"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Başörtülü Atatürkçüler!

Ahmet BATTAL
25 Mayıs 2024, Cumartesi
Başlık garip. Zira insanların iki zıt sevgiyi aynı anda üstlerinde ve kalplerinde taşımaları garip. Ama bu bir vakıa.

Bu netice kısmen bilgisizliğin ürünü ve kısmen tepkisel. Ve bu bir sürecin sonucu.

Bu dönemdeki “Atatürk sevgisi”, tek parti dönemindeki gibi tek yönlü korku ve baskılardan ya da tek yönlü ve tornacı eğitim süreçlerinden kaynaklanmıyor.

Ya da 28 Şubat dönemindeki gibi doğrudan devlet baskısından kaynaklanan zoraki ve törensel tavırlardan ibaret değil. Zira bir “açık baskı” ürünü değil.

Birilerinin iyi planladığı dolaylı bir netice.

Bu dönemde işin içinde başka bazı faktörler de var. Bunlardan biri siyasi tutumlar ve tercihler.

Ama bu sonucun zahirî sebebi durumunda olan kişilerin, dinî grupların, siyasetçilerin ve siyasi grupların bu durumdan memnun olduğunu söylemek de mümkün değil.

Geçen günlerde başörtülü ve yakasında M. Kemal rozeti taşıyan Üniversiteli bir genç hanım kardeşimizle ve aracının arkasına M. Kemal imzası yapıştırmış başörtülü bir mühendis hanım kardeşimizle ayrı ayrı sohbet etme imkanı bulduk.

Atatürkçülük merakını ve arka planını anlamaya çalıştık.

O iki gence sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar yukarıdaki kanaatimizi teyit etti.

Siz de inceleyiniz:

-Sizce Kemalizm ve Atatürkçülük aynı şey midir?

-Hayır. Aynı şey değildir. Kemalizm daha katı bir tavırdır. Kemalist’im diyemem ama Atatürkçüyüm diyebilirim.

-M. Kemal bugün olsaydı başörtüsü konusunda nasıl bir tavır takınırdı?

-Bugünkü şartlara göre ve daha yumuşak bakardı.

-M. Kemal bugün olsaydı dinde reform konusuna nasıl bakardı?

-Bu konuda bir fikrim yok.

-Peki, İslamiyet reformu kabul eder mi?

-Bu konuda da bir fikrim yok?

-Şeair ve bid’a kavramlarını duydunuz mu?

-Hayır.

-M. Kemal dinî konularda bütün görüşlerini ve inancını açıkça her zaman söylemiş midir?

-Bazı konuları gizlemiş olabilir, aslında Müslüman olmayabilir ama Müslümanmış gibi görünmüş olabilir.

-Bu sizin için rahatsız edici bir durum mu?

-Hayır, olayın bu yönü önemli değil. M. Kemal’i sevmemizin sebebi Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş ve bağımsız bir Türkiye bırakmış olması. Bir de laiklik ilkesini yerleştirmiş olması.

-Laikliğin yerleştirilmesi uygulamaları gibi görünen işler sırasında dine ve dindarlığa zarar verilmiş olabilir mi?

-Olabilir ama bunun bir bilinçli bir tercih olduğunu düşünmüyoruz.

-Peki demokrasi ve laiklik ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Elbette laiklik ancak demokrasi ile birleştiğinde dindarlara da faydalı ve doğru bir rejim olabilir. Din ve vicdan özgürlüğünün olabilmesi için demokrasi olmazsa olmazdır.

-M. Kemal’in laiklik anlayışı demokrasiyi kabul eden bir laiklik anlayışı mı?

-Bu konuda fazla bir bilgim yok ama herhalde kabul ediyordur.

-Sizin gibilerin siyasi tercihleri daha çok ne yönde?

-Çoğunluğumuz AKP’ye taraftar değildir ama karşı da değildir. CHP’ye de taraftar değiliz ama dinî yönden yapacağı açılımlara karşı da değiliz.

-Başörtülü birinin CHP’den milletvekili olması sizce mümkün mü?

-Neden olmasın, hele Kemal Kılıçdaroğlu ve şimdi Özgür Özel döneminde.

-Siz başörtülü bir Atatürkçü olarak CHP’den milletvekili teklifi alsanız kabul eder misiniz?

-Olabilir. Kategorik olarak reddetmem. Önemli olan vekilliğimin milletin işine yarayıp yaramayacağı.

Özet: Kalpler de karışık, kafalar da…

Okunma Sayısı: 2241
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Çetin Acar

    25.5.2024 21:33:30

    Madem başında örtü var, ayet ve hadislerden de haberi vardır. Ahir zaman gelecek olan İslâm deccaline ait hadislerden bahsetseydiniz ya Çok uzun, tesiri olmayacak, netice alınmayan lüzumsuz bir konuşma olmuş.

  • Hüseyin İlhan

    25.5.2024 12:30:32

    Burada bir hatıramı nakledeyim.Üniversiteden arkadaşımın babası bir hukukçu ile 28 Şubat zulmünün en katı olduğu günlerde özel ve iki kişi olarak sohbet ediyorduk. Ağabeyim bu başörtüsü insanımızın içinde ciddi tahribat yapıyor,haksızlıklar ve hukuksuzluklar ayyuka çıktı dediğimde'Merak etme bu başörtüsü yasağı kaldırılacak,dediğinde henüz AKP kurulmamış idi. Bu sohbeti yaptığım büyüğüm sosyal demokrat ve adalet bakanlığında kıdemli çalışan hukukçudur. Bugünleri gördükten sonra AKP resmen 28 Şubat'ın sun'i bir dindar kisve altındaki ürünü olduğu,dini ve dindarı tahrip için net olarak kurdurtulduğu,bu hususta YAHUDİ CESARET ödülü verilerek dış desteğinde net olduğunu söylesek asla hata etmiş olmayız.

  • Said Emre Dağ

    25.5.2024 11:52:51

    Müslümanlığı temsil etmek için sadece hak, hukuk, adalet yeter diyebilir miyiz? Bugün sayılan bu özellikleri ile öne çıkmış olan Japonya ve Almanya dünyanın en zengin iki ülkesidir. Ama o insanların kurtuluşa erdikleri anlamına gelir mi? Ahiretlerini kurtarmış oluyorlar mı? Bizim önereceğimiz bir islam medeniyeti tasavvuru olması lazım. Ahirete de taalluk eden bir sistem mümkün olmalı.

  • Erhan

    25.5.2024 09:44:02

    Vicdanımızı kalplerimizde taşımayı öğrensek, en önemli ilke ve değerlerimizi, hak, hukuk, adalet olarak bilinçaltına yerleştirsek, bunu tam anlamıyla idrak Edip hayatımızda tatbik edebilsek, karşıt fikirlerin doğru olanlarını, halkın ve devletin faydasına olanlarını , saygı, sevgi, edep, çerçevesinde kabullenebiliriz diye düşünüyorum.

  • İhsan UÇAR

    25.5.2024 09:28:17

    Bu durumu iktidarın icraatından bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Hem eğitimdeki başarısızlıkları, hem de mantıksız diğer uygulamaları neticesinde insanlar resmi ideolojiye sığınıyor...

  • A. AYDIN

    25.5.2024 02:21:41

    Muhterem Hocam! Yargıç olduğunuz halde yargılamaktan kaçınsanız da çok tuhaf yeni başörtülü bir tipin zuhur ettiğini de ortaya koşmuşsunuz. Hakikaten, fabrika ayarlarımızdan bozulmayan daha ne kaldı? Hz. Ömer'in, cilbab (dış örtüsü) ile de örtünen bir câriyeyi önce sözle uyarması, dinlemeyip aksilik yapınca da ona sopasıyla vurarak: "Cilbabını çıkar! A kokmuş! Hür kadınlara mı benzemek istiyorsun?" demesinin bir hikmetini şimdi daha iyi anlar hale geldik maalesef!

  • A.Yılmaz

    25.5.2024 00:51:53

    Eğitimdeki kemalist sistem kökünden değişmedikçe bu karışıklık devam eder gider. Bugün öğretmenler kemalist sistemin bu ülkedeki bekasını sağlayan ana unsurdur. Kemalizmin propagandası öğretmenler eliyle olmaktadır. Ekonomik krizi falan dert ediniyoruz da kemalizmin bu sinsiliğini dert etmiyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı