"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meclis mi dediniz? O da ne?

Ahmet BATTAL
16 Mart 2024, Cumartesi
Türk demokrasi Vakfı mütevelli heyeti üyesi ve Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun’un X’te “Parlamentoya Saygısızlığı Hepimiz Adına Reddettim” başlıklı duyurusunda naklettiği olay şöyle:

Cumhurbaşkanlığınca cevaplandırılmak üzere “Cumhurbaşkanının Hindistan ve Amerika seyahatlerine kaç kişi gitti, kaç lira harcandı?” diye bir soru sormuş.

Cumhurbaşkanlığı cevaplama yardımcısı Cevdet Yılmaz bu soruya aylar sonra ve “yeteri kadar personel gitti” diye cevap vermiş. Kaç para harcandığı sorusuna ise cevap bile vermemiş.

Yılmaz, “bu bilgiler kanunen gizli bilgi, bu sebeple cevap veremiyoruz” filan dememiş. Zaten öyle bir yasak da yok. Ama cevap da yok. Yani Yılmaz adeta dalga geçer gibi veya ipe un serer gibi yapmış. 

(Sayın Uzun’un verdiği bilgiye göre daha önce de Ankara Milletvekili Aliye Ersever “Cumhurbaşkanlığı filosunda kaç uçak var” diye sormuş ve aynı Cevdet Yılmaz “hizmetin gerektirdiği kadar” diye cevap vermiş.).

Kendisine verilen bu cevap üzerine Sayın Uzun X’te haklı olarak şunları yazmış: 

***

Bu hadsizliktir. Bu saygısızlıktır.

Çünkü sorular TBMM Başkanlığı aracılığıyla sorulur, TBMM Başkanlığı’na hitaben cevaplanır.

Dolayısıyla Cevdet Yılmaz’ın yaptığı saygısızlık bana değil, parlamentoya saygısızlıktır. Milli iradeye saygısızlıktır. Millete saygısızlıktır.

Bu saygısız yazıyı “cevap” olarak kabul edemeyiz. Bunu sindiremeyiz. Yutkunamayız. Buna alışamayız.

O nedenle bu hadsizliği ifşa ediyorum. Onlar saygısızlığa devam ederlerse, biz de itiraz etmeye devam edeceğiz.

***

Sayın Uzun’un bu itirazı ve serzenişi elbette haklıdır. 

Gerçekten, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı verilen ucubeye daha başlangıcından itibaren karşı çıkarken ileri sürdüğümüz en önemli gerekçelerden biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin zaten zayıflatılmış olan itibarının ve gücünün daha da aşağıya düşürüleceği idi. 

Başkanlık sisteminde yürütmenin güçlü olması hedeflenir. Ama gerçekten güçlü bir yürütme ancak güçlü ve denetleyici bir yasama sayesinde ortaya çıkabilir. İşte ABD.

Yıllardır yazıyoruz: Bizdeki sistem “başkanlık sistemi” ya da “yarı başkanlık sistemi” filan değil. Doğrudan doğruya “sarı başkanlık sistemi”. Aynen “sarı sendikalar” gibi!

Bu sebeple bir an önce parlamenter sisteme dönüş için yeniden harekete geçilmesi ve Altılı Masa benzeri bir oluşumun ortaya çıkarılması şart. 

Bugünkü TBMM görünüşte demokratik. Ama hakikatinde tek parti dönemi TBMM’sinden farksız. 

Yasama faaliyetinin sahipsiz kalması memleketin sahipsizliği ile eşdeğer. 

Bir örneğini maziden verelim:

Mesai arkadaşımız Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaşar Salihpaşaoğlu’nun aktardığına göre 1926’da TBMM’den geçen Medeni Kanunun 92. ve 112. maddesiyle süt kardeşliğinin evlenme engeli oluşturduğu kabul edilir. Dine, örfe ve ahlaka uygun önemli bir düzenleme.

Ama birileri bu durumu Çankaya’ya, “bu kanunla şeriat hükmü gelmiş” diyerek bildirir.

Çankaya bu “yanlış”ı değişiklik kanunu ile düzeltmenin bir “meşruiyet tartışması” ortaya çıkarmasından endişe eder ve üç ay sonra Borçlar Kanunu yayınlanırken işgüzar birilerince bu maddelerde “hata-savap (yanlış-doğru)” cetveli ile şöyle bir “düzeltme(!)” yapılır: “Zaid olduğundan silinmesine …”

Hâlbuki herkes bilir ki bir kanunda değişiklik ancak başka bir kanunla olur. Ama burada öyle olmaz.

Yani özetle Meclisi yok saymak konusunda bugünkü muktedirler tek parti dönemini örnek alıyorlar. 

Demokratların ikide bir yerli yersiz M. Kemal’den övgüyle söz etmelerinin günahı milletin önüne bu şekilde çıkıyor. 

O halde asıl mesele Gültekin Uysal liderliğindeki Demokrat Parti’nin ve  “biz de demokratız” diyen herkesin derlenip toparlanmasında… 

Okunma Sayısı: 1654
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    16.3.2024 09:55:34

    Doğrumudur bilmiyorum, Anadoluda, şeytan tüyü olanlar, sürekli bir çekim merkezine döner diyorlar. Demekki bahtlar taht getirir, amacından saptırılırsa tahtlar ise cehennemi.

  • Murat Cansız

    16.3.2024 06:26:49

    Kalemine yüreğine sağlık Ahmet Battal hocam

  • Mustafa Said Kara

    16.3.2024 06:10:33

    Kitabın ortasından konuşmuşsunuz Ahmet abi. Demokrat parti yetkilileri demokrat misyonun Kemalist zihniyete hitap ederek toparlanamayacağını artık idrak etmeli. Bugün halk partisi dahi dindarların desteği olmadan iktidara gelemeyeceğini anlamış durumda. Demokrat parti yeni bir siyaset ortaya koymak zorunda. Evrensel insan haklarına dayanan yeni bir söylem üretmek zorunda. Kemalist tabanın oy seviyesi belli. Ki onun da gideceği adres belli. Demokrat partiye geniş halk kitlesinin desteği lazım. Yazı çok uyarıcı olmuş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı