15 Ağustos 2025’te Alaska’da Trump ve Putin liderler zirvesi yapıldı. İkili arasında neler konuşuldu tam bilinmiyor, ama zirve sonrası Oval Ofiste İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, başbakanları, NATO genel sekreteri ve AB komisyon başkanının katıldığı mini zirvede gelecekle ilgili bazı kararların alındığı biliniyor.
NATO Genel Sekreteri Rutte ve AB Komisyon Başkanı Von der Leyen ‘le birlikte, Zelensky de Oval Ofiste idi. Özellikle Ukrayna’nın geleceği noktasında AB üzerine ciddi yükler yüklendiği ortaya çıkıyor. Putin’in barış için çok istekli davranmaması, ateşkes anlaşması için masaya bazı istekler getirmesi, işgal ettiği topraklardan çıkmak istememesi barışın yolunu kesmiş durumda. Özellikle işgal ettiği, Luhansk, Zaporijya, Donetsk ve Harkov’dan çekilmeyi pek düşünmüyor gibi. Kırım ise zaten Rusya’nın malı gibi. Ayrıca diplomatik zafer kazanmış edası ile bir sonraki liderler zirvesine ev sahipliği yapmak istemesi ve bunu İngilizce olarak Trump a iletmesi, toplantı yerinin Moskova olmasını söylemesi kurnazca planlanmış bir diplomatik gelişmeydi.
Oval ofiste AB liderlerine Ukrayna’yı savunma stratejisini yükleyen Trump, silâh ve mühimmatları ABD’den tedarik etmelerini istemesi, bir nevi AB başkanlarına diplomatik olarak dış ticaretin adresini de göstermiş oluyordu.
Bu durumu içlerine pek sindiremeyen liderler, oval ofisten servis edilen fotoğraf karesinde bu durum yüzlerinden okunuyordu. Yeniden Ukrayna bataklığına dönmek, maddî- manevî ağır yüklerin altına girmek pek diledikleri bir tutum değildi. Oysa Trump bu konuda çok ciddi olduğunu ve Putin’in hâlâ AB için bir tehdit niteliği taşıdığı noktasında liderlere uyarı şeklinde konuşmalar yapması da olayı daha net ortaya koyuyordu.
Von der leyen; AB, ABD’nin desteğiyle Ukrayna'ya çok uluslu askerî birlik konuşlandırmayı planlıyor diyordu(iha). Öncelikle NATO’nun 5. maddeyi yürürlüğe koymak isteseler de NATO üyesi olmayan Ukrayna için bu yaklaşım uygun değildi. Bu yüzden alternatif bir yol bulmaları gerekiyordu. NATO dışında böyle çok uluslu askerî birlik oluşturmak ve bunu sübvanse etmek kolay değildi. Çünkü karşılarında Putin gibi güçlü ve gözü kara bir Rus lider duruyordu.
AB Komisyonu Başkanı Leyen de ABD'nin de desteği ve güvenlik garantilerini aldıktan sonra Ukrayna'ya çok uluslu bir askerî birlik konuşlandırmak için planlar yapma üzerinde çalıştıklarını ifade ediyordu. (İha) Oval Ofiste kararlaştırdıkları imajı veriyordu.
Ayrıca Financial Times'a konuşan Leyen, "Ukrayna'ya asker konuşlandırma üzerine çalışıyoruz, güvenlik garantileri noktasında Beyaz Saray'la anlaşmaya vardık" şeklinde açıklama yapmıştı. Trump’ın güvence vermesi, aslında bu girişimi ABD’nin desteklediği ve planladığı düşüncesini ortaya koyuyordu.
Ayrıca "İlgili ülkelerin siyasî kararına ihtiyaç var, asker konuşlandırmak bir ulusun en önemli egemenlik kararlarından biridir" şeklinde açıklamalar yapıyordu. Trump'ın Rusya-Ukrayna arasında barış için gösterdiği çabayı övmesinin yanında, "Putin değişmedi, o bir yırtıcı. Trump barış istiyor ve Putin müzakere masasına gelmiyor” dedi. (İha)
Burada önemli olan, sürdürülebilir finansman desteğini sağlamak, bu yapılamaz ise bu projenin hayata geçmesi biraz zor gibi duruyor. AB kendi içinde başta Almanya olmak üzere ekonomik durumlarının eskisine göre değişim gösterdiğini önceki yazılarımızda ifade etmiştik.