● Kitle iletişim, eğlence ve eğitim vasıtalarıyla (internet, sinema, tv, vb) toplumları yönlendirmek,  

● Etnik yapıları, radikal ve aykırı mezhep mensuplarını, teröre açık grupları-dindarları bile-yönlendirmek, manipüle etmek.  

● İslamofobi ile aşırı heyecan, korku, endişe, ümitsizlik pompalayıp dindarların enerjilerini boşa harcatarak veya biribiriyle çatışma yakıtı olarak kullanmak.  

● İslâmiyete olan hızlı teveccühleri durdurmak… 

Buna mukabil Yeni Asya;  

● İman-Kur’ân hakikatlerini “her tarafta neşrederek” imana hizmet veriyor. 

● İ’lay-ı kelimetullah’ı (Allah’ın ismini, dinini yüceltmeyi, yaymayı), tebliğ ediyor. 

● İnsan hak ve hürriyetlerini, meşrûtiyeti/demokrasiyi, adaleti ihya için çabalıyor.  

● Deccalizmi/Süfyanizmi, Kemalizmi deşifre edip Müslümanları uyarıyor. Keza, “Dessas ehl-i dünyanın hafiye (casusları/ajanları) ve ehl-i dalâletin propagandacıları veya şeytanın şakirtlerinin” de… (Mektubat, s. 402, https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/)  

● Gelişmeyi durduran, herkesi zehirlendiren, suistimallere yol açan istibdata (baskı/dikta, keyfi ve tek şahıs yönetimi veya zümre oligarşisine) karşı mücadele ediyor. 

● İnsan hak ve hürriyetleri, adalet, meşrûtiyet/demokrasi/meşverete (katılım, kollektif şuur, birlikte fikir, ilimi üretim), kuvvetler ayrılığı prensibi ve şeffaflığa var gücüyle gündeme getiriyor. 

Bu arada, siyasî gündemi de belirlemede bile önemli katkıda bulunuyor. Bunlardan birisi 6 partinin buluşması ve ibrenin erken seçime dönmesi de önemli katkılardandır. Evet, Yeni Asya’nın ısrarlı ve kararlı manşet ve yazılarıyla 6 partiyi buluşturup, gündem belirlediğini kim inkâr edebilir?

Her Nur Talebesi gibi Yeni Asya mensubu da şu olgu ve prensibi de önemser:  

● “Zaman, şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır. Risâle-i Nur’da şahıs yok, şahs-ı mânevî var…” (Bediüzzaman, Tarihçe-i Hayat-Sekizinci Kısım, s. 605) 

Bir fikir gazetesi olan Yeni Asya’nın korkusuz, tavizsiz, zikzaksız, menfaatsiz, hürriyetçi/meşrûtiyetçi/demokratik ve hakperest duruşu takip ve tektir edildiği pek çok ehl-i iz’an tarafından ifade edilmiş, ediliyor.    

Hatta, onun tam zıddı yayın yapan muarızları bile bu cephesini alkışladıklarını ifade ettiler ve ediyorlar! Bunu bize intikal ettiren birçok okuyucumuz da buna şahit…