"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayal eve sığar mı?

Ali Rıza AYDIN
08 Nisan 2021, Perşembe
Evimiz, küçük bir dünyamız, küçük bir Cennetimiz.

Yani, hayatımızın büyük bir bölümünü geçirdiğimiz mekân. Böyle olmakla beraber ev, her şeyiyle, her zaman ve herkese dünya vüsatinde olamayabiliyor. Hususan erkeklere, hususan, erkeklerin yaşlılarına… 

“Hayat Eve Sığar” lâfı, dünkü lâf. Sağlık tedbirleriyle alâkalı bir terim. 

Gerçek, bundan öte bir durum. 

“Dağ kuşu dağa, bağ kuşu bağa yakışır” atasözüyle ifade edilmeye çalışılan: Her canlının hayatını sürdürebileceği, ihtiyaçlarını giderebileceği, neslini devam ettirebileceği yegâne yerler, yuvalar olmakla beraber herkesin kendine mahsus işi gücü var. Fıtratlarının ve vazifelerinin icabı olarak erkeklerin hayatı dışarıda; hanımların hayat biçiminin de, yuvasının mimarı olmaları cihetiyle içeride, hânelerinde demektir. 

Bir erkeğin başına boydak dışarıda olması düşünülemeyeceği gibi; bir hanımın da mütemadiyen evinde olması düşünülemez. Herkes hizmetini görmek, ihtiyacını karşılamak ya da bir dost ziyareti için gider, gelir; yuvasında oturur. 

Bir de madalyonun arka tarafı var: Hayatını evine sığdıramayanlar! Yani, yaşlı erkekler. 

Bu insanların birçoğu, bildim bileli parklarda bahçelerde, kahvehane köşesinde hayatına tat katacak bir şey arar durur. Çünkü eve sığmazlar. Yaşlıların bir parça seriütteessür oluşları hepimizce malûmdur. Alınırlar, üzülürler, kahrederler dünyaya. 

Velhâsıl: Eve sığmazlar. 

Bu vasıfta insanların bir seneden fazla bir zamandır evlerinden çıkamadıklarını veyahut çok sınırlı çıktıklarını bir düşünelim; ondan sonra birkaç ekmek ya da birkaç şeyler alma bahanesiyle evinden uzak çarşılara çıktığını; korkuluk demirlerine dayanıp, dalgın dalgın güvercinlere baktığını kusur gibi görelim. 

Kim bilir hangi sebeple evinde uzaklara çıkıyor, kafasını hangi hüzün, hangi hülya mesken tutmuş; gözleriyse, güvercine bakıyor? 

Kim bilir? 

Bu şartlarda, hayat eve sığmadığı gibi; hayal de, eve sığmıyor. Bir de bunlar hayatını işle güçle, çalışmayla geçirmiş; hayata, hizmet etmiş kimselerse…  

Pandemiden önceki zamanlarda, bir gün, Ankara’nın meşhur “Yirmi Yedi”sine, saffı evvel ağabeylerin mekânına gitmiştim. Müdavimler zevatından birçokları orada.  

Lâtife yollu: “Maşaallah, mütekait ağabeyler, bitamamiha burada” diye, ortaya bir lâf attım. İçlerinden dönüp, bana; “Sen de bizden aşağı değilsin” cevabını verenler oldu. Onlar kadar değilsem de, o meclise yakışacak yaştaydım.  

Şaka şamata, gülüşmeler… 

Düşündüm: “Bu insanlar Nur Talebesi. Kahvehaneye gidemez, aylak aylak, güvercini seyretmez. İşte bunun için, bu mekânda oturuyorlar, kalkıyorlar; Nur-u Kur’ân sohbetiyle hayatlarına, hayat katıyorlar” dedim. 

Ve…  

Yere göğe sığmayan hayallerini, ötelere sığdırmaya çalışıyorlar. 

Dırdırların olmadığı bu mübarek yerlerde… 

Okunma Sayısı: 1821
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Neslinur

    8.4.2021 12:02:41

    Muhterem Ali Rıza ağabey yine hayatın içinden güzel bir yazı kalrme almışsınız. Hani eskilerin bir tabiri varya rabbim elden ayaktan etmesin amin. Yaş almış büyüklerimiz abdestlerini alıp ibadetlerini yapabiliyorlarsa nurun âlâ nur. Yapı itibarıyla polyannacı bir yaşam tarzım var. Hakikatlerden kaçamayız belki ama teslimiyetin verdiği iç huzuru yaşayabilirsek inşallah..Dünya tarihinde hiç bir sıkuntı kalıcı olmamıştır vazifeli virüs vazifesini bitirince insanlık üzerinden gidecek inşallah . Sıhhat ve afiyetler dilerim.

  • süleyman ALIÇ

    8.4.2021 10:13:46

    Teşekkürler Ali Rıza Abim "Ankara’nın meşhur “Yirmi Yedi”sine," deyince bizim hayal alemimizde bir anda o 27'de oluverdi o mübarek yerde ne hayaller gerçekleşti burada saymakla bitmez, o mutlu insanlardan, Bayram Yüksel, Zübeyir abi, Sabri Acar, Faruk İnce, M. Türkmenoğlu, Ömer Tuncay, Kemalettin Ceviz, son zamanlarda Süleyman Tetik, Nurettin Özer, Hüseyin Mutlu, Ahmet Alıç, Nadirler, Elvanlar, Dursunlar, Saidler, daha kimler kimler.... hayalimden nurlu geçit yaptılar. Rabbim Vefat edenlere Rahmet Hayatta olanlara da sağlık, sıhhat ve afiyet versin ve bu nurlu yoldan ayırmasın inşallah.

  • Halil İbrahin KARAHAN

    8.4.2021 04:39:14

    Allah nur dersleriyle ömrünüzü geçirmeyi nasip eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı