Tek adamlıkla ilgili eleştirilerimizi sıraladığımız ve siyasette yeni çıkışlar bekleyenlere demokratik kadro hareketini tavsiye ettiğimiz son yazımızı şöyle bitirdik:
“Siyasette yeni bir rüzgâr için kıpırdananların söz vermesini istiyoruz: Lider merkezli olmayacağız, hareketimizi ‘tek adam hareketi’ne asla dönüştürmeyeceğiz, kişisel gururu işletmeyeceğiz, tevazu ile hareket edeceğiz, şahsî karizmamızı çizenden memnun olacağız… desinler. Bunları desinler, canımızı yesinler.”
Bazı yorumlar geldi. Birini paylaşıp değerlendirelim.
Drosman70 rumuzunu kullanan okuyucumuz şöyle yazmış:
***
Muhterem Hocam,
Yazınızda ifade ettiklerinizi diyecek ve sonra “canınızı yiyecek” kişileri bulmanız mevcut toplum yapımız içinde muhali talep etmektir.
Biz, toplum olarak, illa, bizi idare edecek, bizim yerimize düşünecek birilerini bulmaya meyyaliz. Düşünmeyi ve beynimizi kullanmayı sevmeyiz. Çünkü bu bizi rahatsız eder. “Bağlan birine, kurtul” düşüncesiyle hareket ederiz. Kazara biri düşünmeye başlasa tepki veririz.
Evde çocuk, okulda talebe, işte çalışan, partide üye, cemaatte fert, tarikatta mürid düşünemez, devlette en üsttekinin dışındakiler düşünemez, fikir beyan edemez. Bu hem saygısızlıktır, hem de günah derecesinde suçtur.
En güzel düsturlara sahip olan ve kişilere bağlanmamayı emreden “kitap merkezli Nur Cemaati”nin bazı gruplarında bile “abilerin dediği” olur. Onlara layüs’el ve layuhti derecesinde makam verilir.
Nerede kaldı düstursuz yola çıkan başıboş kalabalıklarla kadro hareketi başlatmak.
Eynessera minessüreyya!
***
Değerlendirelim:
Okuyucumuzun yazdıkları büyük ölçüde doğru. Kalabalıkların durumu bu.
Ama karamsarlığa gerek yok. Zira o kalabalıklar siyasette yön veren değil yönlenenlerdir.
Biz Ankara’da ve taşrada siyasete yön verenlere bakalım. Onlarla muhatap olalım. Daha fazla da gecikmeyelim.
Tek adam hareketinin zıddı kadro hareketidir. Kadro hareketi ancak meşveret ederek olur.
Nitekim Asya’nın bahtının miftahı da meşveret ve şûrâdır. O halde biz de meşveret sistemi denilen demokrasiyi ve şûrâ denilen Millet Meclisini harekete geçirelim.
Bunun için yapılacaklar belli.
-Yerelde ve merkezde siyasetçilere Yeni Asya’yı okuyalım ve okutalım. Zira bu gazetenin fikirleri ve tavsiyeleri isabetli. Yeter ki okunsun.
-Gazetemizin tirajını ve etkisini arttıralım. Bilelim ki Yeni Asya’nın tirajı bu günkünün iki üç katı olsa idi tesiri yirmi otuz kat olurdu.
Haydi gayret.