Bir okuyucumuz, 27.5.2024 tarihli yazımıza, “İktidara da muhalefete de yakın olanın Nurlara ihtiyacı var. İman kurtarma parti ile olacak iş değil. İktidarda DP olsa Nurlar daha çok mu intişar edecek? Ya da iktidarda bir kral olsa Nurlar sönecek mi?” şeklinde bir yorum yaptı.
Bahis mevzuu yazı veya esas mevzu, “iktidar-muhalefet” değil, “hürriyet-istibdat” meselesidir. Yani, ister iktidar ister muhalefette olsun hak, hürriyet, adalet, meşrutiyet, meşveret, demokrasiyi benimsemeli; istibdata, despotizme, tek adam yönetimine karşı çıkmalı. Zira, “Hürriyet imanın hassasıdır (özelliğidir).”1 Meşrûtiyet/demokrasi “Veşavirhum fil-emri/Ve işlerde onlarla istişare et./ Ve emruhum şûra beynehum/Onların aralarındaki işleri istişare iledir.’2 âyet-i kerîmelerinin tecellîsidir ve meşveret-i şer’iyedir.”3 “Rûh-u meşrûtiyet şeriattandır; hayatı da ondandır.”4 “Meşrutiyet, hâkimiyet-i millettir. Hükûmet hizmetkârdır.”5
Bu dünyaya imtihan olmak için gönderildik. Bu da hür olmayı gerektirir. Kadere iman, “hür irade” (cüz’i irade) demektir. İstidat ve kabiliyetler hür irade ile inkişaf eder. Öte yandan, ister iktidar ister muhalefette olunsun, “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rast”6 gelen sille vurmak zorunda! Çünkü, “İstibdat tahakkümdür, muâmele-i keyfiyedir, kuvvete istinad ile cebirdir, rey-i vâhiddir, sû-i istimâlâta gâyet müsâit bir zemindir...”7 İstibdatı yalnızca “güce dayanıp yönetmek” değildir. İdari, siyasi, askeri istibdat olduğu gibi, ilmi, fikri, ferdi, ailevi, müessesevi istibdatlar da vardır.
İstibdatın hakim olduğu yerlerde şu dehşetli sonuçlar da görülür: İşler hukuk ve adalete göre değil, keyfi yürütülür. Tek görüş olduğundan meşverete, farklı görüşlere yer verilmez. O zaman istidat ve kabiliyetler ölür. Yanlış ve hatalar devam eder. Su-i istimalat, yani, yolsuzluk, rüşvet, vesaireye gayet müsait bir zemin oluşur. Ki, “Meşrûtiyet ile sû-i istimâlâtın ekser yolları münsed (setlenmiş, kapalı); istibdatta ise açıktır.”8 Şeffaflık, sorgulama ve hesap verilmediğinde zulüm olur; aile, cemaat ve müesseseler zehirlenir; insaniyet mahvolur. Kin, garez ve düşmanlık duyguları depreşir.
İlmi buluş, ekonomik gelişme, üretim, iman-Kur’an hizmetleri hürriyet ile fevkalade inkişaf eder. İşte hür, demokratik toplumlar, işte müstebit/ despot ülkeler!..
Dipnotlar:
1-Münâzârât, Enst./inter., s. 59.;
2-Al-i İmran Suresi, 159., Şûra Suresi, 38.;
3- Münâzârât, s. 23.; 4-Age., s. 79.;
5-Age., s. 38.; 6-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 40.;
7-ESDE, s. 159.; 8-Age., s. 39