Gerçek şu ki siyasi iktidardan menkul bütün “başarı hikâyeleri”ne, “yandaş medya”nın algı operasyonu propagandasına rağmen nüfusuna göre vaka sayısında Türkiye dünyada “birinci”, Hindistan’la yarışıyor.

Dünyada nüfusun yüzde 1’inin Kovid-19’dan ölümüne mukabil Türkiye’de yüzde 6’yı buluyor. 35 milyonlu nüfuslu Suudi Arabistan’da salgından günde 9 kişi vefat ederken Türkiye’de resmi rakamlarla 300 – 350 arasında devam ediyor. Konunun uzmanları gerçek vefât sayısının bunun en az üç katı olduğunu belirtiyorlar.  

Diğer yandan aşı tedârikinde de tam bir fiyasko yaşanıyor. Toplum bağışıklığı için en az nüfusun yüzde 65-70’inin aşılanması gereğine karşı nüfusun yüzde 10’u dahi aşılanmış değil. Cumhurbaşkanı bayram sonrası vaka sayısının beş binin altına düşmesinden bahsediyor, lâkin işin mâhiyetine vakıf olanlar bunun da mümkün olmadığını ifade ediyorlar.  

Kısacası, bütün uyarı ve çağrılara rağmen “tek kişilik yönetim”de sözkonusu “tam kapanma”ya bu denli geç gidilmesinin mâliyetinin ağır olduğu bildiriliyor.  

ÂCİLEN “DESTEK PAKETİ” 

Ancak en büyük garabet, fabrikaların önemli bir bölümünün açık kalacağı, işçilerin yüzde 60’ının çalışacağı bir dizi istisnalı “kapanma”ya gidilirken yine hiçbir “maddi destek paketi”nin açıklanmaması. Aylardır önerilmesine rağmen hiçbir altyapısının hazırlanmaması; ve “yandaş medya”da bundan tek kelime edilmemesi, en ufak bir talepte bulunulmaması.

Ve Türkiye’ye has “desteksiz tam kapanma”yla ağır fatura, dükkanında tek başına, üç beş kişi olarak çalışan esnaf, küçük esnaf başta olmak üzere halkın yüzde 40’ını bulan sokakta çalışanlara, gündelik geçinenlere kesilmesi. 

Baştan beri kısmî kapatma ve kısıtlamalarda mağduriyete uğrayan kesimin mağduriyetinin daha da yaygınlaştırılarak sürdürülmesi. İşini kaybedenlere, işsiz kalanlara, gelirlerini yitirenlere, işyeri zorunlu olarak kapananlara hiçbir maddi desteğin, vergi, borç erteleme ve prim desteğinin yapılmaması. 

“Tam kapanma”ya gidilen ülkelerde esnafın kaybettiği ciro kaybı, kira ve faturasını devlet üstlenip çalışanların maaşları güvence altına alınırken, bizde bir yılı aşkın süredir faaliyetleri aç-kapa yapılarak durdurulan esnaf ve çalışanlara “destek” adı altında sadece üç aylığına günlük 33 TL ile ciro kaybının sadece yüzde 3’ünün karşılanması ve herhangi bir gelir desteğinin verilmemesi garabetine dikkat çekiliyor. 

SOSYAL FELÂKETE DÖNÜŞMESİN

Küçük işletmeler, sokakta günlük kazanıp günlük geçinen yevmiyeli çalışanlara herhangi bir destek vermeden dayatılan “tam kapanma”nın tam bir sosyal ve ekonomik felâket olduğu” ikazları iletiliyor. 

Zira “dünyada güçlü devletlerin esnafına ve işletmelerine kovid-19 dolayısıyla yaptıkları yardımların milli gelire oranı yüzde 10’u ila 20’si arasında değişirken bizde bugüne kadar esnafa yapılan yardımın milli gelire oranı 10 binde 35, yani binde 1’in bile altında.

Bu yüzden hiçbir “destek paketi” açıklanmadan apar topar gidilen ve kat kat artan vaka sayılarının, temin edilmeyen aşıların,  binlerce – on binlerce partilinin kapalı salonlarda iç içe toplandığı “lebâleb kongreler”in sorumsuzluğu ve umursamazlığının bütün suçunu vatandaşların üzerine atma umursamazlığının “tam bir ciddiyetsizlik” olduğu eleştirisiyle hiç olmazsa Bayram öncesi sözkonusu “destek paketi” çıkarılmadan Meclis’in Bayram tatiline girmemesi gerektiği çağrıları yapılıyor.