"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üniversite hastanelerine kim el atacak?

Faruk ÇAKIR
26 Ağustos 2019, Pazartesi
Sağlık sektöründe de gidişin iyi olmadığını gösteren işaretler var.

Geçen gün sosyal medyada yer alan bir serzenişi gündeme taşımış (Acaba duyan olur mu?, Yeni Asya, 9 Ağustos 2019) ve ‘tebdili kıyafetle denetleme’nin sağlıktaki sıkıntılara, tıkanmalara ve şikâyetlere çare olacağını dillendirmiştik. 

Üniversitelere bağlı hastanelerin de büyük sıkıntılar çektiğini başka bir yazıdan öğreniyoruz. Gerçi bu hastanelere yolu düşen hastalar “Ameliyatım ertelendi, malzeme yokmuş” gibi şikâyetler duyuluyordu, ama bunların yaygın olmadığı kanaati vardı. Yeni Şafak’ta yayınlanan yazı, üniversite hastanelerinin adeta iflâsa sürüklendiğini ortaya koymuş.

Yazının geniş bir özetini aktarmak, çare ve çözüm bulunması için şart: 

“Ak Parti iktidarının önemli değişikliklere imza attığı sağlık sektöründe son zamanlarda ciddî bozulmaların olduğunu görmekteyiz. Bir tarafta yüksek ücretler talep eden, hastalara tedavi faturasını şişirmek için gereksiz tetkikler yaptıran, kamu yararı tamamen bir kenara bırakılan, sadece kârlılığa odaklanan bir anlayışla faaliyette bulunan özel sektör hastaneleri var. (...) Bir diğer sağlık hizmeti gören kurumlar ise üniversite tıp fakültelerinin uygulama, eğitim ve araştırma birimi olarak faaliyet gösteren teşhis ve tedavi yapan hastaneleridir. Bu hastaneler bir taraftan bilimsel çalışma ve eğitim-öğretim hizmeti için uygulama işlevi görmekte, diğer taraftan da sağlık hizmeti vermektedir. (...)

“Bugün Türkiye’nin en önemli tıp fakültelerinin de (Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakülteleri dahil) aralarında yer aldığı üniversite hastanelerinde maddî imkânsızlıklardan dolayı ciddî hizmet aksamaları yaşanmaktadır. Birçok ilâç, ameliyatta kullanılan tıbbî malzeme ya da tedavi için gerekli malzemeler satın alınamamakta, hastaya aldırılmakta ve bazı tetkikler kurum dışı özel yerlerde ücretle yaptırılmaktadır. Bunun en önemli nedeni üniversite hastanelerinin gelir-gider dengesizlikleri nedeniyle döner sermaye bütçelerinin sürekli açık vermeleri ve biriken borçlarıdır. Bu borçlar 2012 yılında yüzde 40’larda iken 2016’nın sonlarında gelirlerinin yüzde 70’lerini aşmıştır. Bugün üniversite hastanelerinin mevcut yapılarıyla biriken borçların altından kalkması (geri ödemesi) mümkün değildir. (...) Üniversite hastanelerinin en önemli gelir kaynağı hastalar adına SGK’dan aldığı tedavi ücretleridir. Bu fiyatlar 2010 yılından bu yana güncellenmemiştir (değişmemiş). Buna karşılık tıbbî malzeme, ilâç, asgarî ücret ve diğer giderlerde yüzde 100’lerin üzerinde artış olmuştur. (...) Mal alımlarındaki KDV yükümlülüklerinin yansıtılamaması, aksayan ödemeler nedeniyle yüksek maliyetlerle medikallerden malzeme alınması, tıbbî cihaz, bakım onarım ve inşaat gibi yatırım giderlerinin döner sermaye bütçelerinden karşılanması giderleri arttıran diğer hususlar. (...) Bugün üniversite hastaneleri hekimlerin, diğer çalışanların ve de hastaların memnun olmadığı bir pozisyonda günü kurtarmaya çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı’na bağlı olmayan bu hastanelere üvey evlât muamelesi yapılmakta, sorunun çözümü vatandaşın öncelikli beklentisi olarak hükümetin önünde durmaktadır. Sorun bütün tıp fakültelerinde hem eğitim kalitesini azaltmakta hem de sağlık hizmetlerini ciddî şekilde sekteye uğratmaktadır.” (Ahmet Ulusoy, Yeni Şafak, 7 Ağustos 2019)

Burada dile getirilen bütün bilgilere itiraz edenler olsa bile, sadece “hastalar adına SGK’dan alınan tedavi ücretleri”nin 2010 yılından bu yana hiç değişmemiş olması skandal olarak yetmez mi? Bu bilgi ‘manşet’liktir ve duyulduğu ilk gün değişmiyorsa hepimize geçmiş olsun...

İğneden ipliğe her şeyin fiyatı artarken devletin üniversite hastanelerine ödediği hasta tedavi ücreti 2010 yılından bu yana değişmiyorsa pes doğrusu...

Okunma Sayısı: 1824
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı