Bir gün evde gezinirken gözüme çarpan eski eşyaları toplamaya karar verdim. Ve eşyaları toplamaya başladım.
Eşyaları toplarken eski bir sehpanın arasına sıkışmış bir mektup buldum ve mektubu açıp baktığımda bu mektubun bizden önce bu evde oturan kadının oğlunun mektubu olduğunu anladım.
Bu çocuk 10 yaşında iken ailesiyle birlikte yaptığı bir araba kazası sonucu babasını kaybetmiş ve beynine aldığı bir hasar sonucu zihinsel engelli olmuştu. İşte bu çocuk kazadan sonra babasına yazmıştı bu mektubu.
Daha fazla dayanamayıp mektubu okumaya başladım;
Sevgili babam bugün senin cennete gidişinin ikinci yılı. Beni iki yıldır rüyalarımda yanlız bırakmadığın için çok teşekkür ederim.
Ama artık rüyalarıma gelmene gerek yok baba.
Çünkü ben büyüdüm ve hem kendimi hem annemi koruyabiliyorum.
Biliyorum ben hasta bir çocuğum baba.
Okulda arkadaşlarım bana, ‘sen hastasın, bizimle oynayamazsın’ deyip duruyorlar.
Ama sen sakın üzülme baba. Çünkü ben onları hiç dinlemiyorum.
Biliyor musun baba, sen gittikten sonra annem hep odalarda gözyaşları döküp duruyor.
Bana seni özlediğini belli etmemeye çalışıyor.
Ama baba biliyor musun, ben hiç anneme belli etmiyorum onu gördüğümü.
Hep onun istediklerini yapıyorum, hiç onu üzmüyorum.
Hep ona gülümseyip duruyorum.
Çünkü biliyorum, bizi kurtaracak olan gülmektir her zaman.
Şu anda bizi cennetten izlediğini biliyorum.
Ve bizim mutlu olmadığımızı, gülmediğimizi görürsen sen de üzülürsün.
Ama ben senin üzülmeni istemiyorum.
Bu mektubu bir gün cennete geldiğimde sana vereceğim baba.
Hep gülmen dileğiyle
Oğlunnn
Mektup bittiğinde göz yaşlarıma hakim olamadım. Çünkü engelli dediğimiz bir çocuğun kaleminden süzülen kelimelerdi bunlar.
Bir de kendimize bakalım... İşten, okuldan ve başkalarına daha iyi görünme çabasından başka bir şey yapmıyoruz.
Bu çocuk her şeye rağmen gülümserken bizse somurtuyoruz. Sanki tüm dünyanın yükü sırtımızdaymış gibi davranıyoruz.
Hakikati bulmak için hiçbir çabada bulunmuyoruz. Sadece dünyadaki geçici lezzetlere kendimizi bırakıyoruz.
Sonra mektubu kaldırdım ve heyecanla annemle babamın eve gelmesini bekledim. Annemle babam gelince onlara iyice bir sarılıp gülümsedim...
Çünkü ben anladım ki:
Bizi gülmek kurtaracak...