"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Meslek icabı ölümle her an iç içeyiz”

24 Mayıs 2018, Perşembe 01:33
RÖPORTAJ: SATI KAYA

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

İsmim Mustafa Şahin. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrah Asistanıyım. Yaklaşık olarak 8 yıldır hekimlik vazifesini icra etmeye çalışıyorum. Bu süreçte acil serviste, 112 acil sağlık ambulanslarında ve değişik sağlık vazifelerinde bulundum. Şimdi de Genel Cerrahi kliniğinde görev yapmaktayım.

Ölümü nasıl tanımlarsınız?

Sorduğunuz soruya Yüce Yaradanın Kur’ân-ı Kerîm de bildirdiği âyeti kerime ile başlamak isterim. “Her nefis ölümü tadacaktır...’’ (Ankebut Sûresi 57. âyet) Ölüm bu dünya hayatında yaşanılan sürecin, Rabbimizin de bize bildirdiği gibi olağan bir hâlidir. Bu geçici dünyanın sonudur, ama bâki âleme geçiş kapısıdır. Lâkin insanoğlu ister bu dünyaya olan bağlılığı, ister hakikatten uzak kalması, isterse tartışmaya açık olan çeşitli sebeplerden dolayı ölüm hadisesini kabullenmekte sorun yaşar. Hekim olarak meslek icabı ölümle her an iç içeyiz. Ölüm ve bu ölümü kabullenme noktasında da değişik tecrübelerimiz olmaktadır. Nihayetinde Cenâb-ı Allah’ın Şafi Esmasının tecelligâhı olan bir meslek mensubuyuz ve biliriz ki ne şifada, ne de hastalıkta bir hükmümüz yoktur. Kaldı ki yine Rabbimiz âyeti kerimede “Ve O, yaşatan ve öldürendir...’’ (Mü’minun Sûresi 80. âyet ) buyurmaktadır. Bu sır üzere ölümü İlâhî takdir, sırrı kadem, mü’min için bir hak ve Hz. Mevlânâ’nın buyurduğu gibi bir bayram günü düğün gecesi olarak tanımlayabilirim.

Hastalarınızın vefatı durumunda ne hissediyorsunuz?

Görev süreçlerimde çok sayıda vefat eden hastam oldu. Hâlen de ölümlerle karşılaşmaktayız. Biz bu mesleği icra ederken insan olma vasfımızı ön planda tutarak hareket etmekteyiz. Bu yüzden bir hastamızı kaybettiğimizde hasta yakınları kadar üzülmekteyiz. Hatta bazı hekim arkadaşlarımızın hastalarının vefatı sonrası gözyaşı döktüklerine şahit olmuşumdur. Tabi bu süreçte duygusallığın vereceği hataya da kapılmayarak işimizin gerektirdiği profesyonel yaklaşımı da elden bırakmamalıyız.

Kendi adıma şunu ifade etmek isterim bir hastam vefat edecek noktada ise öncelikli olarak tıp ilminin gerektirdiği müdahaleyi yaparım. Rabbimin iznine sığınıp, sonuna kadar uğraşırım. Lâkin Takdir-i İlâhî tecelli etmiş, hastamızı kaybetmiş isek, bu durumda inancım gereği vefat eden hastamın ardından birkaç âyet-i kerime okuyup ona ahiret âlemine göçtüğü ilk vakitlerinde bir faydam dokunsun isterim. 

Vefat haberlerini hasta yakınlarına bildirmek de sizlere düşüyor. Böyle anlarda zorlanıyor musunuz? 

Hekimlik hayatımda birçok zorlukla karşılaştım, ama hâlen bana en zor şey, vefat durumunu hasta yakınlarına bildirmek gelir. İlk sorunuzda da bahsettiğim gibi vefat eden hasta yakınlarının bu ölümü kabullenmesi her zaman mümkün olmuyor. Hasta yakınlarının yaşadığı üzüntüyü, acıyı, bazen feryadı hissetmek çok acı ve zor geliyor. Çok severek yaptığım hekimlik mesleğini bırakmayı düşündüğüm tek an bu an oluyor maalesef.

Unutamadığınız ve paylaşmak istediğiniz bir anınız var mı?

Ereğli Devlet Hastanesi Acil Serviste görev yaparken 80 yaşlarında bir teyzemiz kalp krizi nedeniyle acil servisimize getirildi. Bu esnada kalp atışları ve solunumu durdu. Tabi hemen resüsitasyon odasına aldık hastamızı ve müdahaleye başladık. Biz hastaya kalp masajı ve gereken müdahaleyi yaparken iki kişi zorla odaya girdi ve elimden tutup ‘’doktor bırak annemizi eziyet etme’’ diye engel olmaya çalıştılar. Amaçları annelerinin eziyet çekmeden ruhunu teslim etmesiymiş. Bir taraftan hastayı kurtarmaya çalışıyorum bir yandan oğullarıyla mücadele ediyorum. Arkadaşlara hemen müdahaleye devam etmelerini söyledim ve oğullarını yanıma alıp uygun bir yere geçtim. Onlara, biz müdahale etsek de etmesek de İlâhî Takdirin gerçekleşeceğini uygun bir lisanla anlatıp ikna ettikten sonra hızla hastamın yanına döndüm. Hastamızın kısa süre sonra yeniden kalp atışları geldi. Üç günlük yoğun bakım takibi sonrasında, Allahın izni ile herhangi bir sorun olmadan taburculuğu yapıldı. Daha sonra, hastamın o elimi tutup müdahaleme engel olan oğlu annesini de yanına alarak ziyarette bulundu. Yaptığı hatadan dolayı pişmanlığını ifade etti. Bana sarılıp “affet hocam takdiri İlâhinin vuku bulmasına engel olmaya çalışma gafletinde bulunduk’’ demesi hâlâ kulaklarımdadır.

RÖPORTAJ: SATI KAYA

[email protected]

Etiketler: ölüm, ahiret sayfası
Okunma Sayısı: 3160
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı