"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tilki ile horoz

10 Mart 2013, Pazar
iteratürümüzde tilki; sinsiliği, namertliği, kurnazlığı, düzenbazlığı, kumpas kurmayı, hedef şaşırtmayı, hainliği; aynı zamanda korkaklığı, ırz düşmanlığını temsil eder.
Tilki ile ilgili söylenen her sözde yukarıda bahsi geçen vasıflardan birini veya bir kaçını bulmak mümkün…
Kurnaz ve düzenbaz kimse, başarılı olduğu alanda ne kadar yetenekli olduğunu gösterinceye kadar, kendisinden daha düzenbaz ve hilekâr birinin tuzağına düşer” anlamında “Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider” atasözü kullanılır.
Uyuyor gibi yapıp, fırsat kollamak, tuzak kurmak “Tilki uykusuna yatmak” şeklinde ifade edilir.
“O ne tilkidir!..” sözünün, özellikle siyasetle uğraşan kişinin, ne kadar kurnaz olduğu ifade etmek istendiğinde sık sık kullanıldığını görürüz.
Tilkiye, “Tavuk kebabı yer misin?” diye sormuşlar “Adamı güldürmeyin” diye cevap vermiş. “Yemez miyim yahu, bu ne biçim soru?” demek istemiş yani…
“Gammaz olmasa tilki pazarda gezer.” Belki de “kafasız” diye takdim ettikleri horozlar olmasa, tilkiler bırakın pazarı; gelip hanemize girer…
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır. Aslında bahsi geçen dükkân, besbelli “kürkçü horozun dükkânı”dır.
“Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.” Çalışmadan, miskin miskin yatan her kimse; aslan da olsa kaplan da olsa tilkiden de beter demek ki…
“Yatan kurttan yeler tilki yeğdir” sözü de aynı maksatla kullanılır.
Memlekette “iki ayaklı tilkiler”in sayısı, ahlâkî çöküntü ile doğru orantılı biçimde, arttıkça artar… Buna paralel olarak ta horozların sayısı, etkisi ve yetkisi azaldıkça azalır. Böyle bir durumda “erken öttü” bahanesiyle kafaları kesile kesile memlekette, olumsuzluklara “dur” diyecek bir tek horoz kalmaz maazallah!…
Kafaları kesildiği halde yaşamaya devam eden horozlar da olmazsa, memlekette fitne, fesat, kanunsuzluk, adaletsizlik; hükmünü her alanda icra eder…
Horoz ise tilkinin aksine; erkekliği, yiğitliği, efeliği ve merhameti, saflığı, dik duruşu, mertliği, gururu; aynı zamanda, namus kavramını, kıskançlığı, yuva şuurunu, kadınlara saygıyı ve cesareti temsil eder. Erken öttüğü zaman başı kesilse de, kendine has mükemmel o bildik ötüşün de sahibidir…
Horozun temiz kalpliliğinden, saflığından olsa gerek, “beyinsizler” için “horoz akıllı” lâfı kullanılır. Kavgacı kimseler için “horoz gibi” sözü kullanılır.
İkide bir öfkelenen kimse için “horoz herif” diyorlar.
Kendini olduğundan kat be kat üstün zannederek akıl ve mantık çizgisini zorlayan, zorda kalan zorbalar, zoru görünce, zorla: “Buraların horozu benim” diyerek gözdağı vermeye çalışır.
“On sene tavuk olarak yaşayacağıma, bir sene horoz olarak yaşarım daha iyi...” deyip horozlananlar da var.
“Horoz Dövüşü” horoz ile tilki arasındaki farkın bariz bir göstergesidir. “Tilki Dövüşü”nü gören, duyan var mı?
“Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.”
“Horozu çok olan köyde sabah geç olur.” Tabi ki her kafadan bir ses çıkarsa olacağı budur…
Her horoz kendi çöplüğünde öter.
Başka köyün horozu olmaktansa kendi köyümün tavuğu olmayı tercih ederim.
“Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla…” Hal böyle olunca herkes dengini bulmak mecburiyetinde kalıyor. Böyle de olması gerekiyor aslında…
1945’de Colorado’da Mike adlı bir horozun, kafası kesilmesine rağmen 2 yıl daha yaşamaya devam ettiği yazılıyor kitaplarda. O zaman, kafası kesildikten sonra:
”Kafasız horoz, böyle erken ötülür mü?” diye Mike’ye kızmışlardır her halde.
Horoz gibi olalım, ama aslen tilki olup kendilerini horoz diye yutturmaya çalışanlar gibi de horozlanmayalım.
Horoz ile tilki hiçbir zaman ne arkadaş olur ne de dost.
Horoz ile tilkiyi bu şekilde karşılaştırıldıktan sonra, bunların ikisinin hikâyesini şair diliyle, şiir tadında anlatalım da, bir solukluk tebessüme vesile oluruz belki…
Tilkinin saldırısından kurtulup “gazi” unvanı alan horoz, emniyeti bir ağacın tepesine çıkmakta bulur. Horozu yemeyi bir türlü başaramayan tilki, ağacın dibine oturup tilkiliğini kullanarak horozu aşağı indirmek için dil dökmeye başlar:
-Ey horoz gazi,
Bırak bu nazı,
Beni de dinle bazı,
Gel bu işe ol razı…
İn aşağı da, kılak namazı.
Horozun cevabı hazır:
Be hey tilki kurnazı,
Sen de beni dinle bazı,
Bu mukadderat bu yazı,
Çoğu gitti kaldı azı,
Bak aşağıdan geliyor bir avcı iki tazı.
Onlar da gelsin,
Cemaatle kılak namazı.
Bu sözü duyan tilki, kuyruğunu iki bacağının arasına sokar ve bir hamlede ortadan kaybolur. Gidiş o gidiş…
Darısı iki ayaklı tilkilerle baş edemeyen horozların başına…
 
İKİ AYAKLI TİLKİLER
     
Hem sağdan hem de soldan,
Haşin bakan tilkiler.
Bilmem kaç ayrı koldan,
Yola çıkan tilkiler.
     
İmamdan tavuk çalan,
Müezzinden baç alan,
Abdestsiz namaz kılan,
İdrar kokan tilkiler.
     
Asrın tuzak tabanı,
Milenyumun şeytanı.
Felâket bezirgânı,
Evler yıkan tilkiler.
     
Sığınırlar her ine,
İblis’in gölgesine.
Merhametin kalbine,
Kurşun sıkan tilkiler.
     
Taklalar ata ata,
Yön verirler hayata,
Hayırlı gidişata,
Dudak büken tilkiler.
     
Atan tutan şarlatan,
Gece pusuya yatan,
Kalbin gözüne batan,
Çalı diken tilkiler.
     
Koparır boş yaygara,
Tablo çizer kapkara,
Huzurlu toplumlara,
Fitne sokan tilkiler.
     
Hizaniye kül saçan,
Yararlı işten kaçan,
Fırtınaya yol açan,
Rüzgâr eken tilkiler,
 
 
ÂŞIK HİZANî
Okunma Sayısı: 5222
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı