"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Önce def-i şer ve def-i istibdat

Ali FERŞADOĞLU
20 Şubat 2024, Salı
Fıkhî, ahlâkî, içtimaî, siyasî bir kavram olan “def-i şer, celb-i nef’a racihtir” sözü; “Kötülüğü, kötüyü ortadan kaldırmak faydalı şeyleri sağlamaktan önce gelir” anlamındadır.

Risale-i Nur’da da, “Her zaman def-i şer, celb-i nef’a racih”1 yani, şerri, olumsuzu ortadan kaldırmak, faydalıyı getirmekten daha önceliklidir, daha önemlidir, şeklinde geçer. Aslında hayatımızın her safhasında kullanırız bu mefhumu. Mesela, bir yerde hastalık varsa, orada eğitim veya herhangi bir üretim yapamazsınız. Önce o salgını ortadan kaldırmalısınız. 

Ülkemizin başında bir şerr-i a’zam, bir büyük şer vardır ve onun adı istibdattır. İstibdat, “başına buyrukluk, kural tanımazlık, keyfî muamele” anlamına gelir. Istılah-ı terim olarak; “Toplumu baskı altında yönetilmesine dayanan zorba düzen, baskıcılık, hak ve hürriyetlerin bulunmadığı tek adam veya zümre yönetimidir.” İşte ülkemiz ve İslâm âlemini geri bırakan, perişan eden sebeplerden beşincisi “Çeşit çeşit sari hastalıklar gibi intişar eden istibdattır.”2

İstibdat; kin, nefret, düşmanlık gibi menfî duyguları uyandırır. Bunlar da kutuplaşmayı ve terörü besler. Hırsızlık, yolsuzluk gibi her türlü suistimaller zemini istibdattır. İstidat kabiliyetleri öldürür, insanlığı mahveder, fikir ve sanatı öldürür. Bu da fakirlik ve sefalet derelerine yuvarlar. İslâm âlemni zillete, horlanmaya ve sefâlete düşürür. İslâmiyeti zehirlendirir, hattâ herşeye bulaşarak zehrini atar. İttihad, ittifak, tesanüd, yani, dayanışma ve yardımlaşması gereken Müslümanlar arasında ihtilaf ve kutuplaşmayı doğurur. İlmen, fikren ve teknolojik olarak geri kalınmasının en temel sebebi bu kötü özellikleri taşıyan istibdattır. Öyle ise, önce onun def edilmesi gerekir.

Buyurun, Türk tipi ucûbe müstebit “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” bir şerdir, kötüdür. Çünkü, “Kanun/yasama, icra ve yargı/kontrol” tek adamın ve zümrenin elindedir. Her şeye bir kişi karar veriyor, bir kişi kontrol ediyor! Peki o kimin kontrolünde!? Öyle ise öncelik tek adam yönetim sistemi defedilmeli! Zira, “İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet (meşveret, demokrasi, parlamenter sistem), adalet ve Şeriattır.”3

Bugünkü iktidar müstebittir. Adaleti, ahlâkı, ekonomiyi çökertmiştir. Öyle ise, bu “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım.”4 deyip önce def-i şer, def-i istibdat ve def-i iktidar!

Dipnotlar:

1-Kastamonu Lâhikası, Enst./inter., s. 110.; 2-Tarihçe-i Hayat, Enst./intr., s. 79.; 3-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./intr., s. 23.; 4-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./inter., s. 40. 

Okunma Sayısı: 1440
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    20.2.2024 16:22:21

    Bunlardan artık UMUT ve ümit kesilmiş ve büyük bir "DEĞİŞİM ZAMANI" çoktaaan gelmiş ve geçmektedir de! Ne yaparsa yapsınlar, hepsi boş ve sadece zaman kaybı! Çünkü içerde ve Dış Yatırımcılarda çok büyük bir GÜVEN kaybı söz konusu! Üstelik yanlış EKONOMIK Politikalar, Hukukî ve SIYASÎ dev hata ve falsolar sebebiyle geçmişte kazanılan itibar ve GÜVEN tamamen sarsılmış durumda! Halihazır Hükümeti idare eden siyasî yapı bütünüyle değişip , yeni bir Hükümet kurulmadıkça hiç bir yatırımcı bu Memlekete kendi isteğiyle ve severek gelmez ve Ekonomik ve Siyasî sıkıntılar devameder, gider! Çünkü o çok lazım olan GÜVENİ bir kez yitirdikten sonra, onu tekrar kazanabilmek o kadar zor ki, ağzınla KUŞ yakalasan yine de geri gelmez, getiremezsin! Onun için, kökten bir DEĞİŞİM ve YENİ ve TAZE bir İKTİDAR, "Millî MUTABAKAT HÜKUMETİ" lâzım ve elzemdir, vesselam! Bu kadar basit (mi)!? Meclis isterse herşey olur! Haydi gösterin Millîliğinizi ve Vatanseverliğinizi!

  • A.Yılmaz

    20.2.2024 09:41:04

    Cemaat ve tarikatların yaptığı istibdatı da görmezden gelmemek lazım. Bir cemaatin içindeki kişi o cemaat gibi düşünmediği zaman hemen kovuluyor. Hükumetteki istibdatla beraber toplumdaki bu istibdatta kalkmalı. -Ailedeki istibdatta kalkmalı. Babanın dediği olmak zorunda gibi bir anlayış var. Halbuki ailede de meşveret olmalı. Çocuk ailesi istiyor diye bir şeyleri yapmak zorunda kalmamalı.

  • Oğuz Yiğiter

    20.2.2024 01:05:22

    Biz iman hizmetimize bakalım. Hükümetin işine karışmıyoruz. Aslî vazifemize dönelim diyenlere; istibdata, zulme tavır almak haksızlığa karşı olmak ne zamandan beri iman hizmetinin dışında oldu. Bid"alara müsaadekâr ve mağlubiyetler içinde ve zulüm karşısında, her taraf güllük gülistan gibi hizmetimize devam demek olup bitenlere gözünü yummak iman hizmet öyle mi? Sevsinler sizin o fantazi dünyanızı. Yok öyle bir şey; önce din namına yapılan ve dinden soğutan siyasî istibdadı def etmek için adam gibi çalışmak, ondan sonra bu manileri def ettikten sonra halis iman hizmetinin istismarını ortadan kaldırıp hizmete devam. Yoksa siyasal islamla hizalanıp onların ihzar ettikleri resmî din zemininde hizmet ediyorum diyen art niyetli değilse kendini aldatıyor demektir...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı