Her devirde ve her yerde, Kur’ân tefsiri Risale-i Nur’un kalpleri fethetmesinden rahatsız olanlar olmuştur.
Geçmiş yıllarda ülkemizde yaşanan hadiselerin bir benzeri şimdilerde Rusya’da yaşanıyor. Orada da bazı idareciler Risale-i Nur’un okunmasından, yayılmasından ve bilinmesinden dolayı rahatsız olmuşlar.
Tabiî ki neredeyse bir asır boyunca ‘Din öldürülecektir’ anlayışının hâkim olduğu bir ülkede, Kur’ân tefsirinden rahatsız olanların çıkması işin tabiatı icabıdır. Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur eserlerinin hem onların hem de bütün insanlığın dünya hem de ahiret hayatlarını kurtarmaya çalıştığını bilseler muhtemelen itiraz etmeyecekler, ama insanların bilmedikleri şeylere düşman olduğu da bilinen bir durum.
Rusya’da geçmiş yıllarda da Risale-i Nur aleyhinde mahkemeler açılmış, ama neticede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi müsbet kararlar vermişti. Son zamanlarda da Rusya’nın Tataristan bölgesinde benzer mahkemeler cereyan ediyor. Devam eden dâvânın avukatı Ruslan Nagiyev, paylaştığı bir video mesajında Tataristan’da yaşananları şöyle özetlemiş: “Ben Tataristan’ın Yarçallı şehrinde bulunuyorum. Burada şehir mahkemesinde savcılığın Türk âlimi Said Nursî eserlerinin aşırılık yanlısı materyalleri olarak tanımlamış ve bu iddiasının dâvâsı devam ediyor. Yani Risale-i Nur kitapları söz konusu. Yani (aramada ele geçirilen) Türkçe 47 kitap. Burada bir dâvâlının avukatlığını yapıyorum. Savcılığın iddiasını kabul etmiyoruz. Esassız olduğu kanaatindeyiz. Talebimiz üzerine, bugün mahkeme dâvâ dosyasına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Risale-i Nur hakkındaki kararını ekledi. Yani Risale-i Nur’un Rusça tercümelerinin Rusya’da yasaklanması Avrupa Haklar Sözleşmesi’nin 10. maddesinin ihlâlidir. Ayrıca bu kitapları basan yayınevi (Sözler Yayınevi) temsilcisinin dâvâya üçüncü şahıs olarak kabul edilmesini istedik. Ama mahkeme -bizce- esassız olarak bu talebimizi reddetti. Ayrıca bu dâvâya üçüncü şahıs olarak Türk konsolosluğu temsilcilerinin dahil edilmesini istedik. Ama bu talebimiz de mahkeme tarafından kabul edilmedi. Hatırlatmak istiyorum ki Said Nursî’nin kitapları Türkiye Diyanet’i tarafından basılıyor. Birçok âlimler, uzmanlar, bilirkişiler, Said Nursî kitaplarında hiçbir aşırılık olmadığını söylüyorlar. Temelde bu kitaplar Kur’ân tefsiridir. Sonraki mahkeme oturumu 23 Mart 2021 tarihine ertelendi.” (Yeni Asya, 1 Mart 2021)
Rusya’daki Risale-i Nur hizmetleriyle meşgul olanlardan aldığımız bilgilere göre Tataristan’da devam eden dâvâlar dolayısıyla tutuklu olan kimse yok. İki ayrı mahkeme devam ediyor. Bunlardan biri Türkçe basılan Risale-i Nurlar’ın Rusya dahilinde yasaklanmak istenmesi konusunda. Diğeri de aralarında 70-80 yaşlarında ninelerin de bulunduğu ve Risale-i Nur okudukları için yargılananlar. Bu mahkemelerin biri 22 Mart, diğeri de 23 Mart 2021 tarihine ertelenmiş. Dâvâların beraatle neticelenmesi için fiilî ve kavlî duâ gerekir.
Dâvânın avukatı Ruslan Nagiyev’in Tataristan’daki Türk konsolosluğu temsilcilerinin dâvâya müdahil olmasını istemesi çok dikkat çekici. Gerçi mahkeme bu talebi kabul etmemiş, ama kabul etmiş olsaydı nasıl bir tablo ortaya çıkardı?
Devam eden mahkemenin beraatle neticelenmesi için konu ile ilgili sivil toplum kuruluşları, yayınevleri ve ‘yetkililer’ mutlaka harekete geçmeli ve insanlık namına Risale-i Nurlar savunulmalıdır. Gerçi Risale-i Nur kendi hizmeti yapar, ama sahip çıkmak da bizim vazifemiz olmalı.
Rusya dinsiz kalamayacağı gibi, Risale-i Nur eserlerinden istifadesi de engellenemez inşallah.