Türkiye’yi idare edenlerin her fırsatta övündükleri konulardan biri de sağlık sistemiydi.
Hemen her konuşmada ‘eski’yi kötüleyip yaptıları ‘yenilikler’i anlatılıyorlardı. Tabii ki temel meselelere çare bulmak yerine, vitrin düzeltme ve problemleri ötelemenin tercih edildiğini geçen zaman fiilen ortaya koymuş oldu.
Sağlık sektöründe elbette ‘eski’den de çok problemler vardı. Bu problemler bir dönem için çözülmüş, halledilmiş gibi görünse de büyük ölçüde devam ettiği artık itiraf ediliyor.
Peki, ne oldu da övündükleri sağlık sistemi tıkandı ve artık rektörler bile tedavi için ‘torpil’ yaptıklarını ifade ve itiraf ediyorlar? Önümüzdeki tablo, uzun dönem planlar yapılmadığını ve günü kurtarmanın peşine düşüldüğünü göstermiyor mu?
Sağlık konusunda yaşananları anlatmaya ihtiyaç yok. Hastanelere işi düşen herkes bu konudaki sıkıntıların farkında. İdareciler her ne kadar, “Şu kadar hastane açtık, bu kadar yatırım yaptık” deseler de vatandaş tedavi için randevu almakta cidden zorlanıyor. Hele hele özel hastanelerde yaşanan sıkıntıları hatırlatmaya bile gerek yok. Bu konuyu merak edenler, sosyal medyada yazılan ve paylaşılan bilgilere bakabilir.
Şu haber, hastanelerle ilgili bütün sıkıntıları özetlemiş sayılabilir: “Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla etkinlik düzenledi. Üniversitedeki bölümler hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Diş Hekimliği Fakültesi’nde açılan randevuların dakikalar içinde dolup kapandığını belirterek, ‘Neredeyse boş olan Diş Hekimliği Fakültesi full kapasite gitmeye başladı’ dedi. ‘En çok şikayet aldığım yer olmaya başladı. Niye randevu alamıyoruz’ diye. Ben de alamıyorum’ diyen Okumuş, ‘Torpil yaptırıyorum, açıkça söyleyeyim. Çünkü randevuyu açtığınız zaman dakikalar içerisinde, saat 12.00’den itibaren açıldığı zaman sıfır tık kapanıyor, bitiyor, anında doluyor’ dedi.” (ntv.com.tr, 10 Ocak 2024)
Mesele, Afyon, Rize, Kars ya da İstanbul değil. Mesele, sadece bir bölüm değil. Mesele, bütün bir sistemin sıkıntıya girdiğini görmek ya da görmemektir. İşlerin bu noktaya gelebileceği çok önceden belliydi. Ne var ki Türkiye’yi idare edenler ‘övünmek’den vakit bulup dertleri dinlemeye ve problemleri görmeye zaman bulamadılar. “Şurada aksama var. Sağlık sistemi sıkıntıya giriyor. Randevu alamıyoruz” diyenler çoğunlukla dinlenmedi, kınandı ve hatta “algı yapmak”la itham edildi.
Sistem daha da tıkanmadan konu masaya yatırılmalı ve mutlaka çareler aranmalı, bulunmalı. Bunun için hem doktorlar, hem hastalar, hem de konu hakkında bilgisi olan herkes dinlenmeli. Bu yapılmayıp “En iyisini biz biliriz, kimse bize akıl vermesin” denilmeye devam ederse vatandaş sıkıntı çekmeye devam eder vesselam.