"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstibdattan nasıl kurtulacağız?

Ali FERŞADOĞLU
19 Aralık 2024, Perşembe
Müslümanlar kavram kargaşası yanında “mefhum cehaleti” yaşıyor! Bunlardan biri de istibdattır.

Sanıldığı gibi istibdat, yalnızca idarî ve askerî baskı değil; toplumun her katmanında var. Hatta, ilmî istibdat alternatif fikir, araştırma ve meşvereti yasaklar!

İstibdat, gütmektir, güdülmektir! Çünkü, “Müstebit bir kurt, bîçare bir koyunu parça parça etmek, daima kavî, zayıfı ezmek, hayvanların birinci düstur ve kavanîn-i esasiyesindendir.”1

İstibdat, tahakküm, zorbalık, cebirle muamele etmek, yönetmektir! Hukuka, kanuna, ilme, akla, örfe, teamüllere göre değil, keyfî hareket etmektir. Makam, mevki, mal, para, vs.’nin gücüne dayanarak zorla iş yaptırmaktır. Tek görüş, tek düşüncedir. “Ya bendensin veya hainsin” anlayışı-daha doğrusu anlayışsızlığı-hâkimdir. İşler, emanetler, kararlar ehline değil, tek kişiye, tevdi edilir.

Su-i istimalâta gayet müsait bir zemindir: Yani, kontrol, şeffaflık, sorgulama olmadığından kapalı kapılar arkasında iltimas, işi ehline vermemek, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvetler döner. İşi, nemayı hak edene değil, akraba ve partidaşlarına paylaştırır!

İnsanlığı sefil ederek, sürü ve güdülen bir konuma sürükleyerek, aşağıların en aşağısına yuvarlar. Kin, nefret, garez ve düşmanlıkları uyandırır. Böylece anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilâf, kutuplaşma ve bölünmeleri getirir.

İslâm’a aykırı olan baskı, zorbalık; fikir, düşünce ve ilim hürriyetini engeller, teknik, teknolojik gelişmelere mâni olur ve maddî-manevî, ekonomik bakımdan da sefalet ve zillete atar; fakr u zarurete düşürür. Örnek genelde İslâm âlemi, özelde Türkiye! Millet ve ülkemizin geri kalmasının sebebi istibdat, yani, hak, hürriyetler ve adaletin yokluğudur.

Müstebit, baskıcı, zorba icraat, despot yönetim biçimi İslâm’a mal edilerek onu da zehirler. “Din bu ise, dindarlık bu ise!” diye ekseriyeti dinin aleyhine çevirir!

Peki, bu istibdattan nasıl kurtulacağız? Hürriyet, meşrûtiyet, demokrasi ile. Çünkü, “Umum akvâmın sebeb-i saadetidir [tüm toplumların mutluluk sebebidir]; siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvâk ve hissiyat-ı âliyeyi [şevk, müspet, ulvi, yüksek duyguları] uyandırır; uyku bes, siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan kurtarır; siz de tam insan olunuz. İslâmiyetin bahtını, Asya’nın tâliini açacaktır. Size müjde. Bizim devleti ömr-ü ebedîye mazhar eder [ilelebed yaşatacak]. Milletin bekâsıyla ibkâ edecek [millet yaşadığı müddetçe o da yaşayacaktır]”2 Yani, devletin bekası, demokrasi iledir…

Dipnotlar:

1-Münazarat, s. 37.; 2-Age., s. 23. 

Okunma Sayısı: 1656
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa Said Kara

    20.12.2024 09:30:17

    Halil kardeşim demokrasi ideal bir yönetim şekli olsa da neden itiraz edilmesin ki? Allah'ın koyduğu bir şeriat mıdır ki itiraz etmesinler?

  • Halil

    19.12.2024 21:08:50

    Yeni Asya'da demokrasiye itiraz hayra alamet değil, yahu arkadaş yazar risale Nur'da bahsedilen "istibdat" dan bahsediyor, sen çıkmışsın, bu konulardan bahsetme diyorsun, bir de utanmadan "Nurculuk işte bu." diyebiliyorsun, bu ne cesaretidir ya!!!

  • Yılmaz Soyten

    19.12.2024 20:15:52

    Kibirden vazgeçmek önemli bir çözüm

  • Necati

    19.12.2024 13:54:47

    Münazarat'da geçen bu hakikatleri derinlemesine tahlil, izah ve şerh ederek doğru anlayıp hayatınıza tatbik etmeliyiz. Ve herkese Demokrasi, hürriyet ve adaletin güzelliklerini, istibdat, tahakküm ve zulmün çirkinliklerini her türlü vasıta ile duyurmaya çalışmalıyız. Allah sizin gibi yazarlardan ve Yeni Asya'dan razı olsun.

  • Kemal Erdem

    19.12.2024 13:18:27

    Hem demokrasi istiyoruz hem seçimle kendi etrafında çoğunluğu sağlayan liderlerden rahatsızız. Ama maalesef demokrasi bir liderler düzenidir. Lider demokrasi de her şeydir. Çoğunluğun desteğini konsolide ettiği müddetçe istediğini yapar. Tek derdi kendini destekleyen çoğunluğun rızasıdır. Demokrasi budur.

  • Kemal Erdem

    19.12.2024 13:14:02

    Bağımsız basın ise tam imkansızlık halidir. Basın kuruluşları hayır kuruluşu değildir. Bir sahibi ya da yönetim kurulu vardır. Yayın politikası yönetimlerce belirlenir. Yönetimlerin de neleri dikkate alarak yayın politikası geliştirdiğini tahmin etmek zor değil.

  • Kemal Erdem

    19.12.2024 13:11:54

    Hayret edilecek bir şey yok. Demokrasi denilen yönetim şekli çoğunluğun azınlığa hükmetme aracıdır. Seçimlerde kim çoğunluğu sağlarsa o yönetim erkini kontrol eder. Kanunun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, yasamanın ayrı işleyişi, bağımsız basın gibi aparatlar ikincil derecede kalmaktadır. En nihayetinde bunlar yürütme erkine bağlıdır.

  • Kemal Erdem

    19.12.2024 13:08:54

    Demokrasi olduğu müddetçe despotik yönetim tarzlarına şahit olmaya devam edeceğiz. Bu Antik Yunandan, Romadan, 20.yüzyıl Avrupasından böyle geçip gelmiştir. Bugün Tramp da, Putin de demokrasi sayesinde başkan olmuşlardır. Demokrasinin özü budur.

  • Abdullah

    19.12.2024 11:55:54

    Tebrikler Mustafa Öztürk.İşte zalimle rin zulümlerine karşı Nur talebelerinin alacağı tavır...İşte Nur'un mesleği... "O meselelerle meşgül olmak; şimdiki bu hazır musibet-i diniyeye karşı mükel lef olduğumuz vazife-i Kur'aniyeye zarar verir." Nokta.Gerisi iftat ile tefrittir.

  • Mustafa Öztürk

    19.12.2024 10:15:42

    Zâlimlerin gaddarlıklarını değil deşmek, bakmak, belki düşünmek de meşrebimize gelmiyor. Çünkü onlar mücâzâtını ve mazlumlar mükâfatını, aklımızın fevkinde görmüşler. O meselelerle meşgul olmak, şimdiki bu hazır musibet-i diniyeye karşı mükellef olduğumuz vazife-i Kur'âniyeye zarar verir.Emirdağ 271

  • Ömer

    19.12.2024 07:30:21

    Müstebit, baskıcı, zorba icraat, despot yönetim biçimi İslâm’a mal edilerek onu da zehirler. “Din bu ise, dindarlık bu ise!” diye ekseriyeti dinin aleyhine çevirir! Maalesef bugün bunlar yaşanıyor. Kaleminize sağlık hocam tebrikler 👏👏👏🌅

  • S.topuz

    19.12.2024 06:41:20

    ..."Yani Allah'ı tanımayan; her şeye, herkese nisbetine göre bir rububiyet tevehhüm eder, başına musallat eder. Evet hürriyet-i şer'iye; Cenab-ı Hakk'ın Rahman, Rahîm tecellisiyle bir ihsanıdır ve imanın bir hâssasıdır."... Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûra kuvvet bulsun! Bütün levm ve itab ve nefret, heva hevese tabi olanlara olsun. Selâm ve selâmet Hüda'ya tabi olanların üstüne olsun, âmin!" Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Tarihçe[Y] - 99 - 🇹🇷🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😭😭😢🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    19.12.2024 06:36:45

    ..."Asya kıt'asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı, şûradır. Yani nasıl ferdler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt'alar dahi o şûrayı yapmaları lâzımdır ki, üçyüz belki dörtyüz milyon İslâmın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdadların kayıdlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şer'iye ile şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i şer'iyedir ki, o hürriyet-i şer'iye, âdâb-ı şer'iye ile süslenip, garb medeniyet-i sefihanesindeki seyyiatı atmaktır. İmandan gelen hürriyet-i şer'iye, iki esası emreder: ... Yani: İman bunu iktiza ediyor ki; tahakküm ve istibdad ile başkasını tezlil etmemek ve zillete düşürmemek ve zalimlere tezellül etmemek. Allah'a hakikî abd olan, başkalara abd olamaz. Birbirinizi -Allah'tan başka- kendinize Rab yapmayınız!"... Tarihçe-i Hayat - 100

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı