RT 2’de akşam saatlerinde yayına verilen “kültür filmleri” kuşağında, önceki gün, ABD’nin Mississippi Eyaletinde 70’li yıllarda yürütülen siyahî hakları mücadelesinin soft ve duygulu bir bakışla ele alındığı “Duyguların Rengi (The Help)” isimli film yayınlandı.
Filmin kahramanı olan gazeteci beyaz genç kız, cesaretiyle annesine ve çoğu siyahî diğer yaşlılara ders veriyordu.
Filmin bir yerinde, cesaret fakiri beyaz anne, siyahilerin haklarını savunan ve bu işin “kitabını yazan” genç kızına, kendi durumunu şöyle açıkladı:
“Cesaret bazen bir nesli pas geçiyor.”
Bu sözleri duyunca “bizim nesil” ve cesaret kuşakları aklımıza geldi.
68 kuşağı olarak da bilinen 70’lerdeki genç nesil, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de cesurdu, dik durabiliyordu.
12 Eylül 1980’de yetişkin halde olan bizim nesil “sağ-sol” çatışmalarının beslediği korkularla büyüdü. Darbe sonrasında “ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum futbolcu” teraneleriyle avutuldu.
O kadar ki ana babalar çocuklarına “evlat, kelleni ve arkanı korumak istiyorsan ne en önde ol ne en arkada, ortada dur, vaziyeti idare et” diye nasihat ediyordu.
Sonraki nesille işler yine değişti: Doksanların ve Milenyumun gençleri Susurluklara ve PKK terörüne rağmen cesurdu. Bu cesareti dışarıdan AB süreci ve içeriden demokratlar beslemişti.
Ancak 2010’a yaklaşıldığında önce “ETÖ” ve sonra “FETÖ” davalarıyla yapılan kitlesel yanlışlıklar ve diğer birçok faktör korkuyu yeniden yaygınlaştırdı.
Ama o neslin hükmü de şükür ki artık bitiyor. Şimdiki genç nesil korkmuyor.
Bu gençler “sosyal medya cesareti” diyebileceğimiz bir cesaret türünün etkisi altındalar. Hele ilgili ve bilgili iseler doğruyu kolaylıkla buluyorlar. Hileyi ve kandırmacayı kolaylıkla teşhis ediyorlar.
Cumhur İttifakı’nın yaşlı ve yorgun liderlerinin seçime yönelik tedirginliğinin ve seçim sonrasına dair korkusunun arka planında işte bu genç cesareti var.
Gençleri tebrik ediyoruz. Çok büyük çoğunlukla muhalif oldukları açık. Hangi ittifaka yakın dururlarsa dursunlar, neticede, kendi istikballerini de ifade eden “milletin iyiliği” için tercih yapacaklar.
Yarın Millet İttifakı iktidar olduğunda bu gençler yine cesaret gösterecekler ve yine gerektiğinde muhalefet edecekler.
Onların bu cesareti Millet İttifakı’nın yanlış yapma riskinin önündeki en önemli duvar olacak.
Sadece bu bile, Millet İttifakı’nın iktidar olmasının ülke için riskinin Cumhur İttifakı’nın iktidarda kalma riskine nazaran daha düşük olduğunu göstermeye yetiyor.
Sadece bu bile seçimden ve demokrasiden ümitli olmamız için yeterli.
Ve Millet İttifakından…