"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Hak’larımız reddedenleri reddetmeyecek miyiz?

Ali FERŞADOĞLU
27 Şubat 2024, Salı
Önce şu habere göz atalım: “Gelecek-Saadet TBMM Grubu’nun, kamu harcamalarında yaşanan israfın detaylı bir şekilde incelenmesi ve bu sebepten kaynaklanan maliyetlerin araştırılması için verdiği Meclis Araştırması talebi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.”1

Ya bundan önce neler, neler reddedildi: 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağıyla ilgili adli ve siyasi süreçlerin işletilmesi amacıyla verdiği önerge”1 “Darbe kalkışmasının askeri ayağı Yurtta Sulh Konseyi’nin, siyasi bir taraf ve grupla ilişkilerinin belirlenmesine ilişkin araştırma önergesi” AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.2 Madenlerdeki ölümlerin araştırılması önergesi, Soma faciası Nisan 2014’te reddedildi. Diyarbakır, Ankara ve Suruç saldırıları - Aralık 2015, Manisa’da askerlerin zehirlenmesi - Haziran 2017, Kobani hadiseleri - Temmuz 2017, ‘Man Adası’ belgeleri - Kasım 2017, 15 Temmuz darbe girişiminin ve siyasi ayağının ortaya çıkarılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması önergesi, Çorlu’daki tren kazası - Temmuz 2018, Vatandaşı yoksulluğa sürükleyen sebepler, Kur garantili mevduat sisteminin getireceği borç yükü, Elektriğe yapılan zamlar vs. gibi binler kanun teklifi, Meclis Araştırma önergesi ya reddedildi, ya gündeme alınmadı veya hiç görüşülmedi…

Akıl, vicdan ve insaf sahipleri olarak kendimize soralım: Başta hukuk, adalet, yönetim ve ekonominin çökmesinin sebebi bunlar değil mi? Araştırma önergelerini, şeffaflık ve sorgulamayı reddedenler; başta adaleti, hukuku, ekonomiyi çökertenler, foyalarını istibdat ile gizleyen müstebit “hırsız, yolsuz, rüşvetçiler” değil mi? Unutmayalım:

Meşrutiyet/demokrasi adalet, meşveret, sorgulama ve şeffaflıktır. İstibdat ise, “sû-i istimâlâta gâyet müsâit bir zemindir.”3 “Meşrûtiyette sû-i istimâlâtın ekser yolları münsed (setlenmiş, kapalı); istibdatta ise açıktır.”4

Reddedenleri reddedelim; tâ ki, ehl-i hamiyeti kendi elimizle, “hırsız, yolsuz, rüşvetçi, gasıp…” yapmayalım! Zira, “Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder.”5 Başta samimi ve dürüst olanlar, hak ve hürriyetlerimizi bilmediğimizden, aramadığımızdan istibdada yönelirler.

Gözlerimizi açalım artık! Müstebit suistimalcileri reddetme sırası bize gelmedi mi?

Dipnotlar: 1-https://www.yeniasya.com.tr /gundem/israfin-arastirilmasini-da-reddettiler.; 2-https://www.sozcu.com.tr/15-temmuz-onergesini-akpliler-reddetti; 3-ESDE, Münazarat, yeni tanzim, s. 159.; 4-Age., Enst./intr., s. 39.; 5-Age., s. 74.

Okunma Sayısı: 1471
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    27.2.2024 15:35:01

    Geldi de geçiyor bile. Artık millet ekseriyeti uyandı. Hırsızları yıldızları, zalimleri, red edecektir.

  • S.topuz

    27.2.2024 14:56:11

    ..."Mebus hürdür, hiçbir tesir altında olmamak gerektir! (Bediüzzaman)"...Eyyy Meclis-i Mebusan! Duyun, gerçekten aklınız kimlerin cebinde veya, esaretinde olabileceğine dikkat edin! Kabul edenler? Etmeyenler?... Kabul olmuş(mu)dur!?... "...Mebusların vazifesi, o ahkâm ve hukuku sû-i istimal etmemek ve bazı kadı ve müftülerin hilelerine meydan vermemek için bazı kanunları yapmak, etrafına sur etmektir. Aslın tebdiline gitmek olamaz; gidilse, intihardır.(Bediüzzaman)" Nerede kaldı kul hakkı, tüyü bitmeyen yetimlerin HAK ve hukukları? Aldığınız PARALAR MAAŞ değil, birer emanettir! Adımları ona göre atmak elzemdir, vesselam!

  • Oğuz Yiğiter

    27.2.2024 07:57:44

    "Ört ki ölem" vurdumduymazlığıyla nereye kadar? Hesap verme müesseselerinin bir bir ortadan kaldırıldığı tek adam rejimiyle, hiç bir şeye ses çıkarmadan birbiri arkası sıra sökün edip üzerimize gelen bu felâketlerin kendiliğinden düzeleceği mi zannediliyor. Bu kadarı da olmaz denilen ne varsa, hepsi ertesi gün oluyor. Hiç bir şey yapamıyorsanız kaşlarınızı çatın zulüm karşısında diyen bir medeniyetin çocuklarına ne olmuş olabilir ki? Cidden merak edilmeli....

  • Erhan

    27.2.2024 06:20:33

    Kendisine, yönettiği kurum kuruluş ve devletine karşı yapılan bir kötülüğün araştırılması istenmiyorsa, o kötülüğü muhataplar yapmış demektir. 2007 yılında mide kanserinden vefat eden bir insanı, 2016 yılının ikinci yarısında 2 defa göz altına almaya gelinmesi de bunun bir göstergesidir.büyük fotoğrafa bakıldığında, yaşananlarda rol alanların, birer birer mükafatını aldığı net bir şekilde görünmektedir. Zalimlerin yurdunu, yuvasını, yaşamını ebedini, Müzil ve Kahhar sıfatına havale ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı