"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devasız dert yok!

Ali HAKKOYMAZ
12 Aralık 2020, Cumartesi
-El çek ilacımdan tabip- Fuzûli

Yatıp kalkıp corona mı konuşacağız?! 

Böyle yaşanır mı?! 

*

Kanser bitti mi? 

Annem ve birçok yakınım kanserden gitti. Yıllardır bir aşı, ilaç yok. 

Şimdi bütün hastalıklar korona (mı?!...)

*

Herkesin bir şey dediği; birinin ötekini tutmadığı bu (malûm) meselede de kime kulak verelim? 

*

Bir şeyin nasıl yapılacağını bilemesek de nasıl yapılmayacağını bilebiliriz. Şiir, şiir olmuşsa meselâ "hah" dedirtir. Yemek de, çay da öyledir. Böyle durumlarda içinizi bir ferahlık, yüzünüzü tebessüm kaplar. Hastane... Git, git bitmez koridorlar... O tahlil... Bu film... Bu koşuşturmacaya sağlam giden dayanabilir mi! Yaşını başını almış bir doktorla görüşürken dediği dikkatimi çekmişti. Yani, işi kolay kılalım, formülüne uzağız, mısraını çağrıştırıyordu. Hastayla oturup konuşacaksın, diyor. 

Eğitimde, tıpta, ekonomide kısa yollar bulmalıyız. Bulanlar var. 

Yirminci Deva'da hastalıkların sebep ve çareleri hülasa edilmiş. Her doktor bunu odasına çerçeve yaptırsa sezadır. Hastalarına da hediye etmesi de tavsiye edilir. 

*

Bu, insan denilen maddî ve manevî makine her ân bakım istiyor. Bir midemiz yok ki... Ayrıca akıl, kalp, ruh, sır gibi nicelerinin doyurulması gerekiyor. Ekmeğinden kitabına... O ekmeği bulan çok az... Kitapla da âcilen barışmalıyız.

Et yüze yürüyor, peynir ateş pahası... "Avrupa kafir zalimleri..." ile "Asya münafıkları..." elimizde avcumuzda ne varsa "ya çalıyorlar ya gasp ediyorlar."

*

Dahası cehalet giderek artıyor. Sohbet, muhabbet bitti. Herkes herkesten kaçan kaçana... Bu, hayat olamaz. Bu yeknesaklık, ölümün akrabası gibi...

*

Devasız dert yok da... açmazlarımızın açılması, çıkmaz sokaklardan çıkılması daha uzayacak mı?!

Aşıyı bulduk mu gel keyfim gel! Öyle mi! 

Kaç evin mutfağı özü bozulmamış gıdalarla dolu? Can boğazdan gelir, sözü boşuna mı! Bakımsız bedene ilaç ne! 

*

Allah aşkına bi' yutkunalım. Bu hâller hâl değil... 

*

Eğitimin dip yaptığı bir yerde; ne yukarıya çıkar; bilen söylesin. 

*

Toplum böyle böyle olunca; Hira'yı kendine mekân seçti ve sonsuz mesaj gelmeye başladı. Bu, bize bir şeyler söylüyor. 

*

Tur Dağı'na çıkanı da hatırla! 

*

Baksana bi'! Biz kesreti çağırırken; Yunus vahdete koşar. Bizi zaten şaşı eden, bu kesret, bu dağılmışlığımız değil mi! buna aşı çare mi! 

*

Toplaya toplaya bir hâl olduk. Ne kadar fakirsek; o kadar eşyamız var. Zengin, malı mülkü n'itsin; zenginse zaten... dağıtandır o. Bu biriktirme hastalığı, kanayan bir yaramız... Doyumsuzluğumuz... 

*

Ve dünya durdu işte! 

*

Gece, istirahata çekiliyorken, salonun penceresini açtım. Yasaklı İstanbul'a baktım şöyle. Gecenin üstünde nakış nakış ışıklar... Boylu boyunca uzanan Sultan Fatih Köprüsü... Sessizliğin türküsü... Bulutların bitmeyen akını... 

İçimi birden ümit kapladı... Gece sabaha yürüyordu... Kara gün, kararıp kalmazdı da... tevekkülümüz, teslimiyetimiz, sükûnetimiz çok tozlanmıştı. 

*

Yunus'un rahatlığı neydi peki? sonsuz adresin peşin peşin peşindeydi:

"Gökyüzünde İsa ile...

Tur Dağı'nda Musa ile...

Elindeki asâ ile...

Çağırayım Mevlâ'm Seni."

*

Kıyamete yakın zamanda Çam Dağı'na kim çıktıydı? 

Bizim de bir arayışımız var mı? 

Yoksa zaten çok kısa ömrümüze bir şey katamadan buradan gitmek de var.

*

MAPUS

       -Faruk Çakır Kardeşime-

Misafirlikler de bitti!

Gözümün önünde o git geller;

Burnumda tüter.

 

Bizi geldi kabul et!

Semaverde çay demle!

Sen yine de bekle!

 

Misafir odası hazır olsun.

Biter bu günler, belki!

Oh, dünya varmış, deriz!

 

Belki de kıymetini bilmedik!

Bu böyle gider, dedik;

Gitmedi; durdu hayat.

 

Kuşlara uçmak serbest...

Elimizden çıkan hürriyet...

Hoş buyur edemedik olanı da...

 

Şimdi ufacık odalarda...

Gönüllü gönülsüz mapus...

Dolanı da anam babam dolanı...

Okunma Sayısı: 2812
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    12.12.2020 15:18:15

    Enteresan adam sayın Hakkoymaz! Aman dikkat et koronayı küçümseme.. Korun' ha.. Korunmazsak konar ha.. Aman deyim; şiir gibi nesir, düzyazı gibi şiir, şiir gibi fıkra, nazım gibi denemeyi kim yazar bize. Amanı bilin mi sen amanı korun ha.Erciyes'in karına güvenme o eskide kaldı Erkilet bağında değilsin pampa..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı