"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî’nin ilme merakı ve tahsile başlaması

Abdülbakî ÇİMİÇ
06 Ocak 2020, Pazartesi
Bediüzzaman’ın Hayâtı’ndan Tesbitler - 12

Henüz çok küçükken eşya ve hadiseleri inceden inceye sorgulamaya başlayan Said, dokuz yaşından itibaren çıktığı ilim yolculuğunda bir çok ilim merkezlerine uğradı, ama hiçbir yerde uzun süreli kalmadı. Üç aylık, en uzun süreli ve düzenli eğitimini, on dört yaşlarında iken, sonradan Ağrı ilinin bir kazası olan Doğubeyazıt’taki Beyazıt Medresesi’nde, Şeyh Mehmet Celâlî’den aldı. Erzurum Vilâyetine tâbi Bayezid’de Şeyh Mehmed Celâlî Hazretleri’nin nezdinde yaptığı bu hakikî ve ciddî tahsili, üç ay kadar devam etmiştir. Fakat pek gariptir. 

Zira Şarkî Anadolu usûl-ü tedrisiyle, “Molla Câmi”den nihayete kadar ikmal-i nüsah etti. Buna da her kitaptan bir veya iki ders, nihayet on ders tederrüs etmekle muvaffak oldu ve mütebakisini terk eyledi. 

Hocası Şeyh Mehmed Celâlî Hazretleri ne için böyle yaptığını sual edince Molla Said cevaben:

- Bu kadar kitabı okuyup anlamaya muktedir değilim. Ancak, bu kitaplar bir mücevherat kutusudur, anahtarı sizdedir. Yalnız sizden şu kutuların içinde ne bulunduğunu göstermenizin istirhamındayım, yâni bu kitapların neden bahsettiklerini anlayayım da, bilâhere tab’ıma muvafık olanlara çalışırım, demiştir. Maksadı ise, esasen kendisinde fıtraten mevcud bulunan icad ve teceddüd fikrini medrese usûllerinde göstermek ve bir teceddüd vücuda getirmek ve bir sürü hâşiye ve şerhlerle vakit zâyi etmemekti. Bu suretle, alelusûl yirmi sene tahsili lâzım gelen ulûm ve fünunun zübde ve hülâsasını üç ayda tahsil ve ikmal etmiştir.

Bunun üzerine hocalarının; “hangi ilim tab’ına muvafık” olduğu sualine cevaben:

-Bu ilimleri birbirinden tefrik edemiyorum. Ya hepsini biliyorum veyahut hiçbirisini bilmiyorum, der. Herhangi bir kitabı eline alırsa, anlardı. Yirmidört saat zarfında “Cem’-ül- Cevâmi”, “Şerh-ül-Mevâkıf”, “İbn-ül-Hacer” gibi kitapların ikiyüz sahifesini, kendi kendine anlamak şartiyle mütalâa ederdi. 1

Bundan sonra, Şirvan’daki biraderinin yanına gitti. Orada büyük kardeşiyle ilk görüşmede aralarında şöylece kısa bir muhavere cereyan etti. 

Molla Abdullah:

 -Sizden sonra ben Şerh-i Şemsî kitabını bitirdim, siz ne okuyorsunuz? 

Bediüzzaman:

 - Ben seksen kitab okudum.(...) 2

“İşte Said’in çocukluğu böyle bir muhitte geçiyordu, ağabeyi Molla Abdullah medresede tahsildeydi. Okuyanların yüksek meziyetlerini görünce kendisi de tahsile karşı ciddî bir arzu uyandı. Bu sebeple nahiyeleri İsparit ocağına bağlı Tağ Köyü’nde Molla Mehmet Emin Efendi’nin medresesine gitti. Fakat burada fazla duramadı. Nurs Köyü çok küçük olduğundan burada ayrıca bir medrese yoktu. Said de bu sebepten derslerini büyük biraderi Molla Abdullah’ın haftada bir gün köye geldiği zamana hasretti. Genç Said hamle ve hareket dolu ruhuyla arkadaşlarıyla zaman zaman müsabaka yapardı. Bir gün Siirt’te Molla Celâl ile yarışırken geniş bir su arkını anlayabilmek için iddiaya girmişlerdi. Genç Said gerilerden koşarak bu arkı muvaffakiyetle atlamıştı. Celâl kendisinin de atlayabileceğini söyleyerek hızlanıp dereye atlayınca dereyi tam geçemeyip, dere kenarındaki çamurlu bir kısma çökmüştü. 3

Yine Genç Said’in gençlik ve çocukluk günlerinden bir hatıra da şöyledir: “Said Nursî Van Kalesi’nin altında yani eski Van şehrinde belinde hançer, elinde kamçısı ile dolaşırdı. Bazen arkadaşlarıyla beş-on kişi üç adım oyunu oynarlardı. Bir gün Mustafa ismindeki arkadaşı çok ileri bir mesafeye atlamıştı. Bu mesafeyi çizdikten sonra fıtratı fırtına gibi fırlayan Genç Said Mustafa’dan yarım adım ileri bir mesafeye atlamıştı. Van’da medrese talebeleri arasında bu oyun meşhurdu. Daima önde daima ileride olan Genç Said Mustafa’ya hitaben “talebelerim sana yetişmezse sen bana yetişemezsin. “Yani sen ancak benim talebelerime yetişebilirsin” diyordu. 4

TAHSİLE YENİDEN BAŞLAMASI  

Ağabeyi Molla Abdullah’tan aldığı haftalık dersi kâfi görmeyen Zeki Said, bir yıl kadar sonra anne ve babasından tekrar müsaade alarak Pismir Köyü’ne, oradan da Hizan Şeyhi’nin yaylasına gitti. Fıtratı tahakküme tahammül edemeyen Said bu yüzden burada da dört talebe ile bir türlü geçinemiyordu. Bu dört talebe daima bir olup Said’i rahatsız ediyorlardı. 

Yine böyle taciz ettikleri bir gün Seyyid Nur Mehmet Hazretleri’nin huzuruna çıkıp şöyle dedi: “Şeyh Efendi bunlara söyleyiniz. Benimle dövüştükleri zaman dördü bir olmasınlar. İkişer ikişer gelsinler. Seyyit Nur Muhammed küçük Said’in bu merdane tavrından hoşlanarak tebessüm etti. “Sen benim talebemsin, kimse sana ilişemez.” dedi. Bu hadiseden sonra genç Said “Şeyh talebesi” diye anıldı. 5

KÜÇÜK SAİD ŞEYHAN YAYLASINDA  

Küçük Said Hizan Şeyhi Seyyid Nur Mehmet Efendi’nin yaylasında bir müddet kaldıktan sonra Molla Abdullah ile beraber Nurşin Köyü’ne geldi. Mevsim yaz olması dolayısıyla ahali ve talebelerle beraber Şeyhan Yaylası’na gittiler. Orada bir meseleden dolayı kardeşi Molla Abdullah ile araları açıldı ve kavga ettiler. Tağ Medresesi müderrisi Mehmet Emin Efendi küçük Said’e: “Niçin ağabeyinin emrinden çıkıyorsun?” diye hiddet etti. Bulundukları medrese Seyda lâkabı ile meşhur Şeyh Abdurrahman-ı Taği Hazretleri’nin olması sebebiyle Mehmet Emin Efendi’ye şöyle cevap verdi: “Efendim bu medresede bulunmak hasebiyle siz de benim gibi talebesiniz. Şu halde burada hocalık hakkınız yoktur.” bu cevaptan sonra Said medreseden ayrılarak gündüz vakti bile herkesin güçlükle geçebileceği sık ve gür bir ormandan geçip ılık, yıldızlı bir yaz gecesinde, altın tozundan yapılmış sonsuz bir bulut kervanı gibi semanın bir tarafından öbür tarafına doğru uzanıp giden Samanyolu’nu seyrederek Nurşin’e geldi. 6

Dipnotlar:

1- Tarihçe-i Hayat, 2013, s. 58.

2- Tarihçe-i Hayat, 2013, s. 58. 

3- Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî, 1974, s. 22, 23. 

4- Age, s. 23. 5- Age, s. 24. 6- Age, s. 25.

Okunma Sayısı: 3647
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı