Kahramanmaraş merkezli büyük depremin üzerinden neredeyse 2 yıl geçti ve depremzedeler dertlerine çare olunmadığını ifade eden açıklamalarda bulunuyorlar.
Gerçekten de bunca zaman sonra yaralar sarılamamışsa bu durumdan sadece idarecilerin değil, hepimizin sorumluluğu vardır.
Deprem ve benzeri afetlere mani olmak mümkün değil, ancak tedbir almak mümkün. Zaten kınanan ve eleştirilen şey; deprem öncesi ve sonrasında alınması gereken tedbirlerin alınmamış olmasıdır. İstanbul örneğinde olduğu gibi deprem sonrası verilen sözlerin unutulmuş olması insanları hayal kırıklığına uğratıyor.
Hatay Depremzede Derneği, Hatay’daki son durumu aktaran bir basın açıklaması yapmış. Derneğin Yönetim Kurulu üyesi Servet Alkan, “Eğitimden sağlığa, hukuki belirsizliklerden ulaşıma, elektrik ve temiz sudan barınmaya kadar sorunlarımız çözülmedi, ihtiyaçlarımız giderilmedi” demiş. (ANKA, 6 Eylül 2024)
“Çok uzun zamandır unutulan, yüz çevrilen bizler, yaşadıklarımızı buradan bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” denilen açıklamada şunlar sıralanmış: “Yeni eğitim-öğretim yılı öğrencilerimiz için başlıyor. Veliler ve öğrenciler olarak heyecan duymamız gereken bu günlerde büyük kaygılar içindeyiz. 19 aydır yıkılan okulların yerine yenisinin yapılmadığını ve hasarlı okulların bir bölümünün tadilatlarının ihalesinin ağustos ayında yapıldığını gördük. Birçok öğrenci kendi okul binasında eğitim öğretime başlayamayacak. Ekonomik kriz deprem bölgesinde çok daha derinden hissediliyorken çocuklarımız için bir öğün ücretsiz yemek ve içme suyu talebimizi tekrarlıyoruz. (...) 19 ay geçmesine rağmen yıkılan 66 Aile Sağlık Merkezi’nden sadece 3’ü yapıldı. Klimasız çalışılan konteyner Aile Sağlık Merkezleri’nin çalışma şartları hasta ve hekimleri yaz aylarında da kış aylarında da çok zorluyor. Son açılan aile hekimliği kurasında 41 birim boş olmasına rağmen nüfuslar düşük olduğundan sadece bir birime yerleştirme yapılabildi. İl Sağlık Müdürü son iki aydır burada olmadığından sorunlar çözülemiyor. Ameliyatlar malzeme eksikliği nedeniyle aksıyor. Çoğu hekim şartlardan kaynaklı istifa veya tayin düşünüyor. Kent koca bir çöplüğe dönmüş durumda. Yüzünüzü ne yana çevirseniz çöp yığınları görmeniz mümkün. Defne ilçesine bağlı Çekmece ve Hancağız mahallesi sakinleri başta olmak üzere birçok mahallede kanalizasyon sorunları yaşanıyor.”
Depremzedelerin dertleri bunlarla da sınırlı değil. Fakat bu ‘dertler’ bile asıl dertleri görmek için yeterli değil mi?
Türkiye’yi idare edenler ya çıkıp, “Hayır bunların hiçbiri doğru değil” desin; ya da hemen bu dertlere çare bulsun ve bulalım. Depremzedelerin içinde bulunduğu bu hal “Büyük Türkiye”ye yakışıyor mu?