İsraf eden kişi ya da devletlerin iki yakasının bir araya gelmeyeceğine tarih şahittir. Ülkemizin ciddi sıkıntılarından biri de maaleseef, israfın ‘düşman’ olarak görülmemesidir.
Mal ve hizmetlere tahminlerden daha fazla zam yapılmakla birlikte, vatadaş olarak da gerektiği gibi tasarruf yapabilmiş değiliz. Tabii ki vatandaş tasarruf yapmıyor diye idareciler israf içinde yüzemez ve zam yarışı da yapamaz. Bunlar birbirinde ayrı meseleler...
Türkiye’nin ya da İslam ülkelerinin öncülük yapması gereken güzel bir kampanyayı çoğu zaman kızdığımız ya da kınadığımız Avrupa ülkeleri başlatmış.
İsterseniz bu güzel habere bakalım: “Tamir Kafe (Repair Cafe) haraeketi her geçen gün taraftar buluyor. Harekete katılanlar, “Bu kadar çok şey satın almamamız ve israf etmememiz gerek” düşüncesiyle hareket ediyor. İlki 2009’da Hollanda’da faaliyete geçen ve küresel bir hareket haline gelerek dünyanın çeşitli yerlerinde faaliyet gösteren 2 bin 500’ü aşkın Tamir Kafe, arızalı ürünlerin tamir edilip yeniden kullanılabilir hale getirilmesini, böylelikle tüketim kültürünün değiştirilmesini amaçlıyor. Tamir Kafe (Repair Cafe) hareketi Hollandalı gazeteci ve çevre aktivisti Martine Postma tarafından 2009’da Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da hayata geçirildi. Bir buluşma ve tamir etme alanı olarak kurgulanan kafelerde, elektronikten tekstile bozulan, yırtılan, kırılan her tür eşya tamir edilerek yeniden kullanılabilir hale getiriliyor. Kısa sürede küresel bir harekete dönüşen proje kapsamında dünyanın çeşitli ülkelerinde 2 bin 500’den fazla kafe açılırken 2016’dan bu yana kafelerde 80 bin 689 eşya tamir edildi. Bu ağın bir parçası olarak İngiltere’nin Tunbridge Wells bölgesinde 2021’den bu yana faaliyet gösteren Tamir Kafe’de elektrik, mekanik, takı ve bilgisayar gibi farklı alanlarda 28 tamir istasyonu ve bu istasyonlarda ürün tamir eden 75 gönüllü bulunuyor. (...)
“İtalya’nın Kalabria bölgesinde bulunan bir diğer Tamir Kafe, Far Eco adlı sivil toplum kuruluşu tarafından işletiliyor. Organizasyonun kurucusu Rossana Melito, (...) bu fikri 2022’de “Hiçbir şeyi atmıyoruz” sloganıyla hayata geçirebildiklerini aktardı. (...) Melito, şunları söyledi: “Aslında tamir etme kültürü, tüketim kültürü karşısında tersine bir eğilim oluşturuyor. Tüketmeye, satın almaya ve atmaya mecbur bırakılıyoruz. Biz bunun bir kandırmaca ve kötü bir alışkanlık olduğunu biliyoruz. Bu kadar çok şey satın almamamız ve israf etmememiz gerek. Biz bu yeni bakış açısının paylaşılması adına bu kafeyi açtık ve sonuçlarını da görüyoruz. Birçok insan bir şeylerin tamir edilmesinin ne kadar yararlı olduğunu anlıyor.” (AA, 31 Ocak 2024)
Avrupa’nın isarafa karşı bayrak açma anlamına gelen bu güzel uygulamasının bize de örnek olmasını arzu ederiz. Gerçekten de “Bu kadar çok şey satın almamamız ve israf etmememiz gerek.”
Bakalım “Tamir Kafe”ler bizde de açılacak mı?