İslâm tarihinde çok enteresan olaylar yaşanmıştır. Ameller niyetlere göre olduğuna göre sonuçlar da değişik olmaktadır.
İşte ibretli bir olay:
Zaferoğulları arasında, Kuzman adında, çocuksuz, kimsesiz bir adam vardı. Kendisi, savaşlarda gösterdiği kahramanlıklarla tanınırdı. Çok güçlü ve kuvvetli idi. Ama münafıklardandı.
Peygamberimize (asm) ondan bahsedildikçe, “O, muhakkak, Cehennemliklerdendir!” buyururdu. 1
Kuzman, Uhud Savaşı’na kavmi ile birlikte çıkmaktan kaçınmıştı. Sabaha çıkınca, Zaferoğulları’nın kadınları, ona:
“Ey Kuzman! Erkekler savaşa gitti, sen geride kaldın ha! Sen şu yaptığın şeyden utanmıyor musun? Sen kadından başka bir şey değilsin! Kavminin erkekleri savaşa gittikleri halde, sen evde kaldın ha? Sen artık ev bekle!” diyerek alay edip kınamaya başladılar. Kuzman bu sözlere fazla dayanamadı ve evine girdi.
Yayını, ok çantasını ve kılıcını alıp Uhud meydanına gitti. Peygamberimizin (asm) Müslümanların saflarını düzene koyduğu sırada, safların en arkasında durdu. Yavaş yavaş safları yararak ilerleyip en ön safa geçti. Çarpışma başlayınca, Müslümanlar içinde, ok atanların ilki o oldu. Sonra da kılıcını sıyırıp şiddetle çarpıştı. Müşriklerden pek çok kişiyi öldürdü. Büyük kahramanlıklar gösterdi. Kendisi de ağır şekilde yaralandı ve Zaferoğulları’nın evlerine getirildi. Müslümanlardan bazıları:
“Ey Kuzman! Sana müjdeler olsun!” deyip tebrik etmek istediler.
Kuzman neden müjdelendiğini sordu: “Cennete gireceğin için!” dediler.
Kuzman: “Vallahi, ben ancak kavmimin şerefi için çarpıştım! Eğer anlattığınız şey için olsaydı, çarpışmazdım! Vallahi, biz ne Cenneti umarak, ne de Cehennemin ateşinden korkarak çarpıştık! Biz ancak kavmimizin şerefi için çarpıştık!” dedi. 2
Yarasının ağrısı şiddetlenince de, kendisini öldürmek için ok çantasından bir ok aldı ve kolunun damarını deldi. Sonra kılıcını karnına dayayıp onun üzerine yüklenerek intihar etti. Kuzman’ın bu hareketi Peygamberimize (asm) anlatılınca, Peygamberimiz (asm):
“O, Cehennemliklerdendir! Şehadet ederim ki; ben Allah’ın Resûlüyüm!” buyurdu. 3
Nereden nereye…
Peygamber Efendimiz’in (asm) verdiği haber doğru çıkmıştı.
Dipnotlar:
1- İbn Esîr, Kâmil, 2:163.
2- Vâkıdî, Megâzî, 1: 264.
3- İbn Esîr, Kâmil, 2:162.