"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üslûb, mânâ ve nazar!

Ersin ACAR
05 Ağustos 2016, Cuma
“Baba ne kadar haksız da olsa, oğul, onun rızasını tahsil etmeye mecburdur…”1 düsturunu defalarca okumama rağmen bahsi geçen prensibe münafi hareket ettiğim için en son söyleyeceğimi en başta zikretmek istiyorum, özür dilerim!

Olumsuzlukları, eksiklikleri, hataları nazara vermek pek adetim olmasa da bu meseleyi ifade etmeyi hem bir kefaret, hem nefsime bir ders, hem bir faydam dokunur diye nazara sunmayı üzerime bir borç olarak görüyorum.

Hz. İbrahim’in müşrik olan babasına hitabını hepimiz okumuş en azından duymuşuzdur. 

Hani babasına demişti: “Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve sana faydası olmayan şeylere niye tapıyorsun? “Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.”2 Babası Azer’in olumsuz cevap verdiği hepimizin malûmu, ama hitabın tesirine maalesef şu vakte kadar cahil kalanlardanmışım. Ey babacığım hitabına mukabil eminim baba Azer muhabbetle mukabele etmiş, popüler tabirle gardı düşmüştür, dâvâsından dönmese de! Oysa Hz. Yusuf’ta kendisi gibi peygamber olan babasına hitaben aynı kelimeleri kullanıyordu.

Kur’ânî bir hitap ya ebeti…

Siyasetin damarlarımıza kadar girdiği bu zor zamanlarda aile fertlerinin arasına da kırgınlıkların gireceğini ne yazık ki acı tecrübelerle müşahede ediyoruz.

Nitekim meselenin hakikatinde yanılmayan bizler; maalesef anlatımında ve üslûbunda çok yanlışlara düşebiliyoruz. Tatlı bir hitabı bile çoğu zaman muhatabımıza fazla görebiliyor; mukaleme şiddetlendiğinde, ortalık kızıştığında bir tebessüm veyahut bir sarılma ile nihayet verdiremiyoruz bir türlü. 

Oysa hakkı bulma adına yapılıyor mukaleme ve müzakereler!

Tek adamcılığın pazarlandığı şu günlerde ailelerin dahi parçalandığını görüp de cemaatlere tesir etmez, bu ateş bizi yakmaz hükmünde olanlar maalesef yanılıyorlar.

Biri birine düşman olan dehşetli cereyanların arasında kalan hakikat müntesiplerinin vazifesi tamir olduğu için yapacağı ve yapmakla mükellef olduğu işler elbette kolay olmayacaktır. Etrafımızdakiler, sevdiklerimiz, akaribimiz sizinle/bizimle geçirdiği bir kaç dakikalık hakikat mukalemesine mukabil unutmayalım ki; saatlerce, bazen günlerce tahrip edenlerle beraber sürekli alıcı rolünde vakit geçirebiliyorlar.

Şimdi tahrip edenleri saymak çok yer işgal edeceğini düşündüğümden ve malûmu ilân olacağını bildiğimden ihtiyaç duymuyorum.

Lâkin; uzak durulması gereken, bizleri günaha sokacak ve bizi muhabbet yerine adavete ram edecek, ümit yerine yeis aşılayacak, unutkanlığa sebep olan haram suretlerden nazarlarımızı her zamankinden daha bir ısrar ve inatla hakikate çevirmeliyiz. 

Okunma Sayısı: 1296
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı