Geniş kitleleri etkileyen vakıalara mukabil ilk tepkiler ne kadar istikamete yaklaşırsa –vakıa menfide olsa- olumlu neticeler alınabiliyor.
Mühim olan muhafaza mekanizmalarının sağlam temeller üzerine bina edilmesi hakikatinde.
Dünyevî bakış ile menfaat devşirme üzerine kurulu hasta nazalarımız maalesef dehşetli imtihanlarda tamda olayın aktörlerinin istediği istikametsizlikte tavır ve davranış sergilememize ön ayak oluyor. Heyhat, zalim ve hastalıklı bünyelerin uzak diyarlara ulaşan elleri gibi tahrib reklâmını ve jurnalliğini yapmak ne derece bedbaht bir durum.
Ahir zamanın en dehşetli imtihanlarından birisi dehşetli cereyanların oyunlarında saklanmış olarak görülüyor.
Sağlam temeller derken, sahi üzerine bina edeceğim sağlam temellerim var mı, benim diye; imtihana tabi herbirimiz nefsi muhasebeye kendimizi çekmek mecburiyetindeyiz.
Önemli olan sorular şunlar zannımca:
Dehşetli cereyanların önünde bir yaprak misali bir oyana bir bu yana sürükleniyor muyuz; yoksa layetezelzel bir demir direk gibi Sahibi Hakiki’nin bizden istediklerini bihakkın yerine getirebiliyor muyuz?
Her ilim sahibi üzerinde bir bilen vardır, deyip aklımıza sığıştıramadığımız hadiselere hikmetli yorumlar devşirebiliyor muyuz? Ya da pusu kurmuş tuzaklar karşısında tuzak kuranların en hayırlısı Allah’ın ta kendisidir; diye tam teslimiyet zırhına bürünebiliyor muyuz?
Aklımız, kalbimiz ve ruhumuz hep bir ağızdan iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadeti dareyni netice veriyor; diye terennüm ediyor mu?
Bahsi geçen hakikatlerden bihaber ehli diyaneti bir yana bırakıp; nurun müntesipleri olarak bizlerin bu cihazatlarla cihazlanıp ve en azından bu çaresizlik aşılayan zamanların ümitsizlik hastalığına çare olacak ilâçların dağıtımına namzet olmamız gerekiyor.
Yaşanılan hadiseler bize gösteriyor ki; herşey güzeldir. Nasıl olur? Sorusuna cevap olarak; evet herşey güzeldir, ya bizzat güzeldir ya da neticeleri itibariyle güzeldir.
Gelinen noktada, yakın ve uzak gelecekte dehşetli planların oyuncağı olan alçakların adı, sanı değil; doğru İslâmiyet ve bilhassa mazlûm Müslümanların şehadet şerbetini içerken yaptığı tebliğ vazifesinin kendisi zihinlere ve gönüllere kazınacak.
Fevri hareket eden, kendi siyasî emellerine böyle bir olayı bile alet etmeye çalışan zevat bu kadar tahribine mukabil, asıl aklı selim sahiplerinin zafer kazanacağı çok açık değil mi?
Farkında mısınız?
Aslında dünya insanları bu olaya tepki vermiyor; dikkatli nazarların ancak fark edebileceği gibi onlar fevc fevc Müslüman oluyorlar. Doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu yaşamaya nazlananlara inat Allah nurunu tamamlıyor.