Fakat, bazen her yeni hadise, bizim için imtihana dönüşerek riski de beraberinde getirir. Hizmetlerden ayrılanların olması bu tehlikenin bizlerden uzak olmadığını da göstermektedir.

 Bizleri bu hizmette tutan hakikatler kadar, ayrılmamıza sebep olacak nefsî ve şeytanî tuzaklar da maalesef vardır. Bazen bir meseledeki haklılık iddiası veya bu doğrultuda gelişen akıl tutulmaları ve bunu körükleyen yanlış yaklaşımlar, nicelerin ayrılıp gitmesine sebep olmuştur. Bunda, sebat etmeyip ayrılanların sorumluluğu kadar, hizmetteki birliği muhafaza için istimal edilen ölçülerin, bazen keskin bir kılıç gibi kullanılmasının da etkisi olmaktadır. 

Daha müşfik bir yaklaşımla birçok problem çözülebilecekken, meşveretin gereği de olan farklı düşünme, birçok kırgınlıklara kapı açmaktadır. Burada, ölçülere gösterilen sadâkatin, kişilere olan sadâkate dönüşmesinin ve bu doğrultuda, kendi fikrimizi, hakikatin kendisi olarak görmeye başlamamızın da etkisi olmaktadır. Halbuki, ölçülerin tesirli olması için Üstadımız, hakikatlerin kendi şahsına bile bağlanmasını istememiştir. 

İçtimaî ve siyasî yüzlerce meselede, tam bir ittifak ile buluşmak zordur. Hizmetteki öncelikler, her bir meseledeki ölçüler ve bu ölçülerden zamanla daha fazla öne çıkanlar gibi hususlar, kişilere göre kısmen değişebilir. Ayrıca, muhitin insan üzerindeki tesiri ve kabiliyetlerin farklı olması, her bir meselenin doğru olarak anlaşılma sürecini de farklı kılmaktadır. Belki de bir çokların yanlışlarına karşı keskin tavırlar yerine, zamana yayılan bir çözüm süreci izlenseydi daha farklı müsbet sonuçlar alınabilirdi. 

Bunun için de, en küçük hizmet mahallinden, en geniş daireye kadar, iletişim dilini korumak önemlidir. 

Haklı olunan meselelerde bile sert bir üslûp ile hareket edildiğinde iletişim dili, yani, irşadın ve hikmetin dili kaybolabilir. Hizmetin her safhasında problemler ortaya çıkmadan, gerginlik ve tarafgirliklere meydan vermeden, doğru bilgi, meşveret ve meşveret kararlarına kanaat ile adeta ‘Koruyucu Hekimlik hassasiyeti’ ile hareket edilmesi gerekiyor. Yoksa, hadiselerin hızla geliştiği bir zamanda, her hadise, yeni tahribatlara yol açacaktır.

 Ayrıca, zaaflarımızın bizleri yarın nerelere savuracağını bilemiyoruz. Sert yaklaşımlar yerine, Üstadımızın müşfik yaklaşım tarzı ile yaklaşılması daha doğru olacaktır.