İman, ibadet, ahlâk, ukubat, yani Şeriatın (Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyenin) her meselesiyle imtihandayız.
Unutmayalım ki, hepimiz yazdıklarımızdan mesul olduğumuz gibi, yazmadıklarımızdan da mesulüz! Konuştuklarımızdan mesul olduğumuz gibi konuşmadıklarımızdan da mesulüz! Yaptıklarımızdan da mesul olup hesap vereceğimiz gibi, yapmadıklarımızdan da mesulüz ve hesap vereceğiz!
● Meselâ, “Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker”, yani, iyi, doğru, hakkı anlatmak, yanlış, batıl, kötülükten men etmek hepimize kesinlikle farzdır. 1
Dolayısıyla, “emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münkeri” yapıp-yapmamakla da kesinlikle imtihandayız.
● Nisa Sûresi, 135. Âyetin mealine göre, kendimiz, anne-babamız, akrabalarımız aleyhinde de olsa dosdoğru şahitlik etmek, adaletle hükmetmek, karar vermek farzdır.
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” 2
Dolayısıyla “adil ve hakperest” davranıp-davranmamakla imtihandayız.
● Peygamberimizin (asm), “Bir kötülüğü gördüğünüzde elinizle, elinizle düzeltemezseniz dilinizle, dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğz edin. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” şeklindeki direktifini bilirsiniz. 3
Dolayısıyla, “elimiz, dilimiz ve duygusal tepkilerimizi” ortaya koyup-koymamakla da kesinlikle imtihandayız.
● “İnsan medeni-i bittab olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef”iz. 4
Dolayısıyla hem başkalarının hak ve hukukunu, hem de kendimizin hakkını arayıp-aramamakla da kesinlikle imtihandayız.
● Ve, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” kelâm-ı kibarı gereğince haksızlık karşısında susup-susmamakla da imtihandayız!..
● Üstadımızın, “Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder” 5 hepimiz için geçerli değil midir?
Dolayısıyla müstebitleri destekleyip-desteklememekle de imtihandayız!
● “Risale-i Nur Kur’ân’a bağlıdır.” Yeni Asya’da Risale-i Nur’a bağlıdır. Dolayısıyla Yeni Asya mensubu şu prensiplere daha ziyade bağlı olmalı değil midir?
Dolayısıyla Risale-i Nur Hareketinin ana gövdesi ve “medyadaki dili” Yeni Asya’nın Kur’ânî ve Nebevî (asm) “Meşveret Sistemi”ne bağlı olup-olmamakla da imtihandayız.
Allah imtihanları kazananlardan eylesin. Amin.
Dipnotlar:
1- Lokman Sûresi’nin 17. 2- Maide Sûresi, 8. 3- Müslim, İman, 78. 4- Bediüzzaman, Münâzarât, s. 137. 5- Bediüzzaman, Münâzarât, s. 74.