"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanet ‘tablo’su

Faruk ÇAKIR
10 Şubat 2024, Cumartesi
En başta, “haber de rapor doğru ise” notunu koyarak ifade edelim ki, Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen’in yaptığı ve Diyanet İşleri Başkanına sunduğu belirtilen “Diyanet Çalışanlarının Sorunları, Beklentileri, Din-Diyanet Algıları Araştırması” başlıklı bir raporun ortaya koyduğu tablo çok dikkat çekici ve bir o kadar da düşündürücüdür.

Haber özetle şöyle: “Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen, 6 bin 406 din görevlisine, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın statüsü ile ilgili görüşlerini sordu. Ankete katılan Diyanet çalışanlarının yüzde 48,2’si kurumun özerk olması gerektiğini belirtti. Yüzde 1,7’si ise Başkanlığın görevlerinin cemaatlere devredilmesi gerektiğini ifade etti. Rapor, 17 Ocak’ta Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a sunuldu. 

“Yüzde 64,1’inin imam-hatip, müezzin veya kayyım, yüzde 21,8’inin Kur’an kursu öğreticisi, yüzde 5,8’inin müdür-şef, yüzde 3,7’sinin vaiz, yüzde 2,9’unun da yardımcı hizmetlerde çalışan personelin katıldığı araştırmada; Diyanet çalışanlarının yüzde 48,2’si Diyanet özerk olması gerektiğini savundu. Diyanet’in özerkliğini savunanların 6-10 yıl arası çalışma süresi olanların diğer çalışma süresine sahip olanlara göre çok daha yüksek oranda olduğu da ifade edildi.

“Bu sonuç raporda şöyle değerlendirildi: “Kamuoyunda Diyanet’e yönelik, devletin diğer kurumlarından, hükümet ve siyasetten gelen müdahalelerin olduğuna yönelik yaygın bir kanaatin olduğu bilinmektedir. Bu çerçevede Diyanet’in özerk olmasına yönelik öneriler kamuoyunda tartışılmaktadır. Buradaki özerk olmaktan en ortak anlaşılan mevcut haliyle herhangi bir bakanlığın üst düzey merkez ve taşta teşkilatına yapılan atama ve işleri yürütme biçiminden farklı olması anlaşılmaktadır. (...) ‘Diyanet İşleri Başkanı olarak, ilgili paydaşlar ve Başkanlığın taşra ve merkez teşkilatı temsilcileri tarafından belirlenen 3 adaydan birisi Cumhurbaşkanı tarafından atanmalıdır’ cümlesine yüzde 47,6 oranında katıldığını ifade etmektedir.” (Anka, 8 Şubat 2024)

Aynı araştırma ile ilgili olarak başka kaynaklarda da şu bilgiler yer aldı: 

“Diyanet çalışanları içinde, “Diyanet’te torpil, iltimas ve kayırmacılık yoktur” diyebilenlerin oranının ise yalnızca yüzde 7 olduğu bildirildi. Diyanet’te torpil olmadığı yönündeki söylem karşısında kararsız kalanların oranı ise yüzde 13. Ankete katılan Diyanet çalışanlarının 35’inin, “Seçme hakkım olsa başka devlet memurluğuna geçmek isterim” görüşü de dikkati çekti.

“Diyanet çalışanlarının yüzde 85’i Türkiye’de dini duyarlılıkların beş yıl öncesine oranla azaldığını belirtirken raporda öne çıkan diğer bazı bulgular ise şöyle sıralandı: Diyanet’in son beş yıldaki işleyişi geçmişe göre kötüye gidiyor diyenlerin oranı 37,4. Adalet konusunda memnuniyetsizliğini dile getirenlerin oranı yüzde 38,4. Eğitim hizmetlerinden memnun olmayanlar yüzde 18.” (gazeteduvar.com.tr, 8 Şubat 2024)

Raporun eksiği de fazlası da olabilir. Ancak ortada bir gerçek var: Gerek Diyanet camiası ve gerekse ‘din eğitimi’ olması gereken yerde değil. Vatandaş nezdinde itibar gittikçe zayıflıyor. Böyle bir tablo hepimiz için üzücüdür. Mutlak surette sıkıntılar ele alınmalı, hastalıklar tedavi edilmeli ve “hacılar ve hocalar” en güvenilir kişiler haline gelmeli vesselam.

Okunma Sayısı: 1465
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    10.2.2024 16:52:39

    Dini duyarlılık bu nedenle azaldığından dolayı Deizm gibi sapkınlıklar da artık yaşam biçimi haline geliyor. bu işte vebali olanlara hakkımız haram olsun. Evet kesinlikle diyanet özel olmalıdır, dokunulmaz olmalıdır. Diyanet işleri dedikleri bazılarının dediği gibi hıyanet işleri olmamalıdır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı