Mahsun’un “Hacivat ve Karagöz” isimli 5. kitabını anneme ve babama ayrı ayrı okudum. 5. kitaptan şunu öğrendim: “Bir kişiyi taklit etmeye karar verdiğimizde çok dikkatli olmalıyız. Eğer taklit ettiğimiz kişi bu durumdan hoşlanmazsa bir daha tekrarlamamalıyız.” Empati yapmaya çalışalım. Bizi birisi istemediğimiz halde taklit etse hoşumuza gider mi? Tabiî ki gitmez.
Konuyla alakalı bir hatıramı paylaşmak istiyorum. Eski Kur’ân kursumda bir arkadaşım beni taklit etmişti. Bu benim hiç hoşuma gitmemişti. Kardeşim de maalesef beni çok taklit ediyor. Bu benim hiç hoşuma gitmiyor. Kardeşimi uyarıyorum ama beni taklit etmeye devam ediyor. Yine de kardeşimi çok sevdiğim için ona kızmamaya çalışıyorum. Yaşı da küçük olduğu için biraz daha büyüdüğünde taklit etmenin yanlış olduğunu daha iyi anlayacağını düşünüyorum. Sizin de böyle hatıranız var mı can kardeşlerim? Şu an yoksa bile eninde sonunda olacak diye düşünüyorum.
Kitapta Mahsun, bir amcanın işlerini yapmıştı. Amca da söz verdiği gibi ona para vermişti. Amca, Peygamberimizin (asm) bir hadisini hatırlatmıştı: “İşçinin teri kurumadan ücretini verin.” Bu hadisle ilgili bir hatıramı paylaşmak istiyorum. Kur’ân-ı Kerîm’i okumaya başlamıştım. Babam hatmimi tamamladığım takdirde ödül olarak pasta ve oyuncak alacağını söylemişti. Hatim ettiğim gün, Babam beni hiç bekletmeden söz verdiği gibi pasta ve oyuncak aldı. Gerçekten çok mutlu olmuştum. Bu hadisin önemini yaşayarak görmüştüm. Sizin de böyle bir hatıranız var mı can kardeşlerim? Bir başka makalede buluşmak duasıyla. Allah’a emanet olun.