecek, havftaki lezzeti tadacaktır.  

Bediüzzaman hazretleri der ki: “Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan suâl edilse, “En leziz ve en tatlı hâletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zaafımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak, yine vâlidemin şefkatli sînesine sığındığım hâlettir.”1   

Dolayısıyla bu tokatta -eğer vurulacaksa- şefkat ölçüsünü taşmamalıdır.       

Vildanun Muhalledûn Sırrı

Bediüzzaman Hazretleri, “yetufu aleyhim vildanün muhalledun”2 ayetinde geçen “vildan” tabirini şöyle tefsir ediyor:

“Feraiz-i şer’iyeyi yapmaya mecbur olmayan ve masûniyet cihetiyle de yapmayan ve kable’l-bülûğ vefat eden çocuklar, Cennete lâyık ve sevimli çocuk olarak kalacaklar. Fakat şer’an yedi yaşına gelen bir çocuğa namaz gibi farzlara peder ve valideleri onları alıştırmak için, teşvikkârâne emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var. Demek, “Vacip olmadığı halde, nafile nevinden yedi yaşından hadd-i bülûğa kadar büyükler gibi namaz kılıp oruç tutan çocuklar, mütedeyyin büyükler gibi büyük mükâfatı görmek için otuz üç yaşında olacaklar.”3

Demek yedi yaşında iken, Cennete 33 yaşında girebilmenin yolu açılıyor. Bu yaşında ergen olmadığı halde namaza ve ibadete dikkat eden bir çocuk, bu küçük yaşlarda ölmüş olsa, gençliğin darbesini yemeden, hayatın imtihanını görmeden Cennete 33 yaşında bir genç olarak girebilecektir. On yaşındaki şefkatli tokatların ne kadar latif ve tatlı olduğunu çocuk, nihayet Cennette görmüş olacaktır. 

Fakat ebeveyn, öğretmek, sevdirmek, örnek olmak, rehber olmak, sabırlı olmak basamaklarını kesinlikle atlamamalıdır. Aksi takdirde - maazallah hele bu zamanda -kaş yapayım derken göz çıkarmış olur.   

Dipnotlar: 

1- Sözler, s. 47

2 -Vakıa Suresi: 17

3 -Emirdağ Lahikası, s. 399

Okunma Sayısı: 4110
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Şimşek

    24.1.2023 21:07:35

    Süleyman Bey, şöyle düşünsek : - Mükellefiyet, BÜLÛĞ çağı ile başlıyor. FETVA budur. BÜLÛĞ çağı da; ihtilam olma ya da edep yerinin kıllanması ile başlar. - BÜLÛĞ çağı; anatomik gelişme durumuna göre, bilhassa da SOĞUK ülkelerde 18 yaşına kadar gecikebilmektedir. BU DURUMLARDA FETVA; "15 YAŞIN BÜLÛĞ ÇAĞI" olduğudur. Yani büluğ çağına girmese bile 15 yaşındaki her çocuk mükellefdir. - Sıcak ülkelerde BÜLÛĞ çağı daha küçük yaşlarda gerçekleşiyor. İşte hadisteki 10 YAŞ, Arabistan için BÜLÛĞ ÇAĞINI ifade ediyor. "DÖĞMEK" te, "büluğ çağına girdiği halde Namaz kılmıyorsa verilecek CEZAYI" öngörüyor. - Şer'an "Büluğ çağına girmeyen çocuğa, BİR FİSKE dahi vuramazsınız, HARAMDIR." - Bütün bunların ışığında hadis; BÜLÛĞ ÇAĞINDAN ÜÇ YIL KADAR ÖNCE NAMAZ eğitimine başlayınız. BÜLÛĞ çağına geldiği halde kılmıyorsa DÖĞÜNÜZ diyor. (Herhalde babaya verilen bir yetki.) SAYGILARIMLA.

  • Toygar

    24.1.2023 08:23:08

    "..Oysa namaz kılmadığında gerekirse dövülmesi emrediliyor!" Bu "dövme" meselesi hep yanlış tevil edilmiş olsa gerek. Peygamberimizin hangi uygulaması var bu yönde acaba! Örnek ve rehber olan bir Peygamber, her konuda örnek davranışlar içinde olmuş. Böyle bir örneği mevcut mudur! "Darb" kelimesinin sadece bir anlamı mı vardır! Şu dövme işinin manası, eskilerin anladığı gibi mi olabilir bu zamanda! Artık değişim zamanı gelmedi mi! Feraset yitiğimiz oldu! Bulabilene aşk ola!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı