"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanın adalet terazisinin ölçme kapasitesi

Ahmet BATTAL
23 Haziran 2021, Çarşamba
Dünkü yazımızda masum ve suçlu olma “durumlarının” ne anlama geldiğini, “lâ teziru …” âyeti ışığında yazdık. Bugün, işin suç ve günah ilişkisi boyutuna bakalım.

Ama bunun için önce insanın ve insanın devletinin elinde tutabileceği adalet terazisinin ölçme kapasitesini anlamamız lâzım.

İnsan adalet üzere hükmederken, bir mezura, bir ölçü, bir terazi çalıştırır. İster laik bakışla ve bireycilik ya da toplumculuk adına yani insan ferdinin ya da insan neslinin nefsi için hükmetsin ve isterse insanı yaratan ve insana şefkat ve adalet duygusunu veren Allah için hükmetsin, bu böyledir. 

O terazinin ölçme kapasitesi ne kadardır? 

İnsan ve devlet, elindeki kısıtlı bilgi, belirli zaman, sınırlı mekân ve kıt imkân ile, elbette, ancak, imkânlarına münasib ve dolayısıyla nisbî (mutlak olmayan) ve yine dolayısıyla hata riskine açık bir hüküm verecektir ve böylece ancak sınırlı bir şekilde adalet sağlayacaktır. (Akıllıysa bu sırada zulmetmekten korkar. Zira “adalet namına zulüm” en büyük zulümdür.). 

Allah için ise hiçbir konuda sınır yoktur. O mutlak âlim ve sınırsız hâkimdir. Dolayısıyla mutlaka rahman ve rahim ve mutlaka tam âdildir. O yarattıklarına zulmetmez. Haklıya hakkını verdiği gibi suçluya da cezasını tam olarak verir.

O halde, insan, kendisini, İlâhî adaletin bir gölgesini bu dünyada tecelli ettirmekle görevli görmeli ve haddini aşmamalıdır.

Bu sebepledir ki, suç ve günah, birbiriyle ilişkili ayrı iki dairedir. Günah dairesi daha geniş olup suç dairesi onun içinde daha küçük bir dairedir. 

Bu sebepledir ki İslâm Hukuku açısından her suç büyük ya da küçük günahtır, ama her günah suç değildir. 

Bu sebepledir ki, bu toptancılık çağının en esaslı ihtiyacı olan “hakikî adalet”in Kur’ânî teorisyeni Bediüzzaman şöyle demektedir: 

“Kur’ân’ın bir kanun-u esasîsi (temel hukuk ilkesi), muhabbet ve uhuvvet-i hakikiyeyi temin eden ve bu millet-i İslâmiyeyi ve memleketi büyük tehlikeden kurtaran bu kanun-u esasî ki, ‘Birisinin hatasıyla başkası mesul olamaz.’ Kardeşi de olsa, aşireti ve taifesi de olsa, partisi de olsa, o cinayete (ağır suça) şerik (ortak) sayılmaz. Olsa olsa, o cinayete bir nevi tarafgirlikle yalnız mânevî günahkâr olup âhirette mesul olur; dünyada değil.”

Demek ki, bir eylemin ya da eylemsizliğin ve hatta kalbimizden geçen fenalığın günah olması başka şeydir, bir eylemin insanlar (devlet) eliyle dünyada cezalandırılabilecek bir suç olması daha başka bir şeydir. 

Allah’ın hakkını ihlâl eden her günahın cevabını, af veya ceza ile Allah verir. Kul hakkını ihlâl eden günahın hesabını da defter-i kebir ve mizanlar yardımıyla çıkacak nihaî hesap bakiyelerine göre karşılıklı alış verişle (mahsuplaşma ile) yine nihaî olarak Allah görür. 

Suçun cezasını bu dünyada insanlar (insanlardan oluşan devlet) verir. Ama devlet yetkisi kullananlar, kendilerini, mutlak ilim ve kudret sahibi ve dolayısıyla “yevmuddin” denilen hesap günündeki mutlak adaletin terazisinin de sahibi olan Allah’ın yerine koymaya kalkmamalıdır. 

Bu konuda daha önce 20 Ekim 2016’da yazdığımız “Fikrinden ahirette sorumlu olup dünyada olmamak” başlıklı yazımıza da bakılabilir. 

Linki: https://www.yeniasya.com.tr/ ahmet-battal/fikrinden-ahirette-sorumlu-olup-dunyada-olmamak_413145

İnsanın ve bilhassa devlet yetkisini kullanan insanların adaletle ilgili birinci görevi zulmetmemek ve zulme alet veya taraf olmamaktır. Unutmayalım ki o büyük hesap günü kalbimizden geçenin de hesabı sorulacak. 

Bu sebeple, hakikaten adalet istiyorsak, her konuda Allah için hükmetmeliyiz. Günahkâr ya da suçlu olup olmadıklarına bakmaksızın bütün mü’minleri kendimizden daha iyi bilip Allah için sevmeli ve fenalıkları için ıslah duâsı etmeliyiz. Aynı sebeple, kendi ahiretini yakan ve bizim ahiretimizi de mahvetmeye çalışan kâfire de (elbette küfründen dolayı) Allah için buğz etmeliyiz. 

Okunma Sayısı: 2161
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    23.6.2021 11:02:04

    Adalet-i mahza ile suç ve günah konulu iki günlük makale serisi için Battal Hocamı gönülden tebrik ediyorum. Kendi ifadeleri ile Hakikî adaletin Kur'anî teorisyeni Bediüzzaman Hazretlerinin orijinal tespitlerinin tahkiki bir tarzda şerh ve izahı mahiyetindeki bu iki değerli çalışma da, tahkik ehli için arşivdeki yerini aldı. Tebrikler, dualar..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı