Uzmanların da ifade ettiği üzere ülkemiz en başta deprem olmak üzere pek çok afete maruz kalma ihtimali olan bir bölgede bulunuyor.
Dolayısıyla afetlere karşı sonradan değil, önceden tedbir almak tavsiye edilen bir durum. Önceden tedbir alma noktasındaki ihmalimizin faturası da ağır oluyor maalesef.
Türkiye’nin afet konusunda çalışan önemli sivil toplum kuruluşlarından AKUT’ta 10 yıla yakın aktif olarak çalışan İstinye Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Fahri Erenel, afetlere hazırlanmada nasıl bir yol izleneceğini, afet eğitiminde nelere dikkat etmemiz gerektiğini ve afet öncesi veya sonrasındaki süreçlerin yönetimi gibi konuları içine alan bir değerlendirme paylaşmış.
“Afet ve âcil durum konusunda toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor” diyen Doç. Dr. Fahri Erenel’in tesbitlerinin bir kısmı şöyle:
“Türkiye’de yaşanılan afetlerin yüzde 60’ından fazlasını depremler oluşturmaktadır. Sırasıyla seller, yangınlar ve heyelan ülkemizi etkileyen afetler olarak sayılabilir.
“45 saniye süren 1999 Marmara Depremi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne ekonomik maliyeti bağımsız kurumlar tarafından yapılan araştırmalara göre 20 milyar dolardır. Bu maliyet dünya üzerinde afetlerin oluşturduğu ekonomik etkileri açısından 6. Sırada yer almaktadır. (...) Afet ve âcil durumlarda kaybettiğimiz her vatandaşımız, yetiştirilen bir insanın, beşerî sermayemizi oluşturan nitelikli insan gücümüzün elimizden kayması kaybetmemiz dışında, yanan, yıkılan veya kullanılamaz hale gelen her türlü araç, tesis ve binalar ise büyük bir millî servet kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır.
“Bütün risklere aynı anda müdahale edilemeyeceği için elde bulunan kaynağı doğru şekilde kullanmak çok önemlidir. (...) AFAD’ın belirlediği ilkeleri ve yerel yönetimin belirlediği esasları dikkate alarak çalışmalar yürütülmeli ve mutlak bir uyum içinde çalışmalıdır.
“Afet öncesi yönetiminde uyum, bütüncül bir anlayışı hakim kılarak, toplumun her kesimine yayılmış sistemli bir eğitim ve vatandaşları da içine katan değişik zamanlarda ve koşullarda, senaryoya dayalı olarak yapılacak tatbikatlarla mümkündür. Afetle mücadele topyekûn bir mücadele gerektirir.
“Afetlere hazırlık evlerden ve mahallerden başlayacağı asla unutulmamalıdır. Sadece kâğıt üzerinde yapılacak uygulama imkânı olmayan planlamalarla afete hazırlık süreci yönetilemez.
“Afetleri veya afetlerin verebileceği büyük zararı önlemede çok başarılı adımlar atmış birçok ülke var. 9.5’la dünya tarihinin en şiddetli depremlerden birini yaşayan Şili bu afetten çıkardığı dersle depremle ilgili eğitimlerini arttırmış, alınacak tedbirleri detaylarıyla planlamış ve gerçekçi senaryolarla tatbikatlar gerçekleştirerek bir sonraki 8.5 şiddetindeki depremden asgarî düzeyde zararla etkilenmiştir. Bizler de hazırlık süreçlerini hızlandırarak üniversitelerimize zorunlu afet yönetimi dersleri koymalı ve afetlere gerçekçi bir şekilde hazırlanmalıyız.”
Afetlere karşı tedbir alabilen ülkeler olduğuna göre biz de onları örnek alalım. Bu noktada uzmanların sözüne kıymet vermek icap eder.
Aksi halde ağır bedeller ödemeye devam ederiz, maalesef...