"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî’yi kiminle analım?

Süleyman KÖSMENE
27 Mart 2020, Cuma 01:00

KABUL EDİLEMEZ   

Yeni Asya’nın anonslarından rahatsız olan bir kalem, “Said Nursi’yi; Livaneli, Demirel, Özkök ile mi anacağız?” diye soruyor. “İtibarsız kişileri konuşturarak, Said Nursî’ye itibar kazandırma (!) yanlışını artık bırakmamız lâzım” diye de uyarıyor.

Yazının devamı daha da sıkıntılı.

Böyle bir üslup, doğrusu Müslüman ve münevver bir yazara yakışmadı.

Yeni Asya eleştirilmez değildir. Ama bu üslup, eleştiri üslubu değildir.

Üslup dışlayıcı ve tırmalayıcı bir üsluptur. Başkasına yakışabilir. Ama bir münevver Müslümana yakışmaz. Kendisi de kendisine yakıştırmamalı diye düşünüyoruz. Ama o kendisine yakıştırmış. Ne diyelim?

İnsanı küçümseyemezsiniz

Nezaket yok, saygı yok, sevgi yok, barış dili yok, medenî bir dil yok…

Yazar, Said Nursî’nin talebelerine bu üslupla ayar çekmek istemiş. Bunu yaparken Said Nursî’ye saygısını da eksik etmemiş; eksik olmasın.

Kimilerini itibarsız ilan etmiş. Ve bu zevatın görüşlerinin, “aşağılık kompleksi” ile alındığını keşfedivermiş. Fakat nedense bu zevatın görüşlerine ilişmemiş. Görüşlere değil, kişilere takmış!

Sayın yazar! Bu itici üslubu kabul etmiyoruz. Bu üslup senin olsun, sana iade ediyoruz.

İnsanların itibarı üzerinden bir tartışma açmayı doğru bulmuyoruz.

İnsan, insandır. Yanlış yapabilir, Günahkâr olabilir. Dünya görüşü farklı olabilir. Bütün bunlar onun insanlıktan nasibi olmadığı manasına gelmez. Siz onları küçümsemeyin ki, size insanlıktan nasibinizin olmadığı söylenmesin.

KAVL-İ LEYYİN KİTAPLARDA KALMASIN  

Bir Mecusi İbrahim Aleyhisselam’a misafir olmak istedi. İbrahim Aleyhisselam iman ederse onu misafir edeceğini söyledi. Mecusi de, “Sana misafir olmak için dinimi satmam!” dedi ve dönüp gitti. Cenab-ı Hak, “Ya İbrahim! Yetmiş senedir o bana şirk koşar, ama ben onun rızkını kesmem. Sen bir lokmayı esirgedin!” buyurunca Hz. İbrahim (as) Mecusi’ye yetişti ve onu sofrasına aldı. Mecusi bu kadirşinaslık karşısında Müslüman oldu.

Cenab-ı Allah Hz. Musa’ya (as), çok kibirli, azgın ve haddini aşmış olan Firavun’u kavl-i leyyinle imana çağırmasını emretti:1 Oysa kavl-i leyyin ne Firavun’un anladığı, ne de hak ettiği bir üsluptu! Nitekim anlamadı. Fakat mesele tebliğ ve irşad olunca, üslup kaba ve nezaketsiz olamazdı.

Mekke önlerinde Peygamber Efendimiz’e (asm) direnen çetenin önde geleni Safvan bin Ümeyye, Mekke fethedilince Peygamber Efendimiz’den (asm) İslam’ı araştırmak için 2 ay süre istedi. Peygamber Efendimiz (asm) 4 ay süre verdi. Huneyn savaşı çıkınca Peygambe Efendimiz (asm) Safvan’a ücreti mukabilinde kırılan kılıçları tamir etmesi görevini verdi. Savaş bittiğinde müşrikler kaçmışlardı. Peygamber Efendimiz (asm) ganimetleri dağıtırken Safvan göz ucuyla onu izliyordu. Resulullah Efendimiz (asm) Safvan’a da yüz deve verdi. Gözlerine inanamayan Safvan, bu emsalsiz kerem ve cömertlik karşısında, oracıkta, daha birinci ay bitmeden Müslüman oldu.

FAZİLET ODUR Kİ  

Said Nursî bir mürşiddir. Tebliğini yaparken insan seçmemiştir. Esasen bir tebliğcinin, bir mürşidin insan seçme ve yargılama lüksü yoktur. Bundan Cenab-ı Hak razı olmaz. Yarın ruz-i mahşerde insanları yargılayacak ve seçecek olan O’dur. Biz bunu yaparsak haddimizi aşarız.

Said Nursî hiçbir kimsenin kendini anmasıyla itibar kazanmaz. Fakat onun hakkında olumlu görüş beyan etmek, oldum olası bir medenî cesaret ve açık yüreklilik işi olmuştur.

Yeni Asya’nın bu görüşleri toplayıp anons etmesinde şaşılacak ne vardır? Mesele hakkın hatırını âli tutmak gibi nezih bir meseledir. Hak senin elinde mahkûm değil ki! Senin itibarsız gördüğün kimselerin görüşleri kamuoyunun dikkatini çekecek ölçüde isabetlidir.

Meşhur sözdür, “Fazilet odur ki, düşmanları da tasdik etmiş olsun.” Yeni Asya’nın elli yıllık onurlu ve asil hizmet hayatı meydandadır. Aşağılık kompleksi Yeni Asya’nın semtine uğramaz. Yeni Asya bu sözü de sahibine iade eder ve ona da dost elini uzatır.

Dipnotlar:

1- Taha Sûresi: 43,44

Okunma Sayısı: 4146
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sebahattin

    27.3.2020 23:36:22

    Maşallah hocamıza; çok nezihane,hem cevap hem tebliğ ve irşadi bir yazı olmuş.

  • AHMET AYDIN

    27.3.2020 17:33:54

    Allah razı olsun hocam. yüreğinize sağlık. çok güzel bir cevap olmuş.

  • Karahisar

    27.3.2020 15:22:28

    Nezaketle insanı aklı selime davet eden cevap niteliği taşıyan güzel, objektif bir üslupla kaleme alınmış. İsimlere takı kalmadan Yeni Asyanın tavrını, tarzını akıl mantık ölçüleri içersinde örneklerle ve kavli leyyin ile ifade etmiş... Günüllere hitap eden Bediüzzamanın davası, meslek ve meşrebine uygun hizmet erlerine selam olsun... S. Kösmeniyi tebrik ederiz...

  • İ.Seyda

    27.3.2020 15:10:25

    Ne hazin bir durum: Bir Yahudi cenazesinde hürmeten ayağa kalkan bir Peygamberin takipçileri, tarafgirlik hissiyle neler diyebiliyor. Eğer iman etme, bu anlayışa bırakılsaydı, Hz. Ömer ya da Ebu Süfyan Müslüman olabilir miydi dersiniz?

  • Feyzullah Ayhan

    27.3.2020 15:08:34

    "Arı su içer bal yapar.................."özün gerisini bilenler tamamlasın?.Çünkü Rabbim ona münasip bir fıtrat vermiştir.Bu fıtrattan mahrum olanları Allah ıslah etsin.

  • Toygar

    27.3.2020 09:02:01

    Bu haberin arkasından, ilgili yazının sitedeki bölümüne nazar ettim. Etmez olaydım. Hele o yorumlar... İçler acısı... Hangi birisine, ne anlatacaksın, şaşırıyor insan. Bu kadar ferasetsizlik, böylesi basiretsizlik... Üzüldüm açıkçası. Cami kapısını tekmeleyip girmek isteyenlerin imanı(?), kendisini karantinada tutmak isteyen polisin yüzüne tüküren "umre ziyaretçisinin" itikadı, cami avlusunu siyaset meydanına döndürenlerin dünya siyaseti değil mi ki, Camileri de Kabe'yi de yüzümüze kapattırdı. Rabbim affet diyorum, daha ne diyeyim! Şu Cuma günü hürmetine RABBİM BİZİ AFFET!

  • Toygar

    27.3.2020 08:24:10

    Olaylara veya fikirlere değil, kişilere takılı kalanlar, "küçük insan" sınıfındadır. Sözü söyleyene nazar eden, zahiri nazarla hayata bakmış demektir. Davası da battal kalır. Şahısları gruplayıp, etiketleyip öteleyen kimselerin ne Bediüzzaman'la, ne Nurculuk davasıyla ne de hakikatle işleri olmadığı aşikardır. Bu kimselerin Risale-i Nur okuyup okumadıklarını da sizin zihinlerinize havale ederim. Okumuşlarsa da nasipleri olmamış görünüyor. Veyl o kimseye, yazık bunun gibi gabilere!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı