Levent Bey: “Nisan yağmuru altında yürümenin, Nisan yağmurunda ıslanmanın ve yutmanın sağlıklı olduğu ve sevap olduğu söyleniyor. Doğru mudur?”
Müjde, Geliyoruz!
Nisan ayı Rumi takvime göre 14 Nisan’da başladı. Bugün 19 Nisan. Nisan yağmurlarının bol olduğu bereketli günlerden geçiyoruz. Gözümüz önünde gerçekleşen devasa yaratılış mu’cizesi. Suyun bulutlarda yeniden formatlanıp yeryüzüne inişi. Yaratılış esnasında havada ve yeryüzünde bulunan birçok mineralle kudret-i Fatıra tarafından zenginleştirilip hayatî ihtiyacımıza imdat olarak gönderiliyor.
“Görmez misin ki Allah bulutları dilediği yere sürüklüyor. Sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. İşte görüyorsun, bunlar arasından yağmur çıkıyor.”1
Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Bulutlara bak. Yağmurun şıpıltıları mânâsız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi boş bir gürültü olmadığına katî delil ise; hâlî bir boşlukta o acâibi icâd etmek ve onlardan âb-ı hayat hükmündeki damlaları sağmak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müştak zîhayatlara emzirmek gösteriyor ki: O şırıltı, o gürültü gayet mânidar ve hikmettardır ki; bir Rabb-i Kerîmin emriyle müştaklara o yağmur bağırıyor ki, “Sizlere müjde, geliyoruz!” mânâsını ifade ederler.”2
İnen Rahmet
Nisan yağmurunda diğer aylardaki yağmurlara nazaran daha fazla şifa ve rahmet değerleri yüklüdür. Hazret-i Enes (ra) der ki: “Hazret-i Peygamber (asm) ile beraberken yağmur yağmıştı. Hemen başını ve elbisesini açtı ve buyurdu ki: “Yağmur Rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği rahmettir.”3
Mevlânâ Müzesi’nde halen sergilenen 34 kilo ağırlığında bronz üzerine altın gümüş kakmalı bir Nisan Tası vardır. İlhanlı Hükümdarı Bahadır Han tarafından 14. Yüzyılda Mevlânâ Dergâhına hediye edilmiştir. Mevleviler Nisan tası adı verdikleri bu taslara Nisan yağmurlarını toplarlar, dergâhı ziyaret edenlere ikram ederlerdi. Nisan yağmurunun birçok derde şifa olduğuna inanılırdı.
Esasen Nisan tası geleneği bir Selçuklu başşehri iken Konya’da bilinen bir gelenekti. İnsanlar Nisan yağmurlarını bu taslarda toplarlar, hastalara şifa olarak dağıtırlar, yapılan yemeklerin içine katarlardı.
Nisan Sünneti
Bitkilerin, sebzelerin, hububatın, bağ ve bahçelerin bolca suya ihtiyaç duyduğu, bitki ve ağaçların çiçek tozlarının, polenlerin, reçine ve eterik yağlarının rüzgâr ve hava akımıyla atmosfere karıştığı Nisan ayında yağan yağmurlar yeryüzüne bolluk ve bereket getirir. Yağmurla birlikte havada uçuşan bitki ve polen tozları yeryüzüne iner.
Ayrıca Nisan yağmurları içinde kullanılabilir demir olduğu için çok faydalıdır. Nisan yağmuru altında ıslanan insanların kanında demir oranının faydalı biçimde artış gösterdiği gözlenmiştir.
Bu sebeple Nisan yağmuru altında ıslanmak sağlık açısından faydalıdır. Peygamber Efendimiz’in (asm) tavsiye ettiği için de sünnet bulunmaktadır.
Bazı yörelerde Nisan yağmurunu eline, başına, bedenine sürmek, hatta kaplarda biriktirip içmek veya yemeklerde kullanmak bu sebeple mübalâğalı bir yaklaşım değil, isabetli bir tutumdur.
Ancak Nisan yağmurunun bu faydalı özellikleri, hava kirliliğinin olmadığı kırsal bölgeler için söz konusudur. Hava kirliliği yaşanan kalabalık şehirlerde havada asılı bulunan çeşitli karbon ve kükürt parçacıkları ile birlikte çok sayıda zararlı kimyasal madde zerrecikleri yağmur suyuna karışıyor ve yağmur suyunun özelliğini bozuyor.
Dipnotlar:
1- Nur Sûresi: 43
2- Sözler, s. 613
3- Müslim 2/615, Ebu Davut 5/3309