- Evet yavrucuğum.
- Medya savcılığı da yaptın mı?
- Evet, İzmir’deyken. O zaman adı “basın savcılığı”ydı.
- O zamanlardan yaşadığın ilginç hatıralar var mı?
- Olmaz mı benim güzel torunum. Bak birini anlatayım: O zamanlar ceza evleri şimdiki gibi değildi. Sanal buluşma yoktu. İnternet bağlantısı yoktu. Cezaevine sadece basılı gazete ve basılı kitap girebiliyordu.
Devlet, ıslah görevinin de bir gereği olarak tutuklu sanıkları ve mahkûmları okumaya teşvik ediyordu. Okul okumak için dışarı çıkmak isteyene özel izin verilirdi. Ayrıca ceza evlerinde kütüphaneler oluşturulmuştu. Hatta kütüphaneden çokça faydalanmak iyi hal ve erken tahliye sebebi sayılırdı.
Dün gibi hatırlıyorum. Bundan elli sene önceydi. Şimdiki Yeni Asya da o zamanların basılı gazetelerinden biriydi. Hatta o gazete ellinci yaşını doldurmak üzereydi ve bunun kutlamasını yapmaya hazırlanıyordu.
İşte o günlerde o gazetenin yazarlarından biri hakkında ihbar üzerine ilginç bir soruşturma açmıştık. Adını da unutamam, Hasan Muharrem Okur idi.
- Suçu neymiş?
- Aslında suç filan değil tatlı torunum. Cezaevine mahpuslara kitap gönderdiği için suç işlemiş olabileceğini düşünmüş ve kendisini ifadeye çağırmıştık.
- Gerçekten mi?
- Evet kızım, gerçekten. O dönemde böyle ilginç şeyler çok oluyordu.
- Şaşırtıcı. Peki bunu yaptığın için şimdilerde neler hissediyorsun.
- Biraz utanç duyuyorum. Çünkü kitabın ve hele bir Yeni Asya yazarının uygun bulduğu bir kitabın bilhassa mahpuslar için zararlı olduğunu ya da olabileceğini düşünmüşüz. Bundan utanç duyuyorum.
- Başka …
- Bir de elbette gurur duyuyorum. Hiç değilse takipsizlik kararı verdim ve saçmalığın büyümesini engelledim.
- Başka ne yapabilirdin ki?
- O dönemde, çoğu savcılar, ortada suç bile yokken, korkusundan; “ben dâvâyı açayım, hâkimler düşünsün” diyordu. Çoğu hâkimler de ortada delil filan yokken “ben mahkûm edeyim, başımdan atayım, Yargıtay adaleti sağlasın, o bozsun” diyordu.
- O günleri anlatan “Tarik” e-dizisindeki Adalet Bakanı’nın konuşması gerçek demek ki?
- Evet, maalesef gerçekti kızım!
Not: Bu yazıyı iki savcı için iki defa okuyabilirsiniz.